Jungkook Jimin'i arkasına aldı ve sordu.
"Sen kimsin ha?"Adam ikisine bile bakmadan cevapladı.
"See-Hee Takada sizi bekliyor."•••
Takada mı? Kenta'nın babası mı yoksa? Bu olamaz. Bizi neden istesin ki ve burada ne işi var? Amerika'da olması gerekiyordu!
Jimin'i arkamda tutmaya devam ederek konuştum.
"See Hee amca neden bizi görmek istiyor?"
"Bunu oraya gidince sorarsınız."
Cebimdeki çakıyı sıkıca kavradım ve arabaya binmek için kapıyı açtım. Jiminden sonra ben bindim.
Yolculuk sırasında adama sürekli neden See Hee amcanın bizi görmek istediğini sorup durdum ama o susmayı tercih etti.
Jimin'in iyiliği için çakımı kullanmamaya karar verdim.
Çünkü Kenta'nın babasının her şeyden haberi olurdu. Eğer bu adamı öldürdüğümü de bilse başımız derde girerdi.
•••
Jungkook, Jimin'e yaklaşıp elini tuttu. Panikleyen Jimin elini çekti.
"Hey! Ne yapıyorsun?" diye fısıldadı.
"Burası ne yeri ne de zamanı."Jungkook inatla Jimin'in elini tutmaya çalışırken öndeki adam aynadan onlara bakıp;
"Siz ikinizin ilişkisini biliyorum. Rahat olmanızda bir sakınca yok."Jungkook Jimin'e baktı ve göz kırptı.
"Gördün mü?"Jimin onun elini tutmasına izin vermişti. Çünkü o da bunu istiyordu.
"Jimin, ellerin neden soğuk sevgilim?"
"Yeterince ısınamamış mıydın?"•••
"Geldik, inin bakalım çocuklar. Sizi Bay Takada'nın odadına çıkarayım. Muhtemelen sizi bekliyordur."
Jungkook uzun zamandır elinde tuttuğu çakıyı cebine geri soktu. Jimin'in elini tutarak şirkete girdiler.
Girişteki Takada yazısı, yüksek ve görkemli bina her ikisininde dikkatini oldukça çekmişti. O kadar dalmışlardı ki adamın konuşmasını bile duyamadılar.
Takada See-Hee'nin odasının önüne geldiklerinde içeriye ilk adam girdi ve geldiklerinin haberini verdi.
İkili içeriye el ele girdi. Jimin elini çekmeye çalışsa bile...
"Hoşgeldin Jungoo. Bu ne sürpriz."
Jungkook etrafa biraz bakındı ve kafa salladı.
"Merhaba See-Hee amca."
"Amerika da değil miydin? Neden geldin?"See Hee iki elini de kaldırıp
"Ben iş seyahatindeydim Jungoo. Buraya er yada geç gelecektim zaten ha?"
Jungkook kafa salladı.
"Bizi neden çağırdın?"See Hee güldü ve ikilinin yaklaşmasını istedi.
"Ailenin başına gelenleri duydum Jungoo. Erkek kardeşinin, ailenin... Açıkçası üzüldüm."
"Sen nerden biliyorsun?" derken çakısını çıkardı Jungkook.
"*kıkırdama* Ah, Jungoo. Hiç değişmemişsin."
"Sen, benim her şeyi biliğimi unuttun mu yoksa?"Jungkook çakısını kavradı. See Hee'ye yaklaşırken Jimin kolundan tutarak buna engel oldu ve "hayır" anlamında kafasını iki yana salladı.