8●İhanet

48 9 8
                                    

Seviştiğimiz o gece, titreyen göğsüne yaslamıştım yanağımı. Çırpınan kalbinin tam üzerinde soluklanmış, nemli teninin derinliklerinden sızan belli belirsiz bir fısıltı duymuştum. Boynuna dokunduğunda dudaklarım yahut sıkıca sarıldığımızda birbirimize... Çat kapı çıka gelen o huzur dolu, tarifi imkansız ses. Kulaklarımın idrakını aşan, ancak ruhum ile işitebileceğim tuhaf melodi. 

Annem bugün benimle baş başa bir gün geçirmek istediğini söylemişti. Bu sebeple Yağız beni şimdi eve bırakıyordu. O ise işleri olduğu için holdinge geçecekti.

Nefesi yüzüme çarparken, "Biraz daha kalsan?" diye fısıldamıştı. 

"Çok güzel bakıyorsun. Sen bana böyle bakarken ben her şeyden sıyrılıp iyileşiyorum." Arada bende güzel cümleler kurabiliyordum sanırım.

Saate baktığımda akrep altıyı uğurluyordu. Bir saatlik sürenin sonunda eve gelebilmiştim. 

"Esin Sultan?" diye konuştum annemin nerede olduğunu anlamak için.

"Salondayım kızım gel."

Salona girdiğimde annem 5 kediyle oturmuş beni bekliyordu. Mezarlıkta bulduğum kedide oradaydı.

"Onun aşılarını hallettim. Yeni veterinerden geliyorum. Temizlediler ve sağlığını kontrol ettiler. Maşallah çocuğuma çok sağlıklıydı." dedi gülerek.

"Çok teşekkür ederim en sevdiğim annem." diyerek yanaklarını sıkmaya başladım.

"Başka annen mi var sanki?" Bir kaç saniye gülmüştük.

Telefonuma gelen mesaj sesiyle,

"Yağız mesaj attı galiba. Bakacağım ve sonra telefonumu kapatacağım. Söz veriyorum."

"O çocuk çok iyi biri Nisa. Onu sakın kaybetme. Siz birbirinizin dönüm noktasısınız."

Gelen mesaj beni şaşırtmıştı. Çünkü kayıtlı olmayan bir numaradan geliyordu.

'Yağız'dan böyle bir şey bekler miydin ufaklık?' Mesajda yazan şey buydu ve altında bir link vardı. Linke tıkladığımda gördüğüm şeyle gülüşüm yüzümde dondu.

Yağız ile Ceyda restoranda oturuyorlardı. Yağız elini Ceyda'nın elinin üstüne koymuştu.

"İyi misin kızım? Ne gördün, ver bende bakayım." Telefonu elimden aldı.

"Kızım bu işin içinde bir şey olmalı. Yağız'ın ben seni sevdiğini 1 seneye yakındır biliyorum. Bunu o yapmaz!"

"Her şey açık ve net değil mi sence de anne?"

"Bak Nisa şu an mantıklı düşünemiyorsun. Sakın ama sakın dinlemeden yargılama."

Bedenim büsbütün, aklım parça pinçik... Kalbimin içinde bir kuş, kanatları sanki jiletten. Bana insanlığı öğretiyor usulca. Yorgunluğun ardındaki olgunluğa, kızgınlığın ardındaki kırgınlığa savuruyor beni. 

"Ben çok kırgınım anne, yemin ederim fiziksel acılardan bin kat daha acıtıyor." Deli gibi ağlıyordum. Resmen kendimi kaybetmiştim.

"Sana ağlama demiyorum ağla. Ama mantıklı bir açıklaması vardır kızım. Ben eminim."

Titreyen elim zar zor arama butonuna gitmişti

"Efendim güzelim?"

"Yağız, güzel günlerin sonunda beni kendi ellerinle o uçurumdan attığın için teşekkür ederim sana. Kimse bu kadar bitiremezdi beni." 

DÖNÜM NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin