yine sıkıcı bi hastane günü kafeteryaya inip bi latte alıp bahçeye çıktım herkes kendi havasındaydı karşıdan bana koşarak gelen dilanı gördüm ellerini çırpıyodu küçük çocuk gibiydi yanıma oturup bugün nasılsın dedi iyiyim sen nasılsın dediğimde çok mutluyum çünkü en yakın arkadaşımla barıştım yıllardır ilk defa huzurla uykuya daldım dedi dilan dedim düz bi sesle neden böyle oldu? böyle olması kadermi? dilan gözlerindeki yaşı elinin tersiyle silerek cevap verdi hepsi kader ama önemli olan bizi affetmeniz seni çok seviyorum dedi sarıldı bende sarılmasına karşılık verdim kızının bi resmi varmı çok merak ettim dediğinde eski meraklı dilan geri gelmiş dedim ve gülümsedim çantamdan telefonumu çıkarıp fotoğrafını aradım önüme gelen ilk fotoğrafı gösterdim (multimedyada var) gözlerini pörtletip sarı saçlı mavi gözlü oha çok güzel bu senin kadar güzel dedi kekeledin dilan saçmaladında biraz neden bu kadar heycan yaptın dediğimde ne bileyim işte ben sizi bi daha hiç görmüceğimizi sanmıştım ama görüştük çok mutluyum dedikten sonra beni öpüp canım benim okula gidip çağanı almam gerekiyo dedi peki dedim el salladım doktor ali bey 101 numaralı odadki hastaya şu iğneyi yapıp gel dediğinde arkamı dönüp hareketini yaptım adam resmen ego manyağı neyse sustum ben :) odaya girdiğimde hastanın bizim apartman komşumuz olan safiye abla olduğunu gördüm muhabbet ederken zaman geçmiş olucakki mesai saatimin bittiğini gördüm safiye teyzeye veda edip aşağıya indim kıyafetlerimide giydikten sonra hastanenin önünde elindeki çiçekle beni bekleyen yakışıklı kocamı gördüm koşarak sarıldım dudaklarından öpüp şımartıyosun sevgilim 10 yıldır aynı şey dedim kahkaha atıp ben daha neler yapıcam senin için dedi kocama sarıldım ve yürüyerek gidicez bugün sevgilim arabamız bakımda dedi arabayı bakıma vericeğini söyleseydin benim arabayıda verirdik dedim karşıdaki akseli görünce emreye daha çok sokuldum emre elimi tutup anlımdan öptü akselin çene kaslarının gerildiğini görebiliyodum hadi gidelim çiselide okuldan alalım hem daha çok yürürüz ve seninle yürümenin tadını çıkarırım dedi okulun önüne geldiğimizde zeynepte kocasıyla bahçede oturmuş ve kapının girişinde atarlı bi kerem sayer gördüm hiç değişmemişti ne aksel ne kerem hala aynılardı arkamızdaki akselde keremin yanına gidince bizde zeyneplerin yanına gittik zile ne kadar var ikiz dediğimde zeynep kahkaha atıp iki dakika dedi zeynebi dürtükleyerek fısıltıyla aksel ve kerem burda dedim bana aynı fısıltıyla cevap verdi biliyorum keerem hamiye öldürcek gibi bakıyo dedi masada gülüşmelerimiz yankılanırken zilin sesini duyduk karşıdan gelen bi adet çığıran çisel ve bi adet atarlı çiselin kolunu sıkan doruk görüldü yine niye kavga ediyo bunlar diyen hamiye kıskançlıktır diyen zeynep eşlik etti çisel yanıma gelip anne doruk yüzünden hiç bi erkeğin yanına yaklaşamıyorum ama beyefendi tuananın yanından ayrılmıyo diye çığırmaya başladı emre yerinden kalkıp çiselin kafasını göğsüne bastırıp doruk senin abin tabiki korucak dedi çisel kafasını kaldırıp ne abisi aynı yaştayız dediğinde hepimiz gülmeye başladık çiselin bi kolu bende bi kolu emrede sarılarak yürüdük zeyneplerse arabayla gittiler akselle keremin kıskandığı ortadaydı ama ses çıkaramadılar zaten çocuklarını alıp gitmişlerdir diye düşündüm eve girip yatağıma uzandığımda bütün bu olanlar neydi diye düşündüm en son emreyle evlenirken yazdığım günlüğümü çıkarıp sayfaları çevirdim aldatıldığımız güne gitti elim parmaklarımı sayfada gezdirdim bi cümleyi okudum canımdın bi zamanlar ama şimdi sadece kötü bi anı olarak kalıcaksın bugüne kadar yaptıkların için sağ olsanda bi daha asla solum olmuycaksın . defteri kapatıp çekmecenin içine geri koydum tüm bunlar beynimizin bize oynadığı oyunmuydu biz mutluyduk neden çıktılar ki karşımıza emre yanıma uzanıp burnumdan öptü nasılmış benim sevgilim dedi ve ellerini belime doladı bende ona sarılıp dudaklarına öpücük kondurdum ama miğdemin bulanmasıyla geri çekildim ayaklarımı popoma vura vura lavoboya koştum arkamdan gelen emre aşkım iyimisin diye bağırı kapıya vuruyodu kapıyı açıp iiyiyim sadece miğdem bulandı dedim uzun zamandır başım dönüyodu miğdem bulanıyodu emrenin gözleri parladı aşkım hamilemisin yoksa allah baba oluyorum diye bağırdı emre sus çisel duycak dememe kalmadan çisel kapının önünde ağlamaya başladı odasına koşup kapıyı kilitledi arkasından gidip aç kapıyı konuşalım desekte bizi dinlemeyip ağlamaya devam etti emre en sonunda dayanamayıp çisel bi kardeşinin olmasını neden istemiyosun o doğduğunda onuda senin gibi sevicez birbirinizden ayırmıcaz sen bizim ilk göz ağrımızsın dedi çisel gidin burdan diye bağırdı emre sinirlenip yatak odasına gitti kapıda kapıya vurup aç kapıyı çisel konuşalım dediğimde çisel dayanamamış olucak ki kapıyı açtı yatağına oturdu yanına gidip sarıldım çisel hamile olup olmadığım belli değil ama o da bizim canımızdan bi parça olucak seni sevdiğimiz gibi onuda sevicez ona ne alırsak sanada alıcaz mesela ben çalıştığım için arada sen ona annelik yapıcaksın minicik ellleri olucak erkek olursa ilk aşkıda belki sen olucaksın abla dicek sana dediğimde çisel biraz gülümseyip anne ben sizi kimseyle paylaşamam dedi bebeğim bu kadar çok korkma kardeşinden paylaşmak zorunda kalmıcaksın ikinizede aynı davranıcaz hatta sizinle hep vakit geçiricez lütfen ağlama dedim çisel dizime yatıp gözlerini kapadı uyuduğunu anladığımda kalkıp emrenin yanına gittim noldu dediğinde onada anlattım çisel babasına aşık banada bağlı bi, kızdı kimseyle paylaşamazdı ikinci bi kardeş onun için yarıya inen ilgi demekti ama yanlış düşünüyodu emreye sarıldım yarın ilk işim test yapmaktı hastaneye gittiğimde alev doktoru gördüm derdimi anlattım gel bakalım dedi ultrosana geçtik tebrikler 3 haftalık hamilesin melis deidğinde beynimden vurulmuşa döndüm 3 hafta boyunca nasıl farketmedim emreyi arayıp hamile olduğumu söyledim sevinçten yerinde duramıyodu telefondada olsa hissediyodum telefonu kapatıp nazlıyla bahçeye indik karşıdaki akselse hala beni izliyodu haftalardır izlemekten vazgeçmedi nazlıyla sohbet ederken bize koşarak gelen emre kollarını boynuma dolayıp heyt be ikinci defa baba oluyorum diye bağırdı herkes bize bakıyodu aksele baktığımdaysa kıpkırmızıydı emre beni kucağına alıp döndürmey başladığında herkes ne kadar tatlılar gibi şeyler söyleyip gülüyolardı akselden taraf baktığımda yoktu gitmişti emre kucağından indirdi ve beni öpüp aşkım acelem var gitmem lazım dedi nazlı bana dönüp keşke benimde senin kocan gibi kocam olsa dedi inşallah olur dediğimde kahkaha attık
akselin ağzından: haftalardır melisin işyerinde evinde her yerde gölgesi gibi onu izliyodum bu sabah o lanet herif gelip ikinci kez baba oluyorum diyene kadar mutluydum kendimi eve attım keremin laflarına bile kulak asmadan onlara özel olan odaya girdim duvarda beni öperken olan fotoğrafı elime alıp bırak be kadın allah aşkına çık artık aklımdan düşmesin zihnime gülüşlerin acıtmasın artık başkasına ait olman bırak be kadın bırak alıştığım acıya hüzne alıştığımla kalayım her anımda yankılanmasın yüreğimi kahreden sesin aklıma gelmesin sürüklemesin beni intihara o bal köpüğü gözlerin diye bağırdım kerem kapıyı yumruklayı aksel iyimisin diye bağırmaya devam ediyodu kapıyı açıp keremi içeriye aldım noldu dediğinde dayanamayıp gözümde biriktirdiğim iki damla yaşın yanaklarımı ıslatmasına izin verdim o adamla mutlu melis hamileymiş dedim kerem nerden biliysoun dedi onu izliyodum kocası geldi ve yine baba oluyorum diye bağırdı ikiside çok mutluydu kerem çisel bizim kızımız olucaktı onların kızıda çisel ve çok güzel bi kız en acısıda oğlum melisin kızına aşık kerem biraz duraksadı ve bütün bu olanlar ne aksel kadermi tesadüfmü dediğinde cevap verdim biz melisle mutlu olamadık bari oğlum kızıyla mutlu olsun dediğimde kerem öksürmeye başladı sen o adamla melisi görmeye dayanamıyosun çiselle çağan evlendiğinde sürekli bi arada olucaksınız o zaman napıcaksın dediğinde bilmiyorum dedim kerem kalkıp yanıma geldi zeynepte mutlu biliyomusun ve ben hiç bişey yapamıyorum adamın ağzını yüzünü dağıtıp zeynep benim kadınım demek istiyorum ama olmuyo dediğinde kereme sarıldım kaybetmediğim tek kişi sensin be kerem senide kaybetmek istemiyorum dedim
zeynebin ağzından:eve geldiğimizde doruk yoktu arkadaşlarında kalıcağını söylemişti hamide erken dönüp masa hazırlamış mumlar koymuştu bu adam çok romantik ya demeye başladım gülümseyerek odaya geldiğimde enfes kokulu yemeklerle karşılaştım yemek yedikten sonra hami müzik açıp dansa kaldırdı danstan sonra bana ikinci bi ikiz veliahtı vermek istermisin dediğinde gülümsedim dudaklarına yapıştım gece çok güzel geçmişti sabah yanımdaki notu buldum notta dün gece herşeyden çok güzeldi seni seviyorum erken çıkmam gerekti kendine iyi bak karıcım şapşal ya diyerek yatağımdan kalktım kapıyı açtığımda otuz iki diş sırıtan melis zeynep ben hamileyim diye bağırdı . :)