Merhaba canımlar ve merhaba hayalet okuyucular. Casper gibi dolaşmayın yahu azıcık konuşalım!
Yeni kapak nasıl olmuş sizce? Diğer kapak çok güzel ama 1 senedir onu kullanıyorum biraz farklılık iyidir.
Ayrıca benim kalemimden bilim kurgu okumak isterseniz Zihin Santrali'ne beklerim efendim.
İyi Okumalar lütfen yorum ve oylarınızı esirgemeyin seviliyorsunuz.
🕊️
"Yüreğimden dökülen her kelimeye adını sakladım. Geceleri seni sayıkladım..."
~~~~~
Kaçmadan 5 gün önce
Bu eve hapsolmuş ruhumu, girdiği girdaptan kurtarmak istiyordum. Boğazıma yapışan görünmez eller ile nefes alamıyordum artık. Orkun'un zehirli dokunuşlarını bedenimde hissetmek beni her gün öldürüyordu. Ruhum tükenmişlik sınırına yaklaşırken bedenim artık kendini çöp gibi hissediyordu. Bana dokunmasını istemiyordum. Lakin 5 senedir buradan hiçbir şekilde kurtulmamıştım. Kozlarımı değiştirmiştim. Farklı oynuyordum. Gençliğimin en güzel yıllarını yakıp küle çeviren bu adamdan gelecek yıllarımı kurtaracaktım. Paraya aç olup beni bu cehenneme hapseden bütün yandaşlarından nefret ediyordum. Sözünün eri olması gereken polisler, büyük adamlar, adalet önlüğünü giyip yemin edenler. Neden beni esir hayatına mahkum etmişlerdi? Bağırıyordum, her vakitte kurtuluş nareleri atıyordum. Kimse benim çığlıklarımı duymamıştı. Daha doğrusu kimse beni duymak istememişti.
Artık buna son verecektim.
Kulağımı daha çok kapıya yasladım. Orkun bir haftadır bu adam ile konuşuyordu. Adamı tanımıyordum ama duyduğum şeyler benim kalbimdeki umudu yeşertiyordu. Kurtuluş planları yaparken heyecandan uyuyamamıştım dün gece. Özgürlüğe aç ruhum kurtuluş anı için takla atıyordu resmen.
"Sizi cumartesi günü evimde ağırlamak isterim." dedi Orkun. Kalbim duracakmış gibi hissettiğimde onun endişeli gelen sesi yüzünden vazgeçeceğini düşündüm. Eğer vazgeçerse bütün hayallerim suya düşüp boğulurdu. Bu intihar olurdu.
Onaylama sesleri çıkarırken tekrardan konuştu. "5 gün sonra sizi bekliyor olacağım. Eşimle sizi ağırlamaktan mutluluk duyacağız." sahte dudaklarından dökülen eşim kelimesine kusmamaya çalıştım. Onu kabullendikten, doğrusu onu kabullendiğimi zannettiğinden beri beni birkaç kişi ile tanıştırmış, herkese de eşim demişti. Bu kelime her dudaklarından döküldüğünde karnıma okkalı bir yumruk yemiş gibi hissediyordum. Midem kasılırken oscarlık oyunculuk performansımı sergileyip gülümsüyordum. Onun dudakları çoğu zaman boynuma değerken kusmak istiyordum. Çoğu zaman nemli dudaklarının boynuma yaptığı baskıyı birkaç dakika boyunca boynumda hissederdim. O zamanlar boynumu saatlerce silmek isterdim. Bunun hissiyatı ağır bir darbe oluyordu insana...
Fazla şüpheci ve takıntılı olan Orkun'a yakalanmamak için kulağımı kapıdan çektim. Birkaç adım geriledim. Birazdan odadan çıkacaktı biliyordum. Hızla merdivenlere yöneldim ve daha yeni iniyormuş gibi yavaş yavaş adımlarımı geniş alana attım. Tahmin ettiğim gibi odadan çıktığında gözleri beni buldu. Mavi gözleri ışıltıyla parlarken sarı saçlarını elleriyle geriye doğru taradı. Bana doğru adımlarını atarken birazdan yapacağı her şeye şimdiden lanet ettim.
"Sevgilim." diyerek ilk yumruğunu geçirdi karnıma. Oysa ki sevgi onun dudaklarında ölüyordu. Sevgiye inancımı yitiriyordu. Böyle hissetmeme rağmen gülümsedim. Olabildiğince doğal olmaya çalıştım. "Sevgilim." diye tekrarladım. Ondan kurtulup birine aşık olursam şayet ona asla sevgilim demeyeceğimi kendime hatırlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntı Sendromu +18
Novela Juvenil"Yüreğimden dökülen her kelimeye adını sakladım. Geceleri seni sayıkladım." Hayatının en güzel yıllarını takıntılı bir adamın yanında geçirmiş bedeni, özgürlüğe açtı. Ondan kurtulmak için bedeninden vazgeçmişti ama ruhundan asla... Ondan kurtulma gü...