Doğru düzgün kontrol edilmemiş bir bölüm. Hatalarım varsa özür dilerim.
--
"Uyan."
Gözlerimi duyduğum sesle beraber kırpıştırdım. Karanlık olduğu için etrafı tam kestiremedim. Ama buranın tanıdık olmadığını anlamayacak kadar saf değildim. Sokak lambası etrafı daha net aydınlatıyordu, yine de önümü seçmeme yardımcı olmuyordu.
Gözlerim bilinçsizce tekrar kapandı.
Her hücrem uyumak için delicesine yalvarıyordu.
"Uyan, Selena." Ses daha yüksek çıkmıştı bu sefer. Gözlerimi aralayabilmek için kendimi zorladım; ama yorgun tarafım ağır bastı. Gözlerimi yine siyah sis dumanı kapladı.
"Lanet olsun." Bir kapının açıldığını duydum ve birkaç saniye sonra aynı kapının kapandığını. Etrafı sessizlik kapladı. Ancak bu sefer daha yakında işittiğim kapı sesi sessizliği bozdu.
Derin bir iç çekiş.
Yumuşak koltukla özdeşleşen bedenim havalandı. Beni kucağına aldığını tahmin ettim. Nefes alışverişlerini artık daha net duyuyordum. Kollarım ve bacaklarım gevşedi.
Bu güven duygusu... Tanrım, bu duygu kadar güzel bir şey olabilir mi acaba?
Tekrar kapı kapandı ve bir 'BİNG' sesi bir saniyeliğine karanlığı inletti.
İç çekiş ve düzenli adım sesleri.
Ondan sonraki birkaç dakika neler oldu, bilmiyorum. Bilincim o kadar açık değildi. Sadece düzenli adım sesleri ve anahtar şıngırtılarını duyuşumu hatırlıyordum.
Ve bedenim tekrar yumuşak bir şeye temas etti. Bir yatağın üzerinde yattığımı anladım. Gözlerimi açıp etrafa bakıp nerede olduğumu öğrenmek istiyordum; ama dediğim gibi, yorgundum.
Sadece "İyi geceler." sesini işittim.
Onu çok geçmeden yanıtladım. "Sana da Justin." Ve kendimi kısa bir sürede uykunun topraklarına teslim alınmış bir şekilde buldum.
*
Gözlerimi aralamamla beyaz tavanla göz göze geldim. Başımda kelimelerle açıklanayamacak bir ağrı vardı ve geçen her saniye sonunda azalmak yerine kendini daha da belli ediyordu. Sanki bir yığın ergen beynimde toplanmış dans ediyordu.
Doğruldum ve etrafta gözümü gezdirdim. Burası yabancıydı. Yatak çift kişilikti ve nevresimi lacivertti. Komodin, gardırop, masa tamamen benimkilerden farklıydı.
Buraya nasıl gelmiştim?
En son hatırladığım Deona'nın evinde Justin'le atıştığımızdı. Gerisi bulanıktı. Sanki beynimdeki anılar bulanık bir perdeyle örtülmüştü.
Yabancı yataktan sendeleyerek kalktım ve dengemi düzeltmek için kendime zaman tanıdım. Her şey etrafımda dönüyor, bulanıklaşıyor; gözlerimi kırpıştırdığımda her şey eskisine dönüyordu.
"Saat kaç haberin var mı senin?"
Tanıdık ses birkaç metre ötemden gelince şakaklarımı ovuşturmayı bıraktım ve sesin geldiği kaynağı gözlerimle aramaya başladım. Arkama döndüm ve kapıya yaslanan Justin'i gördüm. Yüzünde herkesin fark edemeyeceği minik, çok ama çok miniminnacık bir gülümseme vardı.
Onu gördüğüme hem şaşırmış hem de sevinmiştim; ama hiçbir şey belli etmemeye karar verdim. "Bilmem. 10 falan mı?" diye sordum. Gözlerimi pencereye kaydırdım ancak üzeri siyah bir perdeyle örtülü olduğundan bir şey belli olmuyordu. O sırada odanın da lambayla aydınlandığını fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşık Olmak Yasak (Jelena Fanfic) #düzenleniyor#
Fanfic#düzenleniyor# Beni sarhoş kılıyordu. Onun yanında her şeyi unutup çıldırıyor duruma geliyordum. O aynı zamanda ilacımdı. Ne zaman negatif hissetsem kendimi onu düşünerek güçlendiriyordum. İşte acınası gerçek: Onu seviyorum... (Yasak Serisi #1) -Tü...