Merhaba. Gittikçe daha da çok yeni okurlarla yoluma devam etmek çok güzel ama oylarınız beni mutlu ederken neden yorumlarınız bu kadar az? Sık bölüm atmak için kelime sayılarını uzatmıyorum ve geçen gün üst üste bölüm attım. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. Teşekkür ederim.
🕊️
Liseye giderken birini sevdiğimi hatırlıyordum. Aslında hayatımı zindana çeviren adamı tanımadan biraz önceydi bu. 16 yaşındayda genç bir kızdım. Gelecek için güzel hayaller kuran birisiydim. Zihnimdeki hayaller o kadar taze ve güzeldi ki... Geleceğimin böyle olmasına en çokta 16 yaşında hayatın zorluklarından nasibini aldığını zanneden Ahu üzülürdü. Hayatta anne ve babasızdı. Bu onun için fazla ağır geliyordu. Gelecekte daha fazla kötü bir şey olmayacağını düşünmesi ise yaşının getirdiği bir aptallıktı.
Üzgünüm...
Çok kötü şeyler yaşadığın için...
Sevdiğim çocuğun kumral saçları, yeşil gözleri vardı. Biraz zayıftı ama uzun boyluydu. Son sınıfa gidiyordu. O benim ilk ve son sevgilimdi. Uzun zaman önce zihnimin derinlerine gömdüğüm kimsenin bilmediğiydi o benim için. 18 yaşında son sınıfa gidiyordu. İlk sevgiyi onda tatmıştım. Sanırım hayatım boyunca en çok 16 da mutlu olmuştum onun sayesinde...
O zamanlar sevginin gerçekliğine inanırdım. O dudaklarımı öptüğü zaman kalbimdeki ona karşı olan sevgiyi hissederdim. Onu sevdiğimi şu iki göğsümün arasında atan küçük kalbimde hissederdim. Kolları ile beni sardığında, en mutlu insan olurdum. Onun ile gittiğim yer çöplük olsa bile sırf o var diye severdim orayı.
O zamanlar sevginin gençliğine, gerçekliğine inanırdım...
Liseden mezun olduğunda başka bir ülkeye gitmesi ile büyük aşkım son bulmuştu. O kendi hayatına bakarken bende tekrar yalnızlığıma dönmüştüm. Lisede geri kalan yılımda hep onun hatırasına sarılarak geçirmiştim zamanımı. Onun ile gittiğimiz yerlere giderdim. Onun oturduğu sıraya otururdum. Şanstır ki son sınıfa geldiğimde onun mezun olduğu sınıfa düşmüştüm. O cam kenarındaki sıradan başka bir sıraya asla oturmamıştım. Öyle sevmiştim onu. Şimdi sevmek hakkında her şeyi unutmuş Ahu, zamanında kalbini birine vermişti.
Ondan vazgeçişim bir anda olmuştu. Sosyal medyada ekranıma düşen fotoğraf ile kalbimin kırıklarını hissetmiştim. Her nefes alışverişimde, kırıklar kalbime iyice saplanmıştı. Nefes almak o an zor gelirken yanında, onun dokunmaya kıyamadığım bedenine sarılan kıza bakarken gözlerimden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Benim gibi sarı saçları olan, ama benim gözlerimin aksine siyah gözleri olan bir kızdı. Hafif buğday teni vardı ve o zeytin gözleri ona, sevdiğim adama aşkla bakıyordu.
Sevgiye ilk o zaman küsmüştüm ben ama bu vazgeçiş değildi. Sevgiden, sevilmekten vazgeçmemiştim sadece o zaman sevdiğim adam olan Ozan'a da, sevgiye de küsmüştüm.
Sevmek ve sevilmeyi kalbimden söküp atmam 3 yıl sonrasında gerçekleşmişti...
Orkun'a hiç ondan bahsetmemiştim. Çünkü eskide kalan bir hikaye olsa bile Orkun'un tanıyordum. Ozan naif bir çocuktu. Orkun onun canını yakardı. Buna katlanamayacağımı biliyordum. Sevgim bitmiş olsa bile onun canının yanmasına izin veremezdim. Çünkü Ozan asla bunu hak etmezdi. Beni unutmuş ve hayatına devam etmiş olan birinin hayatına karışma gibi bir hakkım yoktu.
Ozan'ın hatırasını zihnimin en gitmediğim köşesine atmıştım. Onu hiç hatırlamamıştım. 5 sene de o kadar kötü şeylere maruz kalmıştı ki ruhum, bana ruhum olduğunu hatırlatan adamı unutmuştum. Şimdi onu hatırladığımda burukça bir gülümseme peyda oldu dudaklarımda. Onu hatırlayınca yeniden birini sevebileceğim gelmişti aklıma. Bunca şeyden sonra sevgiyi tekrar hissedebilir miydi yaralı kalbim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntı Sendromu +18
Teen Fiction"Yüreğimden dökülen her kelimeye adını sakladım. Geceleri seni sayıkladım." Hayatının en güzel yıllarını takıntılı bir adamın yanında geçirmiş bedeni, özgürlüğe açtı. Ondan kurtulmak için bedeninden vazgeçmişti ama ruhundan asla... Ondan kurtulma gü...