"DURUN! HEPİNİZ TUTUKLUSUNUZ!"
Etrafıma korkuyla bakıyordum bir yandan da Jimin'i korumaya çalışıyordum.
"Neler oluyor Jimin?"
"Taehyung! Bilmiyorum!"
"Arkamda kal Jimin."
Polisler hepimizi kavradı ve tutukladı. O sırada yerdeki cesedi ve üstümdeki kanları gördüler.
"Lisa'yı öldüren sen misin?"
Cevap vermedim.
"KONUŞ DİYORUM SANA!"
Yüzüme haşmetli bir tokat yedim.
"SÖYLESENE! BENİM MİNİK PRENSESİMİ SEN Mİ-"
"Durun efendim!"
"Açıklamama izin verin."Jimin lafa girdi ve bakışları kendi üzerine çekti.
"Anlat ne biliyorsun?"
"Kızınız sürtüğün tekiydi. Size en fazla böyle açıklayabilirim."
Komiser sinirle bizlere bakıp konuşmaya devam etti.
"Götürün hepsini! Bu veletlerin hepsini elden geçireceğim!"
Kafamızdan bastırıp bizi arabanın içine soktular fakat bir şey eksikti. Yavaşça Jimin'e yaklaştım.
"Hey, Jimin."
Jimin bakışlarını bana doğrulttu.
"Kenta nerede?"
"O da buradaydı. Bir dakika, o nerede?"
"Sizi bilmem ama o çoktan kaçtı."
Ağzımı bile açamadım. Kenta, dünyanın en aptal insanı, beni bırakıp kaçtı mı?
***
Kenta polislerin sesini duyduğu anda okula girip saklandı. Arkadaşını yarı yolda bıraktığını biliyordu ama bunu yapmıştı.
"Hey Kenta! Nereye?"
"Polislerden kaçıyorum. Bence sende denemelisin Taehyung-kun."
Kenta okulun arka kapısından çıkıp gittiğinde polisler çoktan diğerlerini almıştı.
Seslerini duyduğu sırada omuz silkti.
"Ne büyük kayıp."•••
"ANLAT SENİ VELET NEDEN YAPTIN?!"
Jungkook ağzını bile açmadan sadece komiserin yüzüne baktı.
"Dua et, dua et ben bir polisim. Yoksa sana yapabileceğim şeyleri duymak istemezdin."
"Götürün bunu, diğerini getirin."Jungkooktan sonra Jimin'i aldılar.
"Sen o katilin neyi oluyorsun?"
"Arkadaşıyım efendim."
"Kızımı neden öldürdüğünü de biliyorsun o zaman?"
"Evet efendim."
"NE DURUYORSUN O ZAMAN ANLATSANA!"
Jimin, komiserin bağırmasından ürkmüş kendini çekmişti.
"Jungkook, birini seviyor."
Komiser Jimin'e iyice yaklaşıp onu tedirgin etti.
"V-ve Lisa'da o kişiyle çok yakındı."
"Ne? Sen benim kızıma lezbiyen mi demeye çalışıyorsun?!" SİZİ HAPİSLERDE SÜRÜNDÜRÜRÜM!"
"Hayır, Jungkook aslında-"
"Bir dakika, bu ses de ne?"
*ÇAAT*
"JUNGKOOK!"
"SEN BURADA NE YAPIYORSUN VELET?!"
"JİMİN'İME DOKUNMA!!"
*BANG BANG BANG BANG BANG!*
Jungkook, güçlü bir çığlık atarak komiseri bir çok yerinden vurdu.
Jimin'in elinden tuttu ve sarıldı.
"Tanrıya şükür Jungkook, iyisin."
"BENİ BOŞVER APTAL! Asıl sen iyisin."
"Çabuk gidelim buradan."Jungkook tam çekecekken, Jimin buna engel oldu.
"Bekle, Taehyung nerede? Onu da alalım."
"Onun bir önemi yok. Çabuk gitmeliyiz yoksa bizi bulacaklar."
"Taehyung'suz gitmem!"
"Tanrı aşkına! Bulacağım, tamam mı onu bulacağım ama şu an bizim gitmemiz gerek!!"
"Çabuk Jimin! Geliyorlar!"Jimin kendini Jungkook'a bıraktığı anda karşılarına polisler çıktı. Jungkook Jimin'i arkasına sakladı ve polislere bir kaç el ateş etti.
Jimin şoklar içinde koşarken bir yandan da bunun doğru bi fikir olup olmadığını sorguluyordu kendine. Çünkü korkuyordu.
Jungkook ve Jimin el ele çıkışa koşarken Jimin elini çekti.
"Taehyung'u almayacak mısın?"
Jungkook vücudunu Jimin'e döndü ve kafasını elleri arasına aldı.
"Kaçalım Jimin. O olmadan da yapabiliriz. Biz, sadece ikimiz olalım."
"Ama, o benim arkadaşım."
"Baksana Jimin. Bende arkadaşımı geride bıraktım. Senin için hadi artık lütfen gi-"
"Jimin."
İkisi de aynı anda sesin geldiği yere döndü. Taehyung kaçmıştı ve onları dinliyordu.
"B-ben kendi başıma yeterim."
"Taehyung, gel sende, lütfen."
Jimin Taehyung'a yaklaşacağı sırada Jungkook elinden tutup buna engel oldu.
Jimin, Taehyung'a "gel" dercesine fısıldadı.Taehyung ise gülümseyip "hayır" anlamında kafasını iki yana salladı.
Derken bir ses duyuldu."Çabuk! Bu taraftan!"
"JİMİN HADİ GELİYORLAR!"
Jimin gözyaşları içinde Jungkook'u seçti ve ağlamamak için dudağını ısırdı.
Jungkook ile el ele koşarken Taehyung'a bakıyordu. Fısıldadı içinden.
"Özür dilerim Taehyung."
"Sorun değil Jimin. Sana olan sevgim, canımınkinden daha büyük..."
Taehyung gözden kaybolduğunda Jimin önüne bakarak koşmaya devam etti.
Artık onlar, kaçak iki suçluydu.•••
Jungkookla beraber neredeyse 5 saattir ormanda geziniyoruz. Neredeyse akşam olacak ve görünürde hiç asfalt yok.
"Jungkook."
"Efendim Jimin'im?"
"Ayaklarım koptu."
"Duramayız, yoksa bizi bulabilirler."
"A-ama daha fazla dayanamayacağım."
Dediğim anda önümde eğilip beni sırtına aldı.
"Heey! Sen yorulmadın mı?"
"Ben tüm enerjimi senden alıyorum. Neden yorulayım ki?"
"Bu ışık da ne?""Heey! Orada biri mi var!?"
•••
Keşke biraz değer görse de bölümleri istekli yazsam :(