-İyi ki doğdun Annabeth Chase💛
-Yb atmamaktan ben bile sıkıldım. Sınır tam geçilmese de atmaya karar verdim. Size iyi okumalar. ❤Percy dün geceye dair hiçbir şey hatırlamıyordu. Sadece Annabeth'in ona bir şey için "Ben de" demesi vardı aklında. Verdiği cevap onu etkilemiş olmalıydı. On iki shot bardağı tekila içmiş zilzurna sarhoş olmuş üstüne bir paket bira bitirmişti. Neden bu kadar içtiği hakkında en ufak bir bilgisi bile yokken bir de gidip Annabeth ile konuşmuştu. Tam bir aptaldı.
"Ben bir aptalım."? Bunu on iki kez tekrar etti. Yerinde aniden doğruldu. Saate baktı. "Hay sikeyim." Hızlıca üzerini giydi. Kendisine bir kase yulaf koydu ve sütle ıslattı. Birkaç kaşık aldıktan sonra kıravatını bağlayıp arabasına bindi. Bugün işte ilk günüydü ve geç kalmıştı.
İçeri girer girmez Jason ve Annabeth'i bulmak için etrafa şöyle bir göz attı. Akademiden tanıdık gelen kişiler etrafta geziniyordu fakat Annabeth ve Jason aralarında yoktu.
"Yenisin sen de değil mi?" Tok bir ses arkasında durdu. Percy arkasını dönüp sesin sahibine baktı. Yakasında kimlik kartı asılıydı ama bakamadı.
"Evet efendim."
"Şurada bir grup denemelik ajan var." Percy dışarıdan kör gibi göründüğünü merak etti.
"Teşekkürler." Adamın yanından uzaklaşırken onun için son derece değerli Rolex saatine baktı. (Bu saati ona Annabeth hediye etmişti) Bir saat geç kalmıştı. 5'te kalkmaya alışmıştı ama yine de onun için çok erkendi. İşi bırakma sebebi bile olabilirdi bu.
Jason ve Annabeth'i görüdüğünde sevinçten çıldıracak konuma gelmişti. Yalnız gezmeyi sevmiyordu. Yani tek başına sinemaya falan gidiyordu ama hiç bilmediği yabancı bir ortamda, hele ki az önceki gibi adamlarla aynı ortamda olmak onu biraz geriyordu. Girişte silahlı güvenlik onu biraz germişti ama burası FBI'dı. Bu fazlasıyla normaldi.
"Percy." Annabeth ona gülümsedi. Percy'nin kalbi yerinden çıkacak gibiydi. İçinden kalp atışlarının dışarıdan duyulmadığını umdu. "Silahsız gezmeyi düşünmüyorsundur herhalde."
"Ben Percy'den beklerim." Jason Percy'nin omzuna hafif bir yumruk attı.
"Annabeth Chase!" Annabeth arkasını döndüğünde şaşırmıştı. Arkasında bir grup ajan görmeyi beklemiyordu çünkü. "Bizimle geliyorsun." Annabeth emir almaktan nefret ederdi. İtaat etmek ona göre değildi. Ama burada emirleri yerine getirmesi gerekiyordu. Öndeki takım elbiseli adamları takip etti.
En üst kattaki toplantı odasına girdi. İçeride silahlı güvenlik görevlileri vardı. Masanın en başında elleri kelepçeli bir adam oturuyordu. Yüzü ona çok tanıdık bir o kadar da yabancı geliyordu. "Annabeth..."
"İsmimi-"
"Raymond." Annabeth kaşlarını çattı. İsim ona çok tanıdık gelmişti. Ama hatırlayamaması onu deli edecekti. Raymond karşısında kahkaha attı. "Çok büyümüşsün."
"Kes artık zırvalamayı! Kız burda, ne diyeceksen de!" Annabeth'in yanındaki adam elini masaya koydu.
"Sakin ol Ryan." Annabeth, yanındaki adama baktı. Sinirden damarları çıkmış, saçları terlemişti.
"Kızı sadece Annabeth bulabilir."
"Pardon." Annabeth tüm dikkati üstüne aldı. "Burada dönen olay her neyse benim adım geçiyor ve benim hiçbir bilgim bile yok."
"Sen daha denemelik ajansın." Ryan kollarını göğsünde kavuşturdu.
"Bir şeyler yapmadan rütbemi yükseltemem değil mi?" Raymond ona memnuniyetle baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Agents of FBI (Percabeth)
Hayran Kurgu*seriye bağlı bir hikaye değildir* "Sen, Tanrı'nın bana verebileceği en güzel hediyesin." 24 yaşındaki Annabeth ve Percy 1. Sınıfta tanıştılar fakat Percy 1 sene sonra ülke değiştirdi. FBI'da çalışmak için sınava giren Annabeth ve Percy, birbirler...