23 | Nefret?

1.3K 66 0
                                    


Gizem

"Cengiz, yine saçmalıyorsun." dedim ve etrafımdakileri umursamadan bardağı sertçe masaya bıraktım.

"Saçmalamıyorum, biliyorum."

Cengiz'in kararlı ifadesini gördüğümde bir anlığına gözüm arka masalardan birinde tek başına oturup içki içen Doruk'a gitti.

"Baksana, yemeğe geldik ama yüzün hala aynı. Sen benimle birlikte olmaktan mutlu olmuyorsun. Belki de, belki de başka biri vardır."

Cengiz cümlesine devam ederken adeta buz kesmiştim. Korktuğum şey başıma geliyordu. Ah, bir bilsen sevgilim demek istedim. O an Doruk'u anlatmak istedim. Fakat korktum, belki de onu geçiştirmek için yalan söylediğimi düşünecekti.

"Fazla ileri gidiyorsun, ayrıca nereden çıkarıyorsun bunları? Her an gülümseyemem ya?"

"Elbette her an gülümseyemezsin ama her an üzülemezsin de. Sen üzülüyorsun. Takıldığım yer de zaten bu."

Derin bir nefes aldım ve sandalyenin köşesinde asılı duran montumu hızlıca giydim.

"Asla anlamayacaksın dimi Cengiz?"

"Neyi?"

Cengiz'in arkadamdan seslenişini duymazdan gelerek restoranttan çıktım ve çantamdan telefonumu çıkartıp Çağlar'ın numarasını buldum. Tam arayacakken Doruk'u kapıya yaslanmış bir şekilde  gülümseyerek beni izlediğini fark ettim. Telefonumu yeniden çantama koyduğum gibi sinir ve hızla ilerleyip yakasından tutarak onu kenara çektim. Dişlerimi sıkmaktan ağrıyan çenem sesimin sessiz çıkmasına neden olmuştu.

"Cengiz ile aram senin yüzünden bozuldu. Benden ve çevremden uzak dur artık! "

"Biraz sakin ol bakalım güzelim." dedi ve elimi sertçe tutup beni duvara yasladı.  Elimi kurtarmaya çalışırken,

"Sen ve şu iğrenç üslubun." dedim.

"Eskiden çok hoşuna gidiyordu ama." dediği an biraz daha sert bir şekilde elimi çekmeyi denedim. Başarısız olduğumda birkaç tekme ile Doruk'un sendelemesini sağladım fakat o çabucak beni daha da sert bir şekilde duvara iyice sıkıştırdı.

"Bu güzelliği Cengiz'e mi kaptırmalıyım yani?"

"CE-"

Ben çığlık atmak üzereyken elini dudaklarıma bastırdı ve kendisini bana iyice yaklaştırdı. Yüzümde iğrendiğimin yeterince belli olduğu bir ifade vardı. Doruk elini ağzımdan çektiğinde oldukça yakın olmamız midemi bulandırmaya yetiyordu.

"Demek sebebin buydu."

Gözlerimi sesin geldiği yöne çevirdiğimde Cengiz'le göz göze geldik. Doruk'u üstümden bir güçle ittirdiğimde Cengiz'e doğru bir adım attım. Gideceğini düşünüp açıklama yapmak isterken o hızla Doruk'u yakasından tutup yere ittirdi. Doruk'un acıyla inlemesi kulaklarıma dolarken Cengiz'in yumruklarının ardı arkası kesilmiyordu. Her vurduğunda bir şeyler mırıldanıyordu fakat ortamdaki sesten hiçbir şey anlayamamıştım. Güvenlikler bize doğru koşmaya başladığında Cengiz'i omzundan tutup çekmeye çalıştım. Fakat o beni sertçe ittirdi ve,

"Seninle sonra görüşeceğiz!" dedi. Güvenlikler teker teker aramıza girip hiçbir şey göremez hale geldiğimden birkaç dakika sonra Cengiz kalabalık arasından çıkıp kolumdan tuttu ve beni arabasına gidene kadar çekiştirdi. Gözlerim dolu dolu onu takip ettim, arabaya geldiğimizde beni  bıraktı ve karşıma geçti.

"Evet, dinliyorum Gizem."

Dolu gözlerimdeki yaşları daha fazla tutacak gücüm kalmamıştı, gevşeyen parmaklarım ile ağlamaya ve Cengiz'in göğsüne vurmaya başladım.

"Senden nefret ediyorum! Ben zor bir durumdayken yanımda değil karşımda durduğun ve beni her daim aldatmak ile suçladığın için, en yakın arkadaşım dediğin insanı her olayda haklı bulup benim yıpranmama izin verdiğin ve bir kere olsun beni ondan koruyamadığın için senden nefret ediyorum!"

Hıçkırıklarım ağlayışıma eklendiğinde dizlerimin ağrısı yere düşmeme sebep olmuştu. Cengiz'de hemen ardımdan üstüme doğru eğildiğinde yakasından tutup alnını alnıma yasladım.

"Senden yardım istemeye çalıştım, beni dinlemedin! Canım yanıyor dedim, görmedin! Doruk'un söylediği yalanları dinledin ama beni bir kez olsun dinlemedin Cengiz!"

Cengiz'in de ağlamaya başlamasıyla yüzümü onun omzuna gömdüm.

"Doruk benim eski sevgilim. Benden ayrıldı çünkü zihniyeti berbattı onun. Hazal'ı korumak adına onları ayırmaya çalıştım onu kıskandığımı düşündü. Benimle konuşmadığın ve sürekli kavga ettiğimiz için senden ayrılmak istediğimi düşündü ve her defasında karşıma çıkarken bundan cesaret buldu. Dağ evinden döndüğümüz gün beni defalarca aradı, evime geldi ve onu istediğimi söylememi istedi. Beni saatlerce zorladı. Her defasında ondan zorla kurtuldum ve bunları sana belli etmemeye çalıştım. Suçlu yine ben oldum. Seni aldattığımı düşündün, ben üzgünken sen daha çok surat yapmaya çalıştın! Ama fark etmedin ki benimki surat yapmak değildi  yardım istemekti! Doruk'u senin yanında gördüğüm zaman anlatmaya çalıştım. Hareketlerimden bir kez olsun belki bir şeyler olduğunu anlarsın sandım. Seni kırmaya korktum, yanlış anlaşılmaktan korktum sustum. Ama, bundan sonra hep sen konuşacaksın Cengiz. Çünkü ben olmayacağım."

Göğsünden destek alarak ayağa kalkmaya çalıştığımda beni bileklerimden tutarak buna izin vermedi.

"Benden nefret ettiğini bir daha söyle. Ama canımı yakmak için söyle, sevmediğini ve beni bir daha görmek istemediğini söyle. Ama gözlerime bakarak söyle."

Beni çenemden tuttu ve göz göze gelmemizi sağladı. Fakat daha fazla gücüm kalmadığından dolayı başımı göğsüne iyice yasladım ve ellerimi ensesinde birleştirdim. Yorgunluğuma yenik düşüp gözlerimi yavaş yavaş kapatırken,

"Asıl nefret ettiğim şey kararsızlığım. Seni seviyorum." diyebildim.

Cengiz'in kucağında olduğumu fark ettikten saniyeler sonra yorgunluk ve günlerin stresiyle gözlerimi tamamen kapadım.









Uzun zamandır bölüm atamıyorum, özür dilerim hepinizden. Bundan sonra arayı açmayacağım, söz. Sömestr'da İrlanda'da olduğum için bölüm yazmak oldukça zor oldu. 2 bin içinde ayrı ayrı teşekkür ederim, iyi varsınız, moral oldunuz❤️

F U T B O L   A Ş K I     (Cengiz Ünder✨) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin