school love affair ✓

BÖLÜM 19

"Şimdi nereye gitmek istersin?" Diye sordu Wendy. Başı, genç adamın omzuna yaslıydı.

Yoongi gülümsedi hafifçe. "Bu soruyu gerçekten bana soruyorsan konu yanlış yerlere sapacak Wendy. Bu yüzden en iyisi senin fikirlerine uymak."

Genç kız, hafiften pembeleşen yanakları ile Yoongi'nin omzundan ayrılıp kaşlarını çattı. Ancak gülümsemeden de edemiyordu.

"Sen gerçekten yaramaz bir öğrencisin."

Oturdukları kumda Wendy'ye doğru yakınlaşıp sıcak yanaklarına burnunu sürttü. "Öyle mi?"

"Öyle."

Dudaklarını Wendy'nin kırmızı yanaklarına bastırdıktan sonra genç kızın dudaklarına ilerlemişti. Hafif dokunuşlar bile ikisinin de kalbini uçuracak kadar hızlı atmasına sebep oluyordu.

Wendy ellerini genç adamın omzuna koyduktan sonra iri gözlerini ona doğru dikmişti. "Aslında okula uğramam gerekiyordu. Hoseok'a her şeyin yolunda olup olmadığını soracağım. Bir de dosyalarımı falan almam gerekiyor, bilirsin işte."

"Pekâlâ." Diyerek ayağa kalktı Yoongi. Ardından büyük ellerini genç kıza doğru uzatıp onu da kumun üzerinden kaldırmıştı. "Öyleyse okula uğrayalım. Benim de Jennie ve Taeyong'a bakmam gerekiyor zaten."

"Gidelim o zaman."

✾

Taeyong sinirden burnundan soluyordu. Gözleri, Jennie ve Kihyun'un hararetli konuşmalarını izlerken bu sefer kendine hakim olmayı başarmış gibiydi.

"Kihyun'dan nefret ediyorum ama sen hâlâ inatla onunla konuşmaya devam ediyorsun, harika." Dedi kendi kendine.

Sinirden ne yapacağını şaşırmış bir halde sürekli saçlarını karıştırıyordu. Daha sonra gözleri Joy'a ilişti.

Genç kız tırnaklarını yemeyi sürdürerek Kihyun'u izliyordu. Aynı Taeyong gibi.

"Bir de sevgili yapmış. Kihyun'u seviyorsun işte neyin zorlaması bu?"

Kendi kendine söylenmeye devam ederken başının üstünde yanan ampulle gözlerini irileştirdi. Jennie'yi kızdırmak istiyordu, aynı kendisinin kızdığı gibi. Ve Jennie'nin şu okulda haz etmediği birisi varsa o da kesinlikle Joy'du.

"Hayır." Dedi başını sallayarak. "Sadece konuşmam onu kızdırmayacak."

Son bir kez Jennie ve Kihyun'a baktığında adımları bu sefer Joy'un yanına ilerliyordu. Koridor kalabalık olsa da umursamadı ve genç kızın yanına ulaştığında onun ince bileğini kavrayarak kendisine dönmesini sağladı.

Joy, kaşlarını çatarak Taeyong'un onu tutan ellerine bakıyordu şimdi. "Ne istiyorsun yine?"

Pekâlâ, güzeldi ama Jennie kadar değil. Daha önce böyle saçma fikirler aklına gelmese de Jennie son damlayı taşırdığında intikam vakti gelmiş demekti. Taeyong böyle düşünüyordu.

"Ne?" Dedi Joy, genç adamın uzun bakışlarına karşılık. "Ne istiyorsun Taeyong?"

Taeyong düşünmeden bileğini kavradığı genç kızın dolgun dudaklarını bir çırpıda örtmüştü. Kiraz ya da vişne, emin değildi. Ancak rujundan yayılan tat Taeyong'un diline ulaşmıştı bile.

Bütün koridor tüm hızıyla bakışlarını ikisine çevirdiğinde onlara bakanlar arasında Jennie, Kihyun, Yoongi ve Wendy de vardı.

Joy, hızla ittirdi genç adamı. Yüzünde oluşan dehşet ifade birazdan ağlayacağının habercisiyken göğsü deli gibi inip kalkıyordu.

Taeyong, Joy'un ittirişiyle bir adım gerilediğinde gözlerini kendisine korkuyla bakan sevgilisine çevirdi. Onu aldatmıştı, bu ifadenin tanımı tam olarak buydu.

Wendy ve diğerleri de dahil herkes elini ağzına götürürken Kihyun kaşlarını çatmıştı. Çünkü neden yaptığını anlayabilecek kadar iyi tanıyordu onu. Şimdi gözlerini Jennie'ye çevirmek ona dünyanın en büyük acısını verebilirdi sanırsa. Çünkü muhtemelen gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

Bu yüzden Kihyun, Jennie'ye dönmedi. Yoongi herkesin şaşkın bakışlarını dağıtmak istercesine etrafa bağırıp onları sınıflarına yollamaya çalışırken Joy dudaklarını kazırcasına elinin tersiyle o öpücüğü silmeye çalışıyordu.

"Sen aşağılık herifin tekisin." Dedi Kihyun. Yüzündeki iğrenme belirtisi tarifsizdi. Ardından Joy'a seslendi. "Buraya gel."

"Sinema dönmüyor burada sınıfınıza hadi!" Bir kez daha ve son kez bağırdı Yoongi.

Etraf biraz olsun dindiğinde Wendy, Jennie'nin yanında bulmuştu kendisini. Gözleri kısa süreliğine Yoongi'ye kaydı ve "bu neydi böyle" dercesine bir ifade takındı.

Yoongi omuz silkti. Taeyong, onun yanına gelmesine izin vermeyerek koridordan bir hışımla ayrılmıştı.

Kihyun, Joy'u kolları arasına aldığı gibi kimseye bakmadan dimdik koridorun sonuna yürümeye başladı. Jennie ise daha çok... şok geçiriyor gibi gözüküyordu.

"Bu neydi şimdi?" Diye sordu Yoongi'ye dönerek. Gözlerindeki yaşlar istemsizce yanaklarından süzülüyordu. "Ne yapmaya çalışıyordu?!"

"Aman Tanrım Jennie!"

Arkalarından duyulan çığlık tonundaki sesle üçü de o tarafa dönmüştü. Lalisa eteğini tutarak koşarken yüzündeki ağlamaklı ifadeyle Jennie'ye koşuyordu.

Yanına ulaştığında Wendy'yi ittirdi ve genç kızın yanaklarını avuçları arasına aldı. "Biliyordum! O şerefsiz seni üzecekti biliyordum!"

Jennie hiçbir şey söylememeyi tercih ettiğinde Lalisa bu sefer Yoongi'ye dönmüştü. Kollarını hızla genç adamın boynuna doladı ve yalancı ağlamasıyla ona sımsıkı sarıldı.

"Neyseki sen varsın Yoongi." Dedi ellerini beyaz saç tutamlarına daldırırken. "Neyseki sen Taeyong gibi değilsin."

Wendy sinirden kıpkırmızı kesilen yüzüyle Lalisa'nın Yoongi'ye sarılışını izlerken bu manzaraya daha fazla dayanamayacağına karar verip yanlarından ayrılmak üzere yürümeye başlamıştı.

Yoongi içinden hafifçe sövüyordu elbet. Ama Lalisa'nın sırtını hafifçe patpatladı yine de. Jennie'nin iyiliğini istediğini biliyordu.

Gözleri Wendy'nin gidişindeyken sessiz bir küfür savurup Lalisa'dan ayrıldığında Jennie'yi omuzlarından tuttu. "Biraz hava al, hadi."

"Ben hallederim." Dedi Lalisa.

Jennie'yi Yoongi'den ayırıp genç kızın koluna girdi ve onu okul bahçesine sürüklemeye başladı. Yoongi de öğretmenler odasının yolunu tutmuştu.

Okula adım attıkları gibi yaşanan bu olayların etkisinden çıkamayacağını düşünürken şimdi Wendy'yle aralarının bozulması hiç iyi olmazdı.

Ancak genç kıza göre hiçte basit olmayan bir dönemdelerdi ve Lalisa gündemi daha yeni başlıyordu... 

Ya Lisa'yı kötü bir karakter gibi yaptım ama aslında iyi dkdmdl nefret etmeyin pls. Ayrıca finali getiremeyeceğim sanırım olaylar daha çok karıştı kkk.

Kendinize iyi bakın!