1

11 1 2
                                    

"Çiçekler sarmış etrafı

Salınan yaprakları...

Bir gün rüzgar esmiş de gönüllerden

Ne çiçek kalmış ne yaprağı

Bir tek aklımdaki sen"

Elindeki kâğıda istemeden de olsa göz gezdirmişti. Okumuştu yazdıklarımı. En son okumasını istediğim insandı oysaki. Elindekini uzattı gözlerime bakarken. Ben mi yansıtmıştım hüznümü ona? Yoksa onun da acıları mı vardı? İlla ki vardı. Gözlerinin koyuluğu güzeldi de, dalmak istemediğim tek yerdi orası. Tekrar olmaz. Başka biri daha olmaz. Acımın sahibi başkaydı, acımı okuyan başka. Beş satıra yığdım anıları. O beş satır doldu taştı. "Kimmiş aklındaki?" dedi gülerek. Zoraki bir gülümsemeydi sanki. Zaten ilk defa konuşuyorduk. "Bana baharı sevdiren." demek istedim. "Baharın kokusunu içime işleyen."

"Kendisi için kapıları pencereleri gözetlediğim..."

"10 yılım."

"İlk aşkım."

"Unutamadığım."

"Acılarım, gözyaşlarım..."

"Çocukluğum, ergenliğim, yetişkinliğe girişim..."

"Aptal bir çocuk işte." demek istedim. Diyemedim. Sorusuyla damarlarımdaki kan hücum etti sanki kalbime. Nefes borum tıkandı, ses tellerim koptu sanki de diyemedim. Bunları söylemek için sebebim de yoktu zaten. İlk kez konuştuğum bir insana bunları neden söylemeliydim? Daldım gittim öylece. Ona bakarken başkasını gördüm.

Kâğıdı elinden aldığımda da konuşamadım. Gülümsedim sadece. Hüzünlü bir gülümseme...

Sonra arkama bile bakmadan amfiden çıktım.

Yanlışlıkla düşürmüştüm şiirimi yazdığım kâğıdı. O da alıp bana uzatırken okuyuvermişti işte. Hiç konuşmadığım bir insanla çok derin konuşmuş oldum. Tek kelime bile etmeme rağmen.

En azından teşekkür etmeliydim.    

Bir Anı (Kısa)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin