4. Gün

157 8 4
                                    

Arkadaşlar çok uzun zamandır yazmıyordum ama yazmaya geri dönmeye karar verdim. Bu bölümü hem sizi bilgilendirmek hem de uzun zamandır yazmadiğım için özür olarak düşünün. Bundan sonra düzenli olarak bölüm paylaşacağım.

Bu arada küçük bir hatırlatma yapayım. Bahar şuana kadar üç oyun oynadı. Birincisi oyunlara başlangıçtı cesetleri felan kesti. İkincisi su dolan bir odaya girdi. üçüncüsü yanlışlıkla gazlı bir odaya girdi ardindan panzehir icin girdigi oda da ayakları yandı ve odadaki erkeği kurtardı. şimdi hikayeye devam edelim :)

Ayaklarım çok fazla acıyorlardı. Üzerlerine basmayı denemek bile işkenceden farksızdı. Bu arada yanımda ki erkekle tanıştım. Oda benim gibi kaçırılarak buraya getirilmis ve ismi Kerem'miş. Günlerdir bu odada olduklarini ve bugün de iple tavana bağlandıklarını söyledi. Yanındaki kızda kaçırılarak getirilmiş. Bu adamlar her kimse insan kaçırmakta üstlerine yok.

Bir kaç saat o odada kaldık. zamanla ayaklarımın acısıda hafifledi ve yürüyebilecek durumu gelince bu odadan çıkmaya karar verdik. Uzun koridora çıktığımızda karşımızda bir kağıt gordük ve açıp okumaya başladık.

"Bahar ve Kerem ölmekten kurtuldunuz ancak buraya geleli sadece 4 gün oldu hemen sevinmeyin derim. Neyse bu seferki oyunu birlikte oynayacaksınız ve kazanırsanız sonunda ikinizede bir tabak yemek vericem. 4 gündür açsınız. Şimdi sağa dönün ve işaretli kapıyı bulun. "

Yazıyı okumamızla birlikte karnımin guruldaması bir oldu. Gerçekten çok fazla acıkmıstım. Burdan kurtulmayı o kadar cok kafama koymustum ki açlığımın farkında bile değildim. Peki işaretli kapı derken neyi kastediyordu. neyse artık sağa dönüp yürümeye başladık. Bir kaç kapı geçtıkten sonra üzerinde kırmızı bir çarpının bulunduğu bir kapıya geldik. sanırım işarerli kapıyı bulduk.

Kapıyı yavaşça Kerem açtı ve içeri girdik. İçerisi karanlıktı ve çok kötü bir koku vardı. Duvarda elektrik düğmesini bulup açmamla şaşırmam bir oldu. Duvar kan izleriyle kaplıydı ve oda dikenli tellerle kaplıydı. Tellerin sonunda iki tabak yemek vardı. Yavaşça tellere dokunduğumda bile tel elimi kesmişti. yemeklere varmanin baska yolu yok ancak bu tellerden geçersek derimiz paramparça olurdu. odada etrafa bakınırken tellerin üzerinde bir not daha buldum.

"Bahar ve Kerem oyununuzu nasıl buldunuz. Bence bu tellerden geçmemelisiniz. Ne demek istediğimi siz bulun artık."

Bu da ne demek simdi ? Açıkça söylese olmaz mıydı yani. Ama yemekler orda duruyordu geçip o yemekleri yemek istiyordum. Tellere tekrar baktığımda ortasında bir açıklık olduğunu fark ettim. o bölgeden hiç tel geçmiyordu zaten oraya kadar gittikten sonra yemeklere yetişebilirdik. Kerem'e de orayı gösterince bana hak verdi. bizde geçmeye karar verdik 4 gündür açtık ve bir şeyler yememiz gerekiyordu. önden Kerem gitmeye basladı. Her adımında başka bir yeri kesiliyordu. Bende arkadan onu takip ettim. Canım acıyordu. Teller heryerimi kesiyorlardi. Sonunda açıklığa ulaştık. Ulaştığımızda ikimizden de kanlar akıyordu. Son olarak yemeğe ulaşmak kaldı. Keremin daha çok kesiği vardı bu yüzden yemeklere benim uzanman gerekiyordu. Tam yemeklere uzanacağım sırada bir not daha gördüm.

"Bu yemekler zehirli gerçek yemekler dolapta :D "

Ne demek dolapta ! arkamı dönup baktigimda kapinin yaninda bir dolap gordum ve kapağı açilınca içindeki yemekleri gördüm. Lanet olsun bu kadar acıyı boşuna mi yaşamıştık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Özgürlük İçin 20 Gün DayanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin