ceo ⚘ kim taehyung ✓

ceo|7

-
Parmağımdaki, daha dün ojelemiş olduğum tırnağımı yerken bir yandan da küfürler savuruyordum.

Bay Kim, bizim evleneceğimizi medyaya duyurmuştu sadece birkaç saat önce ve şuan sosyal medya çalkalanıyordu.

Korka korka yorumlara girdim. Bizi yakıştıranların aksine, yakıştırmayanlar sayıca fazlaydı.

a; "mi na gerçekten çok güzel bir kız. taehyung da yakışıklı. Oldu bitti bu iş! ;)"

b; "taehyung çok daha iyilerine layık bence."

c; "oppamı elimden kaçırdığıma inanamıyorum."
> a; "oBbAmI eLiMdEn KaÇıRdIğImA iNaNaMıYoRuM."

d; "umarım mutlu olursunuz."

e; "mi na'dan nefret ediyorum. Tanrı sizi mutlu etmez umarım."

f; " mi na hiç güzel değil, taehyung..."

g; " göz var nizam var, bay kim."

h; "şirket evliliği olsa gerek, yoksa taehyung mi na'ya bakmazdı."
> ı; " +sonsuz."
> i; "katılıyorum."

j; "kim ultra yakışıklı taehyung'a mi na gitmedi şimdi."

k; "taehyung adına üzüldüm.."
> l; "sie oç."

Telefonu kapatıp komodinin üzerin koydum ve yastığı bağdaş kurmuş olduğum bacaklarımın üzerine çektim.

Sanırım haklılardı. Taehyungla ben yakışmıyorduk.

Başımı yastığa gömüp gözlerimdekileri akıtmaya başladım. Sanırım kaderim tanrı tarafından böyle yazılmıştı.

Başımı kaldırdım ve gözümdekileri silip babamın odasına gitme kararı aldım. Medyaya duyrulduğu için geri adım atmazdı, adım gibi emindim ama denemekten zarar gelmezdi.

Kapısını tıklattım ve çalışma odasına girdim. Ben kapıyı açınca, kulağındaki telefonla bana döndü.

"ah, tamam." deyip tam çıkacağım sırada, eliyle dur işareti yaptı.

"ben sizi sonra arayacağım." telefonu kulağından çekip kapattı.

İçeriye girdim ve yatakta yanına oturdum.

"baba." dedim gözlerinin içine bakarak.

"efendim kızım?"

"bu evlilik olmak zorunda mı? Ben ve taehyung istemiyoruz yani şeyy.."

"mi na, canım kızım.." dedi ve elini başıma koydu, saçlarımı okşamaya başladı.

"her şeyi biliyorum, mi na. Taehyung'u çok sevdiğini, ona gerçekten deliler gibi aşık olduğunu.. Peki, neden onunla evlenmeyi reddediyorsun ki şimdi?" dediğinde gözlerimi açtım.
Nasıl?

"baba, sen na-"

"kuşlar söyledi." otuz iki diş sırıttı.

başımı eğdim.

"taehyung istemiyor baba. Hani geçen beni kolumdan tuttuğu gibi masadan kaldırmıştı ya, işte o zaman bana istemediğini söyledi. Biz mutlu olamayacağız. Anneme ve sana da yalan söylediğim için üzgünüm."

"hayır, kızım. Ben tüm kalbimle inanıyorum. Yoksa neden senin mutsuzluğunu isteyeyim ki? Babalar çocukları üzülsün istemezler."

"e Bay Kim.."

"emin ol, şirket bahane."

"anladım, baba. Sen öyle diyorsan.."

eliyle sırtımı poh pohladı.

"sakın üzülme."

Zor bir şekilde gülümsedim ve ayağa kalktım. Kapıdan çıkarken babama döndüm ve "en azından annem mutlu olabileceğimize inansın baba." dedim.

Başını olumlu anlamda salladı.

Kapıyı kapattım ve kendi odama girdim.

Gri Na... Seni sürtük!

selam bebekler!
sınırı geçmişiz ama sadece oy sınırı ;(
umarım güzel gidiyordur.