Doyoung ve Ten'in sahte sevgili olduklarının üzerinden yaklaşık olarak 3 hafta geçmişti. İkisi de bu olaya alışmış ancak yine ikisinin de gönlünde Taeyong ve Jaehyun vardı. Jaehyun ve Taeyong bu aralar Doyoung ve Ten ile çok fazla yakınlaşmaya çalışıyorlardı.
Bunların da dışında Ten son bir haftadır çok dalgın görünüyordu.
Ve şimdi, Ten ile buluşmaya gidiyordu. Ten'in yanına vardığında Ten konuşmaya başladı,
"Doyoung... Biz Taeyongla barıştık. Yani özür dilerim."
"Niye bunun için özür diliyorsun ki? Çok sevindim."
"Lütfen şu mesajları oku."Taeyong :
Ten, nasılsın?Ten :
İyiyim Taeyong.
Ne oldu?Taeyong :
Sorduğun için sağol, ben de iyiyim.
Sadece hâlini hatrını sormak için mesaj attım.
Ayrılmış olmamız konuşamayacağımız anlamına gelmiyor, değil mi?Ten :
Taeyong...
İkimiz kavga ederek ayrıldık.
Hatırlatırım, bana "Senden nefret ediyorum. Bir daha benimle konuşma sürtük seni." demiştin.
Ve benim bir suçum yoktu.Taeyong :
Ten özür dilerim.
Gerçekten öyle şeyler dediğim için üzgünüm.
Benim... Gözüm dönmüştü seni o kızla görünce...
Kıskanmıştım işte.
Haklısın, kıskanmamam gerekirdi.
Beni affedemez misin?Ten :
Benim bir sevgilim var ve senin de öyle.
Neden şimdi seni affetmemi istiyorsun ki?Taeyong :
Gerçekten sevgili olduğumuzu düşünüyor musun?
Ten ben senden başkasını sevemem ki.
Kalbimdeki tek sensin.
Jaehyunla yakın arkadaşız sadece.
Seni kıskandırmak için yaptık.
Jaehyun'un zaten sevdiği var.Ten :
İnanamıyorum...
Neden sadece gelip barışmak istediğini söylemedin?
Böyle yapmana ne gerek vardı?Taeyong :
Özür dilerim.
Barışabilir miyiz?
Seni özledim.
Sana sarılmayı özledim.Ten :
Peki, barışabiliriz.
Sadece bir daha böyle saçma bir konudan ayrılmayalım, hm?
Ve Jaehyun'un sevdiği kimdi?
Ona bir özür borcumuz var.Taeyong :
Sevgilinden özür dile o zaman.
Tabii Doyoung gerçekten sevgilinse.Ten :
Ne?
Doyoung dan mı hoşlanıyor?Taeyong :
Hoşlanmıyor.
O ona liseden beri aşık.Ten Doyoung'ın ekrana attığı şaşkın bakışlardan okuması gereken yeri okuduğunu fark etti.
"Tamam bu kadar okuman yeter. Gerisi bizim kendimizle alakalı özel konuşmalar." diyerek elinden telefonu aldı.
"Nasıl yani? Beni mi seviyor Jaehyun?"
"Evet. En azından Taeyong'un söylediğine göre. Bak, istersen git Jaehyun'a kendin sor. Birazdan Taeyongla buluşacağım. Sana adresi vereyim ve Jaehyun'un yanına git."
"Tamam Ten. Teşekkür ederim ve mutluluklar dilerim."
Doyoung Ten'e sarıldıktan sonra aldığı adrese gitmek için otobüse bindi. Otobüsle giderken 10 dakikalık bir düşünme zamanı vardı. Bunu neden yapıyordu? Gerçekten oraya gitmeli miydi? Jaehyun ya onu sevmiyorsa?
İneceği durağa geldiğinde hızlıca indi. Jaehyunların evi geçen karşılaştıkları markete çok yakındı. İsteği dışında, heyecandan olmalı ki, normal yürüyüşünden daha hızlı yürüyordu. İçinden bir ses gitmemesini, diğer ses ise gitmesini söylüyordu.
İçindeki sesleri susturmayı bastırdığında Jaehyun'un evine geldiğini fark etti. Kapıya vurdu ve bekledi.
Kapıyı açan Jaehyun şaşkınlıkla Doyoung'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
truth or dare//dojae
Fanfic••tamamlandı••☆ Doğruluk mu, cesaret mi oynarken nereden bilebilirdi ki eski hoşlandığı çocuğa mesaj atmasını isteyeceklerini?