❁31.05.2018❁
X
Titrek ve alaycı bir gülümseme duyuldu etrafta. Bir başın hafif eğilip kütletilme sesi ile de kime ait olduğu rahatlıkla çözülmüştü.
Diğerlerine göre uzun boylu olan boğazını temizledi hafifçe. Sanki oldukça önemli bir kavgaya gidiyor gibi değil de arkadaşlarıyla kumsalda dolaşmayı hedefliyor gibiydi.
"Tipine soktuklarım..." Diye fısıldadı bir süredir elinde çevirdiği lolipopu ağzına alarak "Kesinlikle kaybedecekler."
Saçları güneş ışığında garip bir tona ulaşan öndeki genç adam bu sözlerin üzerine hafifçe kıkırdamıştı. Birazdan birlikte kavgaya bulaşacağı arkadaşının espritüel hareketleri onu güldürüyordu.
"Açıkçası sabah kavgaları daha iç açıcı oluyor." Lolipopunu ağzından çıkarıp çimlerin üzerine attı.
İki kişiye karşılık beş kişi.
"Size diyoruz aptallar!" Diye bir ses yükseldi karşılarından.
İki genç, birbirlerine kısa süre baktılar. Bu durum onlara komik geliyordu çünkü neredeyse her gün bir disiplin suçu işliyorlar ancak hiçbir zaman okuldan atılmıyorlardı. Her gün bir kavgada olmak yetmiyormuş gibi bir de okul çıkışlarında onlardan korkan topluluğa -ki bu sayı oldukça fazla- laf atıp etrafa bulaşıyorlardı.
Her gün yaşanan kavgalar gibi bu da uzun sürmeyecekti. Sebebi kıskançlık ya da her neyse (pekte umurlarında değildi ya) bu beş kişiyi bir güzel pataklayacaklardı.
"Bu kadar kişiye karşılık gerçekten iki kişi olarak bir şansınız olduğunu mu sanıyorsunuz? Hah! Yoksa adamın mı kalmadı Yoongi?"
Hırs ve nefret dolu bir sesle bağırmaya devam eden genç, ellerini yumruk yapıp göğüs hizasına sabitledi. Dövüşe hazır bir boksçu gibi duruyordu şimdi.
Hemen arkasındaki dört kişi de çekingen bir tavırla aynı duruşu aldıklarında iki genç yeniden birbirine baktı. Gülmemek için zor direniyorlardı sanki.
"Pekala." Diyerek hafifçe gülümsedi renkli saçlı olan arkadaşına dönerek. "Biraz eğlenelim Taeyong..."
❁
"Daha kaç defa söyleyeceğim size?!" Elini sertçe masaya vurdu Müdür "Kavga yok! Bu okulda kavga yok!"
Her kelimede bir elini masaya vurup sinirini dışarı atmak istercesine bağırıyordu. Artık sabrı kalmamıştı.
"Özür dileriz."
İki gencin aynı anda söylediği bu cümleye karşılık araya giren kişi okulun Edebiyat Öğretmeni Jung Hoseok oldu "Sanırım bu kadar yeterli Bay Im. Bir daha kavga etmeyeceklerine eminim."
Uzun boylu genç, Taeyong, istemsizce kıkırdarken Müdür'ün sinirli ifadesine karşılık Bay Jung da gülmemek için zor direniyordu. Ayrıca bir daha kavga etmeyecekleri konusunda emin olduğunu söylerken buna kendisi bile inanmamıştı.
İki genç, Taeyong ve Yoongi, birkaç dakika sonra hiçbir ceza almadan Müdür'ün odasından çıktıklarında Bay Jung da arkalarından çıkmış, birlikte bir kahkaha patlatmışlardı.
Bu kahkahaları Müdür duysa muhtemelen üçü de okuldan atılırdı. Evet, tüm o kavgalara rağmen atılmamalarının tek sebebi onları seven öğretmenleriydi.
"Pekala, siz revire gidin çocuklar. Benim ufak bir işim var." Diyerek yanlarından ayrılmak üzere birkaç adım attı Hoseok.
"Nereye gidiyorsunuz?" Diye sordu Taeyong.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
school love affair ✓
Short StoryWENGA - "Sen benim öğrencimsin, sevgilim değil." © joyrist | 2018 short story. ➳ min yoongi & son seunghwan.