"Bilmiyorum, hayatım boyunca hiçbir duyguyu hissedemeyen birisi olarak Jimin ile ilgili doğru karar ne olacak, gerçekten bilmiyorum. B-ben onu seviyorum. Fakat, ona insanlardan farklı olmadığımı anlatsam... En azından göstermeye çalışsam bir şans verir mi? Bana güvenir mi ki?"
Kenta'ya bunları anlatırken derin bir nefes aldı.
"Arkadaşım üzgünüm ama sen çıldırmışsın. Onun seni seveceği ne malum? Üstelik eşcinsel mi onu bile bilmiyorsun."
Kıkırdadım bu cevabı üzerine
"Ne fark eder Kenta? Değilse bile olur, merak etme."
"Sen çok lanet bir insansın Jungkook-kun."
"Bu arada söylemeyi unuttum. Ailem iş seyahatleri için Osaka'ya geliyor. Yani senin okuluna gelebilirim."Duyduğum bu haber karşısında pek tepki vermek istemedim ama içten içe sevindim sanırım.
"Bu güzel bir haber, Kenta."
"Okulunun adını söylemen gerekecek Jungkook. Ailemden o okula kaydımı yaptırmalarını isteyeceğim."
"Bir saniye bekle bende bilmiyorum. Bakmam gerek... Tamam buldum. Akademi High School. Seni orada görmek güzel olacak."
"O okulu duymuştum. İyi bir okulmuş. Şimdiden heyecanlandım."
"Kapatmam gerek Kenta. Sonra konuşalım."
"Ahah her zaman ki sen Jungkook. Peki sonra görüşürüz."
Telefonu kapatıp derin bir nefes aldım. Zombi gibi adımlar atarak 2 gündür görmediğim ailemin odasına girdim. Belki beni özlemişlerdir.
"Merhaba anne, merhaba baba."
Ses yok.
•••
"Size anlatmam gerekecek şeyler var. Oğlunuz, size bir damat getirecek. Bu çok saçma değil mi *kıkırdama*"
Yere çöktüm ve artık kokuşmaya başlayan aileme baktım.
"Sevgili annem, sana bir şey söyleyeceğim. Eskiden bana sürekli bana bir gelin getireceksin derdin. Bense damat getireceğim diye çıkışırdım sana, hatırlıyor musun? Ve ben, ne zaman öyle desem o güçlü tokatını yüzüme indirip bu kafesin içine sokardın. Karanlıktan korktuğumu bile bile. Bak, şuan o kafesin içinde babam ve sen varsın. Komik değil mi?"
Ses yok.
"Sevgili babacığım, sende annemi döverdin. Biliyorsun değil mi? Anneme tokat atmaya kalkışınca bıçağı alıp seni tehdit etmiştim. 'Yemin ediyorum adam, anneme bir daha dokunursan seni öldürürüm!' demiştim. Aha, çocuk aklı işte. Nerden bilebilirdim ki gerçekten yapacağımı. Eğer üstüme yürümeseydin, şuan yaşıyor olacaktın. Ve sen sevgili kaçık kadın. Evden kaçmaya çalışmasaydın şuan sende yaşıyor olacaktın. Bu kafeste siz değil, ben olacaktım. *kafasını eğer ve fısıldar* Hala sizin köleniz olarak kalacaktım."
Emekleyerek ailemin yanına ulaştım. Yarım açık gözlerinin içine baktım.
"Her şey sizin suçunuz!"
Daha fazla orada kalmadım ve kokuşmuş o odanın içinden çıkıp kapıyı kapattım.
"Özür dilerim ebeveynlerim. Sanırım üstünüze biraz fazla geldim."
•••
1 gün sonra...
"Kenta?"
"Jungkook, ailem tahmin ettiğimden daha kısa zamanda Osaka'ya gitmemi istiyor. Sanırım, yarın yada öbür gün."
"Ev kiraladınız mı peki? Nerede kalacaksın?"