Hepsi Özgürlükleri İçin Oradaydı

25 3 0
                                    

Denizin hışırtısıyla uyandı Yiğit.Etrafına baktığında ilk olarak Balur'u sonra Emily ve Roger'ı gördü.Gözlerini ovaladı.Malezya'ya yaklaşmışlardı.Gitgide kızışan bu savaşın en masum yönünü korumaya çalışacaklardı.İtaatkarlar'ın Filipinler merkezli bir saldırı yapacaklarını planlıyorlardı.Bu yüzden Malezya iyi ve sağlam bir üsttü.Havadan saldırmayı planlasalar Hindistan ve Singapur askeri güçleri uyarı bile vermeden uçaklara ateş açarlardı.Karadan hayatta yapamazlardı.Bu yüzden denizden saldırıyı deniyeceklerdi.Adayı savunmak için en iyi Malezya'ydı.

Son bir haftadır olaylar iyice kızışmıştı.Şeyhler yöneticisi oldukları arap ülkelerini birer birer satmaya başlamışlardı.Afrika'da ki Ebola yaygınından yararlanıp insanlar yağma ve talana başlamışlardı.Kuzeyde ki dik duran devletlerin paraları değer kaybetmeye başlamıştı.Sanki birileri düğmeye basmıştı.En kötüsüde bu adil olmayan kirli savaşa herkesi alet etmek istemeleriydi.Örnekleri Avrupa'da görülmeye başlamıştı bile.Yıllardır ezilen halklar en sonunda silah gücüne başvurmuşlardı.Balkanlar kaynıyordu.Fransa ve İngiltere'de gitgide artan milliyetçilik dalgası ve katolik kilisesinin gitgide yeniden güçlenmesi Yiğit'i çok endişelendiriyordu.

Bu kadar savaştan haberi olmayan Andaman Adalarında olan kabileleri korumak şimdi Balur'un ekibinin göreviydi.Ada da bulunan o önemli noktaları belirten harita ve bilgileri bizzat Yiğit tarafından Moğolistan'dan çalınmiştı.Ada da tüm dünyanın önemli kordinatları belirten belgeler bir sandığın içindeydi.Ve bu sandık orda yaşayan kabile için kutsaldı.Tanrıdan hediye olarak görmekteydiler.İçindekini okuyamıyorlardı çünkü eski yunan dilinde yazılmıştı.Şimdi ki amaç adanın olanı ada da bırakmaktı. Bu savaş fillerin savaşıydı bu muharebenin içinde çiçeklerin ezilmemesi lazımdı.

Balur yanına beş kişi daha alarak 2 ayrı tekneyle denize açılarak tahmini noktalara mayın koymaya başlamıştı.Zaten dünyayı kasıp kavuran bu küresel kriz Güneydoğu Asya'da ki tüm ticari faaliyetleri nerdeyse durdurmuştu.O yüzden geçecek olan gemi mutlaka itaatkarların olacaktı.Emln olmak için kıyıda 28 bot ve her bota 8 kişi bırakmıştı.İlk mayın patladığı zaman bu botlar hemen harekete geçip itaatkarların botlarına ateş püskürteceklerdi.Bangladeş Körfezi'nde konuşlanan birlikler ise tamamen adanın Hindistan tarafını koruyacaklardı.Mayınlar ise güneye döşenmişti.Yani düşman güneyden geldiği zaman mayınlar ve 28 botla karşılaşacaktı.Batıdan gelirler ise orda ki kuvvetlerle karşılaşacaklardı.Malezya üzerinden zaten gelemezlerdi.Peki ya kuzey?

Kuzey'in koruması tamamen Yiğit'e aitti.Bangladeş'te ki iç karışıklıklardan yararlanarak büyük oranda güvenlik gücünü kıyı ya dizmişti.Çin'i kullanarak karadan gelemezlerdi.Ancak Çin onlara hava sahalarını açabilirdi.Yani Malezya veya Endonezya üzerinden gelmeyecek uçaklar Çin üzerinden gelebilirdi.Eğer uçaklar gelirse ilk hedefleri kuzeydeki güvenlik botlarını yokedip ondan sonra deniz yoluyla adaya çıkmak olurdu.İşte burda Yiğit'in yaratıcı zekası devreye girdi.Malezya kıyısında geçirdikleri 26 günlük hazırlık süresinde okuduğu bazı kaynaklardan kaptığı bilgilerle yeni bir fikir ortaya atmıştı.

Yiğit çok araştırmacı biriydi ama öyle her şeyi araştırmazdı.Sadece ilgisini çeken şeyleri.Dünya'nın düzeni,gizli yerler,öteki dünyalar... Bu araştımalarının birinde dünya'da bulunan bir yerin korunma taktiği dikkatini çekmişti.Çok mantıklı akıllıca ve zekiceydi.Acaba bunu nerde uygulayabilirim diye düşünmüştü Yiğit her araştırmanın sonunda olduğu gibi.

İşte o zaman bu zamandı.Botların kopyalarını sert siyah mukavvadan yaptırdı.Aynı boyutta olan mukavvaları aralara koydu.Bu sayede havadan gelen uçaklar hangisinin gerçek bot hangisinin mukavva olduğunu şaşıracaktı.Belli bir süre sonra ortada sadece mukavvalar kalacaktı.Hepsini yokettikten sonra denize inecek olan itaatkarların harcadığı zamanda diğer kuvvetler kuzey tarafına geleceklerdi ve olayı bitireceklerdi.

Saat 02.48'di.Havada ki o sis gözlerin üstünü ıslatmaktaydı.Emliy yanında ki genç çocuklara baktı.Hepsi eşitlik adalet birazcık huzur ve özgürlükten başka bir şey istemiyorlardı.Belki de hepsi sistemin kurbanıydı.Belki kimisi çok zengindi kimisinin ailesi yoktu.Belki de aralarında öldürülen masum insanların hakkını savunmak için orda olan vardı.Aslında sistemi reddedenlerden olabilirdi aralarında.Ama bu hiç bir şeyi değiştirmezdi.Hepsi özgürlükleri için oradaydı..

Bunları düşünürken aradan 16 dakika geçmişti.İlk bomba atıldı.Mukavva taktiği tutmuştu.Mukavvalar teker teker patlarken düşman güney tarafından sinsice olan ilerlemesini yanlışlıkla bir mayına çarparak sonlandırdı.Düşman iki koldan saldırmya çalışıyordu.Yiğit ve arkdaşları Balur'dan ayrılarak kuzeye doğru gittiler ve denizden gelecek saldırıyo beklemeye koyuldu.Balur'da ekibini alıp güneye indi.Batı 'da bulunanlara sabit kal emri verildi.

Olayın gerçek boyutu daha sonra anlaşıldı.Yiğit'in Bangladeş'te anlaştığı insanlar ihanet etmişlerdi.İtaatkarlarla birleşip saldırıya geçmişleridi.Kuzeyden gelen kuvvetler tamamen Bangladeş silahlı kuvvetleriydi.Güney'den itaatkarlar geliyordu.Batıda ki ekip kuzeyin yardımına koştu.Balur ve ekibi hareket edemiyordu çünkü İtaatkarlar adaya ulaşabilirlerdi.

İşte o an bir torpil sesiyle yankılandı etraf.Bu torpil yerde usul usul ilerleyen denizaltını vurmuştu.Balur sesin geldiği yöne baktığında ise iki kat şaşırdı.Geminin üzerinde Endonezya bayrağı dalgalanıyordu.Balur hemen ordularına hareket emri verdi.Buraya temizlerlerse Yiğit'in ekibi yetişebilirdi.

Ama bir sorun vardı.Bangladeş kuvvetleri Yiğit'in ekibini geriye doğru itiyordu ve en sonunda Yiğit adanın kuzey burnuna çıkmak zorunda kalmıştı.Neyse ki adalılar içlere doğru yerleşmişlerdi.Yiğit kıyıdan 10 m daha uzaklaşmamak için direniyordu.

Balur ve ekibi Endonezya kuvvetleriyle anlaşmış ve Yiğit'in yardımına koşmaya başladı.Yiğit bu sırada düşmanı kıyı önlerine hapsetmiş bekliyordu.Balur'un ekibi oraya 3.5 dakika sonra vardı.Savaş iyice kızışmaya başladı.Yaklaşık 4 saat süren bu savaş Balur'un ekibinin galibiyetiyle son buldu.Hava da kan ve barut kokusu vardı.Üstelik 1 de esir almışlardı.

Esiri merkez üsse götürürken sorgulamaya çalıştılar.Ancak sonuç alamadılar.Çünkü adam ağzını açmıyordu.Sorgu sırası Yiğit'e geldiği zaman Yiğit esirin kulağının arkasında ki küçük çipi farketti.Çipi hızlıca çekip çıkardı.Adam'ın gözleri birden kaydı ve sayıklamaya başladı ''Yeni.....Düzen......Kontrol...Esir...Herkes......''

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin