3. Gün (Part 1)

148 7 0
                                    

Yavaş ve dikkatli bir şekilde koridorda yürümeye devam etim. Oyuna başladığım kapının önüne geldim ve geçerken tekrardan içeriye göz attım. Bir değişiklik yoktu. Yürümeye devam ettim. En sonunda yolun sonuna geldim yol her iki tarafada devam ediyordu. Ne tarafa gitmem gerek diye düşünürken karşımda duran kağıdı gördüm. Açıp okumaya başladım.

"Aferin Bahar ! İlk iki oyunu geçmeyi başardın ama daha çok oyunun var. Neyse lafı uzatmaya gerek yok. Kurallara uymayı sakın aklından çıkarma ve sağa dön. İyi eğlenceler. "

Kurallara uymam gerek bende bu yüzden sağa dönüp yürümeye devam ettim. Koridorun sağ tarafında bir kapı gördüm ve açmayı denedim ama olmadı kilitliydi. Bende yoluma devam ettim. Biraz daha yürüdükten sonra bu sefer koridorun sol tarafında başka bir kapı daha vardı. Bu kapıyıda açmayı denedim ve bu sefer ki açıldı. Yavaşça içeri girdim. İçerisi aydınlıktı ve normal görünüyordu. Sadece bir kaç eşya vardı. İçeriye biraz daha girdikten sonra kapı kendiliğinden kapandı ve kilitlendi. Kapı kapanır kapanmaz içeriye pis bir koku gelmeye başladı. Koku gittikçe artıyordu ve bende öksürmeye başlamıştım. Bu koku da neydi böyle ? Etrafta hızlıce dolaşmaya başladım herhangi bir not arıyordum. Dolabın içine ve duvarda asılı olan çerçevenin arkasına baktım ama kağıt bulamıyordum. Sonra nasıl oldu bilmiyorum ama su dolan odadan aldığım anahtar aklıma geldi. Hemen onu çıkartıp kapıya koştum. Ama kapıyı açan anahtar o değildi. Öksürüklerim gittikçe çoğalıyordu ve bende gittikçe kendimi halsiz hissediyordum. Burdan nasıl kurtulcaktım. Sonra filmlerdeki gibi duvarları aramaya başladım belki bir kaç tuğlayı çıkartıp onun arkasına koymuştur. Gerçektende öyle yapmış. Duvarın içinde bir kağıt ve bir anahtar buldum. Kağıdı okumadan direk kapıya koştum ve kapıyı o anahtarla açtım. Dışarı çıkınca içimde bir ferahlama hissettim ama hala öksürüyordum. Çıktıktan sonra yere oturup kağıdı okumaya başladım.

"Seni salak kız ! Bu oda oyun bile değildi boşu boşuna kendi canını tehlikeye attın. İlk geçtiğin kapıyı açsana sulu odadan boşuna mı aldın o anahtarı. Neyse artık bir kere girmiş oldun. Sana şunu söyleyeyim o insan öldürücü bir gazdır ve onu bir kere bile soluduktan sonra eğer panzehirini yapmazsan seni üç saat içerisinde öldürür. Ama merak etme senin böyle bir salaklık yapacağını tahmin ederek bir sonraki oyunun sonucunda sana panzehiri vericem. Tabi oyunu geçmeyi başarırsan. Şimdi git ve ilk geçtiğin kapıya gir. Hadi sana iyi eğlenceler. "

Ahh ! Lanet olsun ! Neden o kapıya girmedim ki ? Doğrusu o anahtarın orayı açacağını hiç düşünmemiştim. Neyse hemen gidip oyunu geçip panzehiri almalıyım. Koşarak kapıya gittim ama koşmak hiç iyi gelmedi uzun bir süre öksürdüm. Öksürüğüm azalmaya başlayınca hemen anahtarı takıp kapıyı açtım. İçeriye girer girmez karşımda iki kişi gördüm. Biri erkek biri kızdı ve ikiside ellerinden tavana asılı bir şekilde ölmüştü. Onları görünce çok üzüldüm ve yavaş yavaş yanlarına yürümeye başladım. Yaklaşınca bir şey fark ettim. Karınları hareket ediyordu. Evet hala yaşıyorlardı.

Arkadaşlar artık hikayenin bir sembolü olacak. Kan izleri hikayenin sembolüdür. Hikayenin resimleri bunlardan oluşacaktır. Bu arada hikaye nasıl gidiyor ? Öneri ve eleştirilerinizi bekliyorum. :)

Özgürlük İçin 20 Gün DayanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin