Media: Kang Dae Sung
"Lavabo nerede acaba?"
Konuyu değiştirmek için en uygun cümle buydu.
Kang Dae Sung, bana tip tip bakarken fırsat bu fırsat diyerek
Hızla odadan çıktım.Odadan çıkmam ile kendimi yerde bulmam bir oldu. Neye çarptığımı merak edip, kafamı kaldırdığımda bay Park'ı gördüm. Bu aptal ama yakışıkılı adam kapıda mı bekliyordu? Hah doğru ya, bu aptal dediğim Kang Dae Sung'un korumasıydı.
"Nereye kaçıyordunuz?"
Bay Park yerde ki hâlime tepkisiz bir şekilde bakıyordu. İnsan bir kaldırırdı.
Cevap verecekken, koltuk altımda bir gıdıklanma hissettim. Kafamı çevirdiğimde Kang Dae Sung bey Hazretleri, kollarımın altından tutmuş beni kaldırmaya çalışıyordu.
"Bu kadar çok mu çişin geliyordu?"
Ah evet. Nereden bileyim uyandığımda Kore'de olacağımı? Tabii bilseydim çişimi yapıp gelirdim.
O kadar rezil oldum yanii.Ayağa kalktığımda üzerimi sirkeleyip, yüzüne baktım.
"Evet."
Aynı şekilde yüzünü benden ayırmadan, konuştu.
"Park Jin Young, Anka'ya lavabonun yerini göster."
"Peki, efendim."
Bay Park, ilerlemeye başladığında, hızla o'nu takip etmeye başladım.
Uzun bir kolirordan geçtiğimizde, şirketlerinin çok büyük olduğunu fark ettim. Bizim şirket küçücük bir şeydi.Kızlar için özel lavaboyu gördüğümde, bay Park'ı geçip lavaboya doğru koşmaya başladım.
Acayip Çişim geliyordu.
Bay Park, lavabonun kapısana kadar geldiğinde kaşlarımı çatarak,
"İçeri girin isterseniz. Hatta gelin beraber işeyelim, ha olur mu?" Dedim.Kaşlarını çatarak, "Sizi gözümden ayıramam. İşiniz belli olmaz" dedi.
"Gözde göz olsa!"
"5 dakikaya burada olun!"
Arkamdan kapıyı çarparak, içeri girdim. Utanmaz Park Jin Young!
Sanki tuvaletin deliğinden kaçacağım.Önümde ki aynadan kendime bakıp, boş bir kabine girdim.
2 dakikada İşimi hallettikten sonra,
Klozetin kapağını kapatıp üzerine oturdum. Ben Kang Dae Sung'a ne yalan uyduracaktım? Uyandığımda Kore'deydim desem asla inanmazdı.Sıkıntı ile kafamı ellerimin arasına aldım.
"Of, of!"
Ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Gözlerimi kapatıp, ne yapıcağım diye düşünmeye başladım.
Hatta, Uzun bir süre...
♠️
Gözlerimi yarım yamalak açtığımda, tuvalette uyuya kalmışım herhalde diyip, kendime lanet okudum. Bay Park beni öldürecekti.
Ama eğer öldürecek olsaydı çoktan lavaboya dalmıştı.Klozetin üzerinde hangi pozisyonda uyumuşun diye bakarken...
"Siktir!"
Masamın üzerinde yarım kalmış bir Kang Dae Sung resmi, gözlüğüm ve kısa saçlarım bana gülümseyerek el sallıyorlardı.
En son lavaboda olduğma yemin edebilirdim. Nasıl geri girebilmiştim ki? Nasıl girdiysem öyle çıktım diye mırıldandım içimden.
içimi büyük bir sıkıntı kaplamıştı. Aslında rahatlamam gerekiyordu ama keşke bir fotoğraf çekinseydim. İçimde sıkıntı oluşmasının nedeni fotoğraf çekinmemek herhalde diye düşünürken, Az önce yaşadığım şeylerin rüya olmayacak kadar gerçekçi olduğunu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanalda Yolculuk
Fantasytür; fantastik* İki ayrı Dünyanın insanları... Hayır, mecaz değil. gerçekten de ayrı Dünyaların insanlarıydı bunlar. Uyandığında kendini, gerçek sanılan bir hayatta buldu; bir dizide. Kendi hayatında ki 1 saat, orada 1 ay, kendi hayatında ki yaşam...