Insanların farklı olduğunu söylerler ya büyük bilimadamları bu Yiğit'e göre biraz değişik bir olaydı.Ona göre insanlar kendi özellikleri nasılsa öyle davranmıyorlardı.Hep bir şeyi kanıtlama amacı içindeydiler.Ama bunu kendilerine veya Allah'a değil kendileri gibi olan ancak "HAVALI" görünen birilerine kanıtlamaya çalışıyorlardı.Yiğit bunun mantığını hiç anlamamıştı.Neden bir insan başka bir insana sadece "HAVALI" diye kanıtlamaya çalışırdı ki.Ona aşırı mantıksız geliyordu.Bir gün bir arkadaşı başka bir arkadaşından fazla takipçisi olduğu için diğeriyle dalga geçiyordu.Yiğit az takipçisi olan aarkadaşınin yanına gidip "Sen onu boşver seni ben gerçek hayatta takip ediyorum" demiş ve gulumsemisti.Bu sayede diğer arkadaşının gözündeki pariltiyi gördü.Yiğit o pariltidan şu sonucu çıkarmıştı: "Bu dünyada herkes eşit olmalı,eğer benim 70 takipçim varsa herkesin en az 70 takipçisi olması lazım"
Sabah uyandığında annesinin telefonun üzerine bıraktığı notu gördü.Notta gece çok sayikladigi ve istediği zaman destek alabilecekleri yazıyordu.Yiğit bir an duygulandı.Demekki ailesi ona destek veriyordu.Saate baktı saat daha 10.47 idi.O zaman bir kaç saat zamanı vardı.Nasıl değerlendireyim diye düşündü.Aslında gördüğü rüya hakkında araştırma yapmak istiyordu.Ama bir konuyu fazla desmek istemiyordu.Zaten bugün birileri bu konu hakkında onla konusacaktı.O zaman aklına bir şey geldi.Telefonda konuşan kişi onun rüyasını nasıl biliyordu ?Evet.Bu imkansız bir şeydi.Demek ki bu onun yıllardır uğraştığı çocukları manipüle eden,borsanın dengesini bozan,insanları medya aracılığıyla uyusturan o insanlardı.Onlar kimdi bilmiyordu.Ama hep tahmin ediyordu böyle bir şey olduğunu.Işte o an kendine bir söz verdi.Eğer birileri ondan bazı insanları uyandirmasini istiyorsa düşmana karşı ajanlik yapacaktı.Bunları düşünürken saat 15.38 olmuştu.16.30 da meydanda olması lazımdı.Hazırlanıp hemen evden fırladı.Yolda giderken küçük kar taneleri gözlerine çarpıyordu.Beresi ve eldivenleri küçük kar parçalarıyla çok güzel bir görüntü olmuştu.Meydana 16.27 de vardı.Hemen etrafına baktı.Birden arkasından Yiğit diye ince bir ses duydu.Arkasına baktığında adam beyaz bir mendille bayiltmisti Yigit'i.
Uyandığında önünde güzel yemekler,3 çeşit içecek vardı.Uyandığı anlaşıldığında karşısına sarışın,temiz yüzlü,yeşil gözlü bir adam duruyordu.Yiğit adama ters ters bakmaya başladı.Adam "Yiğit korkmana gerek yok.Sakin ol bundan sonra bizimlesin.Amacımız insanlığı refaha kavuşturmak.Biz sana ihtiyacımız olduğu zaman iletişime geçeceğiz.Sana ilk zamanda yazılar yazman için bir portal bulacağız.Bizim kim olduğumuzu o portal üzerinden sen tanıtacaksın insanlara.Tamam mi koçum ?" Yiğit adama bakmaya devam ediyordu.Acaba kimdi bu ? Büyük ihtimalle Türk değildi bu kişi.Çünkü Fransız aksanıyla konuşuyordu.Yiğit en sonunda aklındaki soruları sorma kararı aldı.Gözlerini kısıp korkmadığını belli ederek "Biz kimiz,beni nerden buldunuz,siz kimsiniz,burası neresi ?!?!" Sesini biraz yukseltmisti.Adam sadece gülümseyip " Öğreneceksiniz bayım"dedi.Yigit'in sağındaki adam birden hareketlenerek Yigit'in kanına bir şeyler enjekte etti.Yiğit aradan 4 dakika geçmeden orda bayıldı.
Uyandığında evinde yatagindaydi.Bu kişiler elini kolunu sallaya sallaya evine hatta odasına girebilmislerdi.Hala soktaydi.Düşük bir olasılıkla rüya olabileceğini düşünüyordu.Yatağından doğruldu.Telefonunun altında bir kağıt gördü.Hemen koştu ve kağıdı okumaya başladı."Dolunay gazetesinde yazilarini yazmaya başlayacaksın.Yazılarını biz sana göndereceğiz.Unutma uyanış başladı.Geri dönüş yok"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
Mystery / ThrillerSonra yavaş yavaş her şeyin başına döndü.Her şeyi başlatan rüyayı gördüğü güne...