0.8 [Final]

881 114 56
                                    

"Artık buraya gelmeyeceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Artık buraya gelmeyeceğim." 

Bayan R...'nin yüzünden şaşkınlık ve kırgınlık ile karışık bir ifade geçti. Bunu görünce yanlış anlamasından korkup hızla devam ettim. "Demek istediğim, tabiki sizinle görüşmeye devam edeceğim. Her şeyin sonunda siz benim arkadaşımsınız. Sadece... Demek istiyorum ki buraya artık bir hasta olarak gelmeyeceğim."

Bayan R...'nin yüzünden rahatlamış bir ifade geçti. Samimi bir şekilde gülümsedi. "Yani onunla konuştun ve duygularınız karşıklı?" Yüzünde mutlu bir ifade vardı. Aklıma bir kaç gün önce yaşadıklarımız gelince parmaklarımı hafifçe dudaklarıma sürttüm. 

"Evet. " Kafamı yavaşça salladım. Bayan R... sandalyesinde kıpırdandıktan sonra elindeki kalemi çevirmeye başladı. "Bazı şeyleri aşmana çok sevindim Jungkook. Yıllardır bunlarla savaşıyordun ve sonunda galip çıktın. Bu gerçekten çok güzel bir şey. Buraya terapi olarak gelmek istememeni de anlıyorum fakat maalesef bunu birden kesemeyiz." Gözlerini kalemden çekip bana odakladı, elindeki kalemi de durdurmayı bırakmıştı. "Terapilerimiz eskisi kadar sık olmayabilir ama buraya şu anlık iki hafta da bir gelmelisin. Eğer hala iyiysen ayda bire düşürerek bir süre sonra tamamen kesebiliriz fakat şuan kesemeyiz. Çünkü şu an iyi olman her zaman olacağın anlamına gelmez. Ayrılma ihtimaliniz var ve biz sen bununla baş çıkabilir misin bilmiyoruz. " Derin bir nefes aldıktan sonra bana endişeli gözlerle baktı. "Anlıyorsun değil mi?"

Ben de derin bir nefes aldıktan sonra buruk bir şekilde gülümsedim. "Evet, anlıyorum."



Bayan R...'nin yanından ayrıldıktan sonra Jimin'in çalıştığı kafeye doğru yürümeye başladım. Hafif yağmur çiseliyordu. 

Bayan R...'nin anlattıklarına çok üzülmemiştim. Sonuçta Bayan R... ile konuşmak güzel hissettiriyordu. Sadece işler yolunda gitmeye başladığında her şey bitmiş gibi hissetmiştim ve öyle olmadığını görünce kendimi kötü hissetmiştim. Jimin'in benden ayrılması olasılığı ise canımı acıtmıştı. 

Hafifçe dudaklarımı dişledim. Ne olursa olsun tekrar renklerimi kaybetmek gibi bir hata yapmayacağıma kendime söz verdim. İnsanlar gelir ve giderdi. Önemli olan o insanlarla olan hataları gülümseyerek hatırlayabilmekti.

Hafifçe gülümseyerek kafeden içeriye girdim. Çalan zille birlikte bana doğru dönen Taehyung'u başımla selamladım. O da aynı şekilde beni selamladı. İleride boş bir masayı silen Jimin'in yanına doğru yürüdüm. 

Arkasından hafifçe yaklaştıktan sonra hızla yanağını öpüp önündeki masaya oturdum. Elindeki bezi masaya bıraktıktan sonra elini hızla yanağına götürüp şaşkınca bana bakmaya başladı. Utangaçça gülümsedikten sonra işine devam etti. Yanakları hafifçe kızarmıştı. "Görüşmen nasıl gitti?" Onu gülümseyerek izlerken konuştum. "İyiydi. Terapilere hala devam edecekmişiz fakat zamanla bitebileceğini söyledi." Jimin bana gözleri kaybolacak şekilde gülümsedikten sonra konuştu. "Bu çok güzel." 

Elindeki bezi önlüğünün cebine koyduktan sonra geriye doğru yürürken konuştu. "Bugün erken çıkacağım. Sen kapının orda bekle ben üzerimi değiştirip geleceğim." Sonra cevap vermemi beklemeden koşarak gitti. Ben de arkasından bir süre baktıktan sonra kapının yanına gittim.

Birkaç dakika sonra Jimin de gelince kafeden çıktık. Jimin hafifçe kafasını çevirerek bana baktı. "Tekrar parka gidelim mi?" Hafifçe başımı sallayarak onu onayladım. 

Biraz yürüdükten sonra markete girip biraz abur cubur aldık. Hava buğu biraz rüzgarlıydı o yüzden Jimin'in kokusunu rahatça algılayabiliyordum. Kokusunu tam tarif edemem ama bende hissettirdiklerini anlatmaya çalışabilirim. Sanki tenimde bir güneş dans ediyormuş gibi, sanki bir rüzgar saçlarımda geziniyormuş gibi. Çok rahatlatıcı, huzur vericiydi. 

Hafifçe sürtünen ellerimiz ben de elini tutma isteği uyandırıyordu ama utancımdan tutamıyordum. Kafamı Jimin'den çevirip hafifçe yukarı kaldırıp bulutlu gökyüzüne baktım. Sonra serçe parmağımda hissettiğim sıcaklıkla hızla elimi doğru çevirdim.

Jimin serçe parmağını serçe parmağıma dolamıştı. 

Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Gözlerimi ona çevirdiğimde yanakları kızarmış, yüzünde saklamaya çalıştığı utangaç tebessümüyle ayaklarını izliyordu. Göğsüme bir sıcaklığın yayıldığını hissettim.

Tepkilerini izlerken parmağımı yavaşça parmağından çektim. İlk başta yüzü düşse de birbirine geçirdiğim parmaklarımızla yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Kafasını yerden kaldırmayarak gözlerini yana çevirdi, benle göz teması kurdu. Gözlerinde oluşan parıltılar çok güzeldi. Yanaklarındaki pembelik çok güzeldi. O, çok güzeldi.

Mutluydu.

Mutluydum.

Mutluyduk, beraberdik.

-------------------------------------------------------------------------------------------

Ve bitti.

Aslında bu hikayeyi yazarken birçok kez angst bitirmeyi düşündüm. Hatta Bayan R...'yi güvenilir yapmamayı bile düşündüm. Sonra hikayeyi daha yumuşak tutmaya karar verdim. Umarım hoşuna gitmiştir.

Başka bir hikayede görüşmek üzere.



be somebody // JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin