Percy Annabeth'in hareketinden dolayı kaskatı kesilmişti. Az önce Annabeth onu öpmüştü. Evet, yanlış hatırlamıyordu. Onu öptü.
"Percy?" Annabeth kaşlarını çatmış Percy'e bakıyordu.
"Eee... Şey ya... Ben şey... Ney?"
"Sen bunu beklemiyordun. Evet." Annabeth başını salladı. "Aslına bakarsan ben de bunu beklemiyordum."
Percy kızarmıştı. Annabeth onu en son 6 yıl önce doğum günü hediyesini verirken öpmüştü. Anlaşılacağı üzere aradan çok uzun bir süre geçmişti. Ve buna ek olarak son 3 yılda çok fazla kavga etmiş ve tartışmışlardı.
Percy bu sabah Jane'in ona söylediği şeyi düşündü. Gerçekten böyle bir şey olabilir miydi. Yoksa Annabeth geçen gece sergilediği tavrı için özür mü diliyordu böyle? Jane Annabeth'in Percy'den hoşlandığından şüpelendiğini söylemişti. Şaka yapar gibi bir hali de yoktu.
"Aa şey. Biz en iyisi ayrılalım." dedi Percy.
"Pekala." Annabeth diğerlerinin yanına gitti.
Percy hala kendine gelememişti. İki dakika boyunca yerinden kımıldamamıştı bile. Jason sonunda yanına gelebildi.
"Abi,"
"Ne?"
"Az önce Annabeth beni öptü. Beni. Öptü."
Kafasını bukalemun gibi salladı. "Hmm. Biraz düşündürücü doğrusu."
"Tanrım. Bana bir şeyler oluyor. Sanki kalbim sıkıştı." Percy nefes almakta zorlanıyordu.
"Percy!" Jason Percy'nin nabzını yokladı. Nabzı çok hızlı atıyordu. "Hassiktir ya."
Percy'nin gözleri geriye doğru kaydı ve bayıldı. Jason ne yapacağını şaşırmış bir halde "Amir Johnson! Amir Johnson!" diye bağırdı. "Yardım edin!"
En önde Annabeth ve Johnson vardı.
Arkadan yaklaşık on kişi geliyordu. "Ona ne oldu?" Annabeth şaşkınlıkla Percy'e bakıyordu. Johnson bir şeyler geveledi. Jason en yakın arkadaşı için korkmaya başlamıştı. İlk yardım ekibi geldiğinde Annabeth Percy'nin nabzını yokluyordu.Ekip Percy'i kaldırıp sedyeye yerleştirdi. Annabeth'in gözlerinden korktuğu belliydi. Annabeth Percy'nin arkasından koşuyordu. Jason da Annabeth'in arkasından koştu. Bu konuyu derhal onunla konuşmalıydı. Jane ona Annabeth'in Percy'den hoşlandığından şüpelendiğini söylemişti. Belki gerçekten böyledir.
Percy'i ambulansla şehir merkezindeki hastaneye götürdüler. Annabeth ve Jason ambulansa binmek istediler fakat onları almadılar. Jane, Jason'ın yanına geldiğinde Annabeth'i sıkıştırdılar."Onu seviyorsun." dedi Jane.
"Hayır."
"Şu an yalan attığını üçümüzde biliyoruz Annabeth." dedi Jason.
Annabeth göz devirdi. "Siz ikiniz saçmalamaktan başka hiçbir şey yapmıyorsunuz!" Annabeth, Jane ve Jason'ı omuzlarından sert bir şekilde itip onların geriye sendelemelerini sağladı. Aralarından geçip koca yerleşkenin etrafını turladı.
Percy uyandığında bir hastane odasındaydı. Hastane ortamlarını pek sevdiği söylenemezdi. İlaç kokusu ona hep itici gelmişti çünkü.
Eline bağlı olan serum bitmek üzereydi. Büyük ihtimalle az sonra serumu değiştirmek için bir hemşire yanına gelecekti. Ardından kontrol edilir ve çıkardı. Neden bayıldığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Annabeth'e rezil olmuştu. Annabeth onu öptü ve Percy bayıldı... Büyük rezaletti. Muhtemelen Jason da Annabeth ile konuşmuştu. Percy bir an ölmeyi diledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Agents of FBI (Percabeth)
Fanfiction*seriye bağlı bir hikaye değildir* "Sen, Tanrı'nın bana verebileceği en güzel hediyesin." 24 yaşındaki Annabeth ve Percy 1. Sınıfta tanıştılar fakat Percy 1 sene sonra ülke değiştirdi. FBI'da çalışmak için sınava giren Annabeth ve Percy, birbirler...