KARANLIK

26 4 2
                                    

...

Beni nereye götürdüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu ama şuan için tek istediğim bacağımdaki ağrıdan kurtulmaktı. Beni,nazik davranmaya çalıştığını belli eden hareketlerle arka koltuğa bindirirken kendisi de şoför koltuğuna geçip gazı köklemişti.

''Canın çok acıyor mu?''.Bakışlarını yoldan ayırmadan kurduğu cümlede hissizlik ve boşluk hakimdi,duygu barındırmıyordu.Kafamı yasladığım soğuk camdan ayırdığım bakışlarım kısa bir süre için bakışlarına değerken ''Biraz.'' diyebilmiştim sadece.Halbuki canım fazlasıyla yanıyordu. İnanmadığını belli eden bakışlarla ''Biraz.'' diyerek söylediğimi tekrar etmişti.Zaten pantolonumdan koltuğa bulaşan kan da yalanımı deşifre etmeye yetmişti. Ama yolun geri kalanında hiç bir şey konuşmadan sadece dışarıyı izlemekle yetinmişti.

Duran araba ile düşüncelerimden sıyrılırken Güzey arabadan hızlıca inip beni kucağına alarak önünde durduğumuz apartmana doğru yol aldı.Bu apartman dün geldiğimiz apartmandı.Birden içimde bir gariplik hissetmiştim.Güzey içeri girip beni koltuğa yavaşça bırakırken ''Bekle,geliyorum.'' diyerek odadan ayrılmıştı.Başımı hafifçe sallarken aklıma dün yaşananlar gelmişti.Dün yine aynı cümleyi kurup gitmişti.Onu dinlememiştim ve kaçmıştım.Sonucunda bacağım çok yorulmuş ve daha kötü bir hal almıştı.Halbuki yine aynı evde ve yine aynı kişiyleydim. Ama bu sefer korku hissetmemek için daha fazla çaba sarfediyordum.

Gelişinin habercisi olan adım sesleri salona ulaştığında elinde ilk yardım çantası ile yanıma yaklaşıyordu.

 ''Pantolonunu çıkar.''  

''Ha!''  Tekdüze bir sesle kurduğu cümleye şaşırmıştım. 

''Pantolon üzerindeyken müdahale edemeyeceğime göre pantolonu çıkarman gerekiyor.''  

Söyledikleri kızarmama sebep olurken doğruluğunun da farkındaydım.

'' Sa- sana gerek yok.Ben yaparım.''  Titreyen sesime lanet ederken,titrememde ağlamamın,üşümemin ve söylediklerinin etkisi vardı.Derin bir soluk alıp gözlerini gözlerime sabitlemişti.

''Bekliyorum.'' Sesi itiraz kabul etmediğine kanıttı.

''Ben yaparım,sana gerek yok.'' Titremeden çıkan sesime alkış tutan içimdeki küçük  kız çocuğunun alkışları Güzey'in yüzünü yüzüme yaklaştırmasıyla yarım kalmıştı.

''İnadı bırak ve dediğimi yap.Sadece yarana bakacağım!'' Sıcak nefesi tenime değip yakarken sesindeki itiraz kabul etmez tını utancımın önüne geçiyordu.

''Tamam ama arkanı dön!'' Başını arkaya atarak arkasını dönmüştü.Son yaptığım sargıdan bu yana bacağıma hiç bakmamıştım ama pantolonumun altında saklanan tenim düşüşümün etkisiyle morarmıştı ve sargının arasından kan sızıyordu.

''Bitti mi?''

''Bir dakika.'' Şuan arkasında sadece iç çamaşırımla duruyordum ve bu alışık olduğum bir durum değildi.Pantolonu yaramı açık bırakacak şekilde kısa da olsa etek gibi bacağıma doladım.

''Tamam,dönebilirsin.'' Sıkıntılı bir nefes vererek döndüğünde artan nabzım yanaklarımı yakmıştı.Ayağımı sehpaya uzatıp sargımı açmaya başlamıştı.Yara dışında hiç bir yere bakmıyordu.Evet, sapık gibi durmuyordu ama içten içe çekinip korkuyordum.Yarayı inceleyip başını öfkeyle iki yana salladı ve bakışlarını gözlerime sabitledi.

''Darbeden dolayı morarmış.Ayrıca fazla yormuşsun ayağını! Beni dinleyip seni eve bırakmamı bekleseydin ne yaran ıslanırdı ne de o kadar yol yürürdün eve varmak için!''

FREZYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin