Amam Allahım ! Odanın ortasında tavandan asılı biri duruyor. Boynunda ip var ve yere ayakları değmiyor. Yoksa bu annem mi ? Hayır olamaz onun burda ne işi var ? Yoksa onuda mı kaçırdılar ? Hayır olamaz ama arkadan anneme çok benziyor. Uzun dalgalı saçları ve gece yatarken giydiği beyaz pembe çiçekli pijamaları. Evet bu tıpa tıp annem. Anneeee ! Anneeee ! Hıçkırarak ağlamaya başlıyorum ve oturduğum yere çöküyorum. Bunu yapmış olamaz. Annemi öldüremezsin diye bağırmaya başlıyorum. Anneme yalvarmaya başlıyorum anne bırakma beni nolur anne seni çok seviyorum bırakma beni. Anneee !
Yavaşça ayağa kalkıyorum ve annemin yanına doğru yürümeye başlıyorum. Gözyaşlarıma hakim olamıyorum. Tam yanına geldiğimde çok önemli bir şey fark ediyorum. Bu sadece maket biri. Tam kalbinin hizasında bıçakla saplanmıştı bir not var alıp okumaya başlıyorum.
"Hahahaha korktun dimi Bahar. Merak etme sadece bir maket ama kurallara uymazsan belki gerçeği olur. En azından ilk kurala uyarak buraya geldin şimdi senle ikinci oyunu oynayacağız. Gördüğün gibi kapalı bir odadasın ve tek çıkış yolu geldiğin kapı orasıda sen buraya girdikten iki dakika sonra otomatikman kilitlendi ve eğer burdan çıkmak istiyorsan kapının anahtarına ulaşman lazım. Bunun içinde senle küçük bir oyun oynamamız gerek. Neyse bu kadar bilgi yeter geri kalanını kendin bul. İyi eğlenceler"
Al işte başka bir oyun daha yeter artık daha fazla oyun istemiyorum ama burdan kurtulmam için başka çarem yok. Notta geri kalanını kendin bul diyor. O zaman bende odayı dolaşmaya başlıyım. Oda büyük sayılmaz. İçeride bir pencere bile yok sadece köşede bir dolap duruyor o kadar başkada bir şey yok. Evet tabi ya dolap! kesin bulmam gereken şey dolabın içinde. Yavaşça dolaba doğru yürümeye başlıyorum ve dolaba ulaştığımda dolabın kapağını yavaşça açıyorum. Evet içeride bir anahtar duruyor. Anahtarı yavaşça alıyorken anahtarın bir ipe bağlı olduğunu görüyorum. Önce ipi koparıp koparmamak arasında tereddür ediyorum ama anahtarı almam lazım bu yüzden anahtarı çekip ipi kopartıyorum. İp kopar kopmaz odanın yan duvarlarında bir kaç duvar parçacıkları içeri giriyor ve yerlerinden hortumun ucu gibi bir şey çıkıyor. Hortum çıkar çıkmaz içerisi bir anda suyla dolmaya başladı. Hemen kapıya doğru koşmaya başladım. Su çok hızlı bir şekilde doluyor ve çok soğuk. Burdan çıkamazsam kesin donarım. Kapıya ulaşıp anahtarı kapının deliğine sokup anahtarı çevirmeye çalıştım ama kapı açılmıyordu. Biraz daha zorladım ama olmuyordu. Lanet olası anahtar bu kapının değildi. Bir anda aklıma ilk oyunda cesetlerden birinden çıkan anahtar geldi. Cebimden onu aldım. Su seviyesi belime kadar gelmişti çok üşüyordum. Delik suyun alt kısmında kalmıştı. Ellerimle deliği aramaya başladım. Biraz sonra buldum ve hemen anahtarı sokup çevirdim. Evet kapı açılıyordu. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Dışarı çıkınca yere düştüm ve odadaki sular hep üzerime geldi. Sırılsıklam oldum ve çok üşüyordum.
Biraz daha yerde kaldıktan sonra kalktım ve etrafıma bakındım. Etrafımda not veya başka bir şey yoktu. Yol devam da etmiyordu. Yani geri dönmem gerekiyordu. Ama hani o taraf tuzaklı tehlikeli taraftı. Sol tarafa gitme demişti. Şimdi napıcaktım gitmezsem burdan çıkış yok. Gidersem kim bilir başıma daha neler gelecek ? Neyse artık gitmekten başka çarem yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük İçin 20 Gün Dayan
Mystery / Thriller20 gün boyunca hayatta kalabilirsen özgürsün