6

5 0 0
                                    

8.sınıfta aynı dershaneye gittik. Hatta hatırlıyorum da, babası götürmüştü ikimizi sınava. İkimizin babası ön koltukta, biz ikimiz arka koltukta... O umursamadı ama benim için çok değerliydi o anlar. Nefes alışverişim bile değişmişti.

Sonra bütün sene boyunca, çıkışlarda onu takip ettim. Arkadaşlarıyla yürürken ben de arkadaşlarımla arkasından yürüdüm. Bu hareket, şu an bana yapılsa yapan kişiyi sapık ilan ederdim. O zamanlar güzel geliyordu. Seni biraz daha görme şansım oluyordu. Şanslıysam konuştuklarını duyabiliyordum.

Arkadaşlarım soruyorlardı: "Neden hissettiklerini söylemiyorsun? Neden itiraf etmiyorsun?"

"Neden yapayım?" diyordum. "Kimseyle çıkmam ben."

Tutucu biriydim. İlk sebep buydu.

Sonra, annemin kulağına gitmesi çok korkutuyordu beni. Daha doğrusu, annemi üzme ihtimalim... Apartmanımızda dedikodu çok olurdu. İtiraf edersem insanların bire bin katıp yaymasından korktum. Zaten beni hiçbir şekilde kabul etmeyecekti. Onaylamak için ağzından duymaya ihtiyacım yoktu.

Bir bahar, artık dayanamadığımı fark ettim. Söylemek istedim. O kadar net hatırlıyorum ki o anı. Hayat ve Burcu'yla bahçede oturuyorduk. Top oynuyorlardı onlar. Sevgim o kadar büyümüştü ki o aralar, içimde tutmakta zorlanıyordum. "Artık söylemek istiyorum." dedim. Ağlamak üzereydim. "Söyle, o zaman." dedi Hayat. Birden ayağa kalkmıştım. "Söyleyeceğim." Sonra bir kırgınlık oturdu kalbime. Çöktüm tekrar oturduğum yere. "Yapamam, ailemi üzemem."

Söylemedim. Epeyi yıl daha tuttum içimde seni.

Bir Anı (Kısa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin