Bölüm 1 -Dublaj-

148 17 25
                                    

Sadece bu bölüm 3. Şahıs tarafından anlatılacaktır.

İyi okumalar...

Ne yani? Ben bir sanal Dünyanın içine girmiş olmazdım, değil mi?

~

"Kang Dae Sung! Durun lütfen,"

Kang Dae, arkasınına bakmadan ilerlemeye devam etti.
Min Seo, Kang Dae'nin özel asistanıydı.
Asistan, Kang Dae Sung'un gene kötü işlere bulaşacağını tahmin edebiliyordu.
O'nu önlemeye çalışsa da nafileydi. Abisinin öldüğünü kendisi de biliyordu ama hâlâ kardeşini aramayı bırakmamıştı.
Asistan, abisini aramasını bırakıp kendisine yeni bir hayat kurmasını tercih ederdi.
Kang Dae Sung çok başarılı bir iş adamıydı. bu hayat o'nu acımasızlaştırmış, duygusuz birine dönüştürmüştü.

Min Seo, sıkıntı ile oflayıp ellerini saçlarının arasından geçirdi.

♠️

"Bu günlük bu kadar yeter."

"Anka, artık evine gidebilirsin."

Anka, kulağında ki pahalı kulaklığı çıkarıp masanın üzerine koydu. Ağızının önünde duran mikrofona üfleyip, rahat sandalyesin de kendisini geriye doğru bıraktı.

her gün, 2 saat boyunca konuşmak, boğazının acımasına neden oluyordu. Min Seo adlı baş karakterde ki kızın dublajını yapıyordu. Bu diziye bayılıyordu. Bu iki başrolün sevgili olmasını istiyordu ama yönetmen, bu dizide romantizimin olmayacığını defalarca vurgulamıştı. Aksiyon ve gerilimden oluşan Karanlık Katil adında ki bu akıcı dizi, izleyenleri kendine hayran bırakmıştı.

Güney Korey'i çok seven ve oraya gitmek isteyen Anka, bu durumun asla gerçekleşmeyeceğini biliyordu. Para sorun değildi ama ailesi de vardı bu işte.

"En çok gitmek istediğin Ülke neresi?" diye soran arkadaşlarına,
"Güney Kore." Cevabını veren Ankanın arkadaşları,
bu cevaba karşılık,
"Ne yani, Sen Army misin?" Derler.

Hayır canım. Army bir Ülke değil. Bir şehir de değil. Bir Mahale, ve ya Sokak'da değil. Sadece, kendi K-pop gruplarını oluşturan insan bunlar insan!
Anka bu tür konuşmalardan bıkmıştı. O bir grubun fanı filan değildi ama ara sıra dinlediği oluyordu.
Bu eski konuşmalar aklına geldiğinde, kendiliğinden gülmeye başladı.

"Deli gibi güleceğine, kalk evine git Anka."

Samet, kendi kendine gülen kıza bakıp sabır diledi.
Samet, Anka'nın yanında ki masada oturuyordu. O da Kang Dae Sung'un dublajını yapıyordu.
Aynı zamanda Anka'nın komşusu olan Samet, bu işi o teklif etmiş, birlikte çalışmalarını önermişti. Büyük uğraşlar sonrası, Anka teklifi kabul etmişti.
Kısa sürede dublaj eğitimi alan Anka, çoğu dizi ve filmlerin seslendirmelerin de rol almıştı. Aynı zamanda da, kısa sürede tanınmış ve daha iyi yerler de çalışmaya başlamıştı.
Çoğunlukla kore dizilerin seslendirmesini yapan Anka,
son olarak Karanlık katil dizisinde seslendirme yapmaktaydı.

Anka, kendisine tuhaf bir şekilde bakan Samet'e dönüp,
"Sen git, Benim bir kaç işim var. Birazdan eve giderim." Dedi.

Samet olumsuz anlamda başını sallayıp,
"Hayır Anka, Herkes çıktı yarın işini halledersin." Dedi.
Anka, gözlerini devirip,
"Israr etme samet, İşim var." Dedi.
Samet, bu duruma darılmıştı.

"Peki,"

Anka umursamamaya çalışarak yapacağı işe döndü. Samet'in bu huyunu hiç sevmiyordu. Bir şeyi almadan peşini bırakmazdı.
Bu konuyu takmamaya çalışarak yapıcağı işe konsantre olmaya çalıştı. ama önce kendisine bir kahve alması gerekiyordu. Sandalyeden kalkıp, masasının biraz ilerisinde ki kahve makinasının yanına gitti. Kahvenin ılık olmasına umursamadan, karton bardağa doldurup masasına doğru ilerledi. Sandalyesine oturduğu anda, kendiliğinden inip, masa ile orantısını sağladı. Elinde ki kahveyi masaya bıraktıktan sonra,
çekmeceden bir kaç boya kalemi ile boş bir sayfa çıkardı.
Bilgisayardan dosyalarına girip, Kang Dae Sung'un bir fotoğrafını açıp, yuvarlak gözlüğünü düzeltti. Son olarak ellerini teker teker çıtlatıp, kurşun kalemi eline aldı. Kurşun kalemin ucuna bakıp, sivri olduğunu kavradığında, ekranda gördüklerini kağıda geçirmeye başladı. Aynı bir usta gibi.

Sanalda YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin