26 | Anlatacağım

1.2K 60 12
                                    


Cengiz

Tribünlerden gelen sesler halen kulağımda çınlarken, beklentimin tersinde oldukça sessiz bir yerde uyanmıştım. Etrafı bulanık görmeme rağmen burnuma dolan kokuyla başımı hafifçe yana çevirdim, Gizem yanımdaydı. Gözlerim büyük bir ağrıyla da olsa yavaşça düzelmeye başlamış ve otel odasında olduğumu anlamama yetecek kadar netleşmişti. Birkaç dakika gözlerimi kapadım ve elimi sımsıkı kavramış olan parmakları baş parmağımla okşadım. Kulaklarıma dolan boğuk kapı sesiyle gözlerim istemsiz bir şekilde açılmıştı. Her dakika etraf biraz daha netleşirken kulaklarımda hala devam eden bir uğultu vardı.

"Cengo!"

Çağlar omzuma elini koyup, yüzüme eğildi ve dikkatle beni incelemeye başladı. Ardından ağzımda hissettiğim soğuk el ile irkildim. Doktor olmalıydı. Ağzımı iyice açıp dikkatle baktıktan sonra gülümseyerek serum takılı olduğunu yeni fark ettiğim elimi kontrol etti.

"Çok şanslıymışsın Cengiz."

"Bu sefer gerçekten çok korkuttun kardeşim."

"Ne oldu, sakatlandım mı? Hiçbir şey hatırlamıyorum."

Gizem'in uyanmış olmasını umarak tekrar başımı çevirdiğimde başını yatak başlığına yaslamış, saçları yüzünü kapatmış ve elimi sıkıca tutar bir halde hala uyuyordu. Çağlar dudaklarını birbirine bastırdı ve yatağın köşesine oturdu. Başımdaki doktor ise serumu son kez kontrol edip bana döndü,

"Maç esnasında bilincin aniden kapandı ve yere yığıldın. İlk müdahale için koştuğumuzda ağzından kan geliyordu ve titriyordun. Ambulans görevlileri ile müdahale ettiğimiz sırada da dilin az daha boğazına kaçacak durumdaydı. Yarım saat boyunca bilincini yerine getirmeye çalıştık fakat saha da başaramayınca uzman doktorlar ile burada birkaç ilaç verdik, yapılması gereken birkaç tıbbi yöntemleri uyguladık. Ve bakıyorum ki başarılı olmuşuz. Allah korudu seni, büyük bir riskin eşiğinden döndün."

"Sadece ağrı hissediyorum. En ufak bir şey dahi hatırlamıyorum."

"Oldukça iyisin. Yarın hastaneye götürülüp birkaç testten daha geçeceksin. Hatırladığın şeyler arasında da kopukluklar olacak elbet, bilincin uzun süre kapalı kaldı."

"Şu an iyi ama, değil mi? Tamamen yani?"

"Öyle olduğunu düşünüyorum fakat bunu kesin olarak hastane testlerinden sonra söyleyebiliriz Çağlar."

Çağlar benim hakkımda birkaç şey daha sorarken o an tüm bu korkunç şeyleri ben yaşamamışım gibi Gizem'e odaklandım. Nasıl göründüğüm, nasıl olduğum umrumda değildi. O kötü gözüküyordu, benim için önemli olan buydu.

"Gizem? Gördü değil mi tüm bunları?"

Çağlar başını hafifçe eğdiğinde doktora döndüm,

"Ona da bakar mısınız? Çok halsiz gözüküyor."

"Ağır bir ağrı kesici iğne yapıldı, yerine yatması gerektiğini ısrarla söyledim fakat burada kalmak istedi. Uyanınca her şeyi anlatır zaten."

Başımı salladım ve Gizem'in elini dudaklarıma götürdüm.

"Bir sebebi var mı? Birdenbire nasıl oldu bu kadar şey?"

"Futbolcularda rastlanabilen bir şey, vücut nefesini yeterli olarak kullanamadığı zamanlar da meydana gelir. Siz bir süre dinlenin. Tekrar geçmiş olsun."

Başımı teşekkür edercesine salladım ve doktor çıkıp, kapıyı kapattıktan hemen sonra Çağlar'da ayağa kalkmıştı ki onu durdurdum.

"Gizem çok mu ağladı?"

"Sen yere düştükten sonra o da sahaya indi. Seni öyle görünce, çok kötü oldu."

Derin bir nefes alıp bakışlarımı yeniden ona çevirdiğimde Çağlar devam etti,

"Doktor bu gece düzenli olarak oksijen alacağın için odaya takımın girmesine izin vermedi, fazla kişiden dolayı olumsuz etkilenebilirmişsin. Bu gecelik yanında Gizem kalsın, bir şeye ihtiyacın olursa veya Gizem hala uyanmamış olursa seslenirsin, yandayım."

"Teşekkür ederim kardeşim."

"Bu arada, iyileştikten sonra seni döveceğim Cengo. Aklım çıktı."

Güldüm,

"Çağlar, Gizem'i biraz daha yanıma çeker misin? Orada çok rahatsız gözüküyor."

Çağlar, onaylayan bir ifadeyle Gizem'i biraz daha yanıma çekti fakat o sıra da Gizem kollarını belime sardı ve yerinde bir süre kıpırdandıktan sonra gözlerini açtı. Etrafta birkaç saniye bakışlarını gezdirdi ve nihayetinde gözleri benim gözlerimi bulmuştu. Dağılmış saçları, morarmış olmasından dolayı tam olarak açamadığı gözleri ve kıpkırmızı bir hal almış yüzünü belki saliseler içinde ezberlemişti beynim. Başını anında kaldırıp, dikkatle bana baktı.

"Cengiz!"

Gülümsedim ve hafifçe elimi beline koydum.

"İyi misin? Ağrın var mı? Başın acıyor mu?"

"Hayır, hayır iyiyim."

Parmakları çenemde, yanaklarımda ve alnımda, bakışları ise tüm vücudumda idi. İyi göründüğümden emin olmak ister gibi bir hali vardı.

"Doktor geldi az önce, her şey yolunda dedi. Tabi, bir süre oynayamayacak ve devamlı kontrolleri yapılacak. Ayrıca ilaçlarını zamanında kullanması gerekiyormuş."

Gizem

"Teşekkür ederim Çağlar."

Cengiz'den gözlerimi ayırmadan Çağlar'a teşekkür ettiğimde o da yavaşça odadan çıktı. Cengiz doğrulurken elimi göğsüne koydum.

"Sana bir şey olacak diye çok korktum."

"Sevgilim, iyiyim ben." dedi ve parmaklarını saçlarımın arasından geçirdi.

Alınlarımız birbirine değerken yüzünün her bir köşesini baş parmaklarımla okşuyordum.

"Yalnız, bana tam olarak ne olduğunu doktor söylemiyor. Bana anlatır mısın?"

Boğuk çıkan ses tonuyla halsizce başını yastığa koyduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Anlatmamın bir faydası olmaz ki."

"Ya sevgilimin sesinden dinleyeceğim ya da internetten izleyeceğim. Durduk yere böyle bir şey olması imkansız. Altınordu'da hep nefes antrenmanları yaptım, bana anlatılmayan veya benim fark etmediğim bir şey olmuş olmalı."

Derin bir nefes aldım,

"Anlatacağım."










An itibariyle 3,03 bin'e ulaştııık🙌 Dediğim gibi, bu kitabı yazma amacım Cengiz Ünder adına çok çok az kurgu olması ve benim gibi Cengiz Ünder hayranlarının daha fazla kurgu istediğini düşünmemdi. Yazdığım her satır sizin keyifle okumanız için❤️
Ve ve ve taejinsgirl SuNeuers sontopbukucux Besiktassizolmaz edindiğim en güzel okurlardan birkaçı, iyi ki siz!❣️

F U T B O L   A Ş K I     (Cengiz Ünder✨) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin