"Amma korkak çıktın oğlum yaa."
Yoongi'nin sesiyle kendime geldim.
"Hayır Senpai, sadece bana çok çocukça geliyor böyle şeyler."
küçük düşürücü bir bakış atarak
"büyükler biniyor seni aptal."
"Boşversene Senpai."
Yoongi gözlerini biraz etrafta gezdirdikten sonra
"Taehyung nerede?"
o sırada
"Bak şimdi ne yapacağım, Jin-Kun!"
Taehyung ve Jin lunaparkın tamamen arkasında olan bir direkte oynuyorlardı.
"Seni görebiliyorum Taehyung!"
Tae, direkte değişik hareketler yapıyordu ve Jin ise onu izliyordu.
"Harikasın Taehyung! Ama bence bu kadar yeter gidelim artık!"
"Hmm hiç eğlenceli değilsin Jin-kun!"
Taehyung en boş tavrıyla Jin'in yanına gitti.
"bizimkileri kayıp ettik sanırım ha?"
"bilmiyorum taehyung. etrafta görünmüyorlar."
yg & jm
"boşver, yakın zamanda gelirler heralde, yoongi senpai"
olumlu şekilde kafasını salladı.
ikili biraz etrafta dolaşıp, bir lokantaya girmeye karar verdi. Yoongi, her ikisine de birer limonata ısmarladı.
"anlat bakalım Jimin, nedir bu Jungkook olayı?"
Jimin, kafasını kaşıyıp limonatasından bir yudum aldı.
"Bende bilmiyordum senpai, Taehyung onun benim yüzümden buraya geldiğini falan söyledi."
Yoongi göz devirerek
"O konuları vs. biliyorum Jimin. Tae-kun bana gay olduğunu ve eskiden Jungkook'dan hoşlandığını falan anlattı. Fakat, gerçekten hiç bir şey anlamadım. Sen eğer biraz anladıysan şu konuyu bana düzgünce anlat."
"Bu Taehyung, Jungkook'dan hoşlanıyormuş. Onu sevdiğini söylediği mektuplar yazıyormuş ama o, onu takmıyormuş bile. Jungkook beni görmüş. Aşık olmuş."
Yoongi anlarcasına mimikler yapıyordu.
"Güzel ama sen gay değilsin."
"Gay olsam bile o bir katil!"
Yoongi birden
"NEE?"
diye bağırdı. Çok sesli söylediği için insanlar onlara tuhaf gözlerle bakıyordu. Jimin sessiz ol işareti yapıyordu Yoongi'ye.
"Sen gerçekten ciddi misin, Jimin? Nasıl, ne demek katil?"
Göz devirdim. Sanki çok normalmiş gibi.
" Yani Yoongi-senpai şöyle; ölen kızı biliyorsun değil mi? Lisa. He işte, o kız için araba çarptı demişler ama aslında onu Jungkook öldürmüş."
Yoongi şoklar içinde Jimin'i dinlerken arkadan Tae ve Jin geldi.
"N'aber veletler?"
dedi Jin büyük bir hışımla.
"Senden sadece 1 yaş küçüğüm Senpai. Yemin ediyorum kendimi keseceğim."
"Bence geç bile kaldın."
Bu küçük atışmaya Tae sabahtan beri titreyen telefonu konu alarak son verdi.
"Ya arkadaşlar, size de mesaj geliyor mu? Bizim Jin-senpai ile telefonlarımız susmadı."
"Gerçekten onu bende hissettim."
dedim birden canlanarak.
AKADEMİ HİGH SCHOOL WHATSAPP GRUP KONUŞMASI
o inek: küçüklerim bir bakar mısınız?
o inek: bir şey soracağım da elime dedikodu geçti. doğruluğunu sorgulamam gerekiyor.
o inek: Lisa'ya araba çarpmamış ya!
o inek: şu yeni gelen öldürmüş güzelim kızı.
o inek: aranızda nedenini bilmeyen varsa intahar ederim.
o inek kişisini belanı sikeyim olarak değiştirdiniz.
aahhahahahahahahahahaaahahahhahaahahahahhahahahahaahahahahhahahahaahhahahahahahahahahahahhahahahahahaha komik mi arkadaşım? tam400kelimeoleeeeyeyeyey
