Taeil,Johnny,Yuta, Winwin,Jeno,Jaemin ve Doyoung yine sıkıldıklarından 'Doğruluk mu, cesaretlilik mi?' oynuyorlardı. Bu -Doyoung'a göre çok saçma ve gereksiz olan - fikir Taeil'den çıkmıştı. Nedeni şuydu ki, Johnny ve Taeil kavga etmişlerdi. Sonra Taeil'in haksız olduğu anlaşılmış ve özür dilemişti. Ancak Taeil gururuna yediremediği için -çünkü Taeil özür dilemekten nefret ederdi- ve tabii ki intikam almak için bu oyunu oynama fikrini ortaya atmıştı. Doyoung hariç herkes sevgili olduğu için bu fikirden yararlanarak bir şeyler yaptırabileceğini -no fesat. - düşünmüştü. Bir şeylerden kastı, mesela Jeno uzun zamandır Jaemin'e bir sürpriz için uğraşıyordu ve Jaemin Jeno'daki değişimleri fark etmişti. Sorsa da söylemeyeceği için, doğruluk cesaretlilik oyununda bunu söylemek zorunda kalacağını düşünmüştü. İşte böyle bir arkadaş grubu vardı Doyoung'ın.
Doyoung bu oyundan nefret ederdi. Zaten şuan da oynamak istemiyordu ancak arkadaşlarının hepsi oynamayı kabul edince mecbur kaldı. Şişeyi çevirdiler ve Johnny ile Taeil çıktı.
"Doğruluk mu, cesaretlilik mi, sevgilim?"
"Doğruluk hayatım."
"Bir şansın olsa, hangi yıla gitmek isterdin?"
"2345. Çeviriyorum."
Şimdi de Yuta ve Jaemin'e gelmişti. Eh, mükemmel. Doyoung çok eğleniyordu (!)
"Soruyorum. Doğruluk, cesaretlilik?"
"Cesaret"
"Tamam, Renjun'u ara ve de ki, 'Bunu bana nasıl yaparsın ha? Sen en yakın arkadaşım, diğeri sevgilim. Yazıklar olsun hepinize! Yazıklar olsun. Bir daha sakın benimle konuşma sakın.' sonra da yüzüne kapat."
"E ama yuh yani. Neyse yapacağım."
Jaemin telefonundan Renjun'un numarasını bulup aradı.
"Alo!"
"Efendim, Jaeminie~?"
"Renjun bunu bana nasıl yaparsın ha? Sen en yakın arkadaşım, diğeri ise sevgilim. Beni nasıl kandırabildiniz bu uzun zaman boyunca? Umarım eğlenmişsinizdir. Yazıklar olsun. Bir daha beni sakın arama!"
"Dur, Jaemin ne diyorsun se-"
Jaemin Renjun'un suratına kapattı.
"Vur dedik öldürdün be Jaemin."
"İnandırıcı olsun diye şey ettim ya."
Herkes güldükten sonra şişe tekrar çevrildi ve bu sefer Taeil ve Doyoung çıkmıştı.
"D or C?"
"İngilizcene... Her neyse, D."
"Tamam, hiç birinden hoşlandın mı ve bu kimdi?"
"Evet hoşlandım ancak ikincisi farklı bir soru kabul etmiyorum."
"Ama arada 've' bağlacı var ben iki cümleyi bağlamış oldum. Yani bu tek soru o yüzden şimdi cevapla."
"Yine zekice konuşmaya başladın Taeil. Neyse tamam, Jaehyun'du."
Bütün grup bir 'oha' dedi. Böyle olacağını biliyordu işte Doyoung. Gözlerini devirip şişeyi çevirecekken Winwin'in eliyle durdu.
"Bir dakika, şu Taeyong'un en yakın arkadaşı Jaehyun mu? Lisede beraberdik son sene. O mu cidden?"
"Evet, oydu."
"Yuh, sen demek o yüzden herkesi reddediyordun."
"Bunu şimdi anlayabilmeniz ne kadar da mükemmel. Her neyse çeviriyorum."
Doyoung çevirdi ve yine aynı sıkıcılıkta oyun devam etti. Ancak, -kaçıncı kere geldiğini saymamıştı- Doyoung'a geldiğinde sıkıcılığını biraz kaybetti. Şimdi ise Doyoung'a Yuta soruyordu.
"Doğruluk mu, cesaretlilik mi diye sormayacağım. Çünkü doğruluk hakların bitti. O yüzden şimdi sana görevini söylüyorum. Rehberindeki 30.kişiye 'Selam güzellik, uzun zaman oldu görüşemedik. Ben hep yollarını gözledim,seni çok özledim. Nerelerdeydin ey kalbimin sahibi ?' yaz."
"Ya annem babam çıkarsa?"
"O daha kolay, 'aa anne Taeil yazmış ' dersin."
Taeil Yuta'nın karşısında otururken,
"Niye ben ya?"
"Çünkü Bayan Kim seni çok seviyor ve yıllardır tanışıyorsunuz."
"Haklısın tamam. Hadi yap sende Doyoung."
Doyoung rehberini açtı ve 30. Kişiye kadar saymaya başladı. İşte yine Doyoung'ın şanssızlığı tutmuştu.
"Kimmiş o şanslı kişi?"
"Jaehyun..."
Şaşkınla bakan Yuta inanmayıp 30.kişiye kadar kendi saydı.
"Oha, cidden geçmiş olsun arkadaşım."
"Görev bu yapmak zorundasın" dedi Johnny gülerek -aslında anırıyor desek daha doğru olabilirdi.-
"Tamam yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
truth or dare//dojae
Fanfic••tamamlandı••☆ Doğruluk mu, cesaret mi oynarken nereden bilebilirdi ki eski hoşlandığı çocuğa mesaj atmasını isteyeceklerini?