Luke
1 ay sonra
Her gün yanıma gelmeye devam ediyordu. Bakışlarından bana karşı bir şeyler hissettiğini anlayabiliyordum. Diğer hastalar yerine sadece benimle ilgileniyor kendini ele veriyordu. Bende bunu kullanmaya karar vermiştim. Kısacası onu buradan çıkmak için bir anahtar olarak kullanacaktım.
Bu belki de kötü bir karardı fakat bir şekilde burdan çıkmam gerekliydi. Çıkmalı Ve yarım kalan işlerimi bitirmeliydim. Herkese hesabını sormam gerekiyordu. Kız arkadaşım öldüğü için beni suçlayan ailesine , bunu gururuna yakıştıramayan soylu Hemmings Ailesine ve beni buraya kapatan doktorlara.
Buraya geldiğimde beynimin içinde sadece onun sesi dolaşıyordu. O kemoterapi gören kanserin son evresindeki masum bir kızdı. Birbirimizi çok sevmiştik fakat ailesi ona iyi geldiğimi düşünmüyordu. Bize engel olmaya çalıştılar. Ailem ise ününün zedelenmesinden korkuyordu. Manşetlerde "Ünlü Hemmings Ailesinin gelini hasta bir kız" başlığını görmek istemiyorlardı.
Bu yüzden ben de küçük sevgilimi onun da isteği ile hastaneden kaçırdım. Fakat bizi buldular ve onun yorgun bedeni buna daha fazla dayanamadı ve kollarımda can verdi.
Polislerle kapımıza dayandıklarında o ölmüştü. Karakolda sorgulanırken ailemin hiç bir üyesi orada değildi. Fakat bir şeyler yaptıklarını biliyordum. Doktor kararıyla beni buraya kapatıp ismimin üzerine deli damgası vurmuşlardı. Ben deli değildim. Sadece aşıktım Ve yolumu kaybetmiştim. Bunu kimse anlamadı. Beni buradan çıkartmaya kimse gelmedi.
Düşünceler içinde boğulurken çiçekli kokusundan onun geldiğini anlıyordum. Sessizce yanıma oturduğunda ona döndüm. Yüzünü incelerken afallamış görünüyordu. Birazdan daha çok afallayacağını biliyordum bu yüzümde bir gülümseme olmasına yaramıştı. Kaşlarını kaldırıp o da benim gibi gülümserken tam ne olduğunu sormak için ağzını açtığı sırada onu öptüm.