Bölüm 6

49 3 0
                                    

Milena:
Kalbim bir serçe gibi çırpınıp göğüsümden uçmak istiyor. Cekin söyledikleri aklıma geldikçe daha çok ağlıyorum ve koşuyorum. Sanki koştukça açımda hafifleyecek gibi hissediyorum , amma hafiflemiyordu. Nasıl gide bilirsin Cek? Sen bana daha seni seviyorum demeden nasıl gidersin? Benim senden beklentim buydu. Gözlerime bakıp Milen seni seviyorum demek. Gözlerime bakıp gidiyorum demen değil. Hemen eve gidip saatlerce ağlamak istiyorum.
+Milena dururmusun 1 dakika.
Arkamdan gelen sese irkildim. Bu Olivdi
-Oliv git başımdan seni hiç çekemem.!
+Ya bi dururmusun.
Kolumdan tuttu artık yüzümü kolaylıkla göre biliyordu.
+Sen ağladın mı?!
-Neden bağırıyorsun her kes bize bakıyor. Hem sana ne Oliv? Kendi işine baksana sen .
+Benim işim sensin Milena. Anlamadın dimi? Kızım sana aşık oldum ben. Geldiğin ilk günden beri sana tutuldum.
Tek kelime edemedim. Göz yaşlarım kurudu kaldı yanaklarımda. Bir taraftan şaşkın bir taraftanda isyan ediyordu kalbim. Nasıl olurda Oliv bunları söyleye bilecek cesaret bulduda Cek bulamadı.
-Oliv saçmalıyorsun sen! Bu nasıl cüretkar bir haraket?! Cek bilirse seni çok fena yapar git hemen burdan!
+Cek mi? Milena seni ağlatanın Cek olduğunu ve gidiceyini biliyorum. Eğer umrunda olsaydın gitmezdi.
Nefesim kesildi artık dayanamıyordum gözlerimi kapattım sonrası yok uyandığımda odamdaydım.
+Prensesim iyimisin ?
-Anne noldu?
+Bişey yok kızım. Sadece çok yorulmuşsun ve bayılmışsın Oliv sağolsun seni eve kadar taşımış.
-Oliv mi? Nerde şimdi?
+Evine gitti çok geç olmuşdu zaten. Peki söylesene kızım Cekle sorun mu var aranızda? Kapıda Olivi görünce şaşırdım hiç bahsetmemiştin ondan.
-Bir daha o lanet ismi ağzına alma anne. Nefret ediyorum ondan.
+Tamam küçük prensesim kızma bir daha ismini söylemem.
Annem odamdan çıkar çıkmaz yüzümü çevirip tekrar ağlamaya başladım.

Cek:
Gece düşünce eve doğru yol aldım. Ayağa kalmak için zar zor güç bulmuştum. Kapıya yaklaşmıştım durdum. Evlerine baktım. Hayla evlerinin ışıklarının yandığını kontrol ediyordum. İçeri girer girmez annem sordu
+Cek Milenaya ne olduğunu biliyormusun?
-Ne olmuş ki?
+Bi çocuk Milenanı kucağında getirdi. Baygındı kızcağız.
Annemin sözleri bitmeden evden çıktım.
Kapıyı hızla vurmaya başladım. Kapıyı acan annesiydi.
+Cek hayırdır bu saatte?
-Bayan Liz çok özür dilerim ,amma Milen iyi mi? Göre bilirmiyim onu
+Pek sanmıyorum Cek çok yorgun.
-Lütfen bayan Liz söz veriyorum hiç yormam.
+Peki.
İçeri girmek için izin istedim. İçerden çok zayıf işitilmesi bir ses "gel" dedi.
Yanına gittim ve dizlerim üste çöktüm.
+Merhaba Milena iyi misin?
-Neden geldin?
+Yapma böyle lütfen sözümü bitirmeye izin vermedin bile.
-Sözünün sonun gitmiyicemle bitiyormu peki?
Sustum. Gözünden bir damla düştü.
-Bende öyle düşünüyordum. Gide bilirsin artık.
+Milena görmüyormusun bende üzgünüm. Neden anlamıyorsun seni se..
-Biz Olivle çıkıyoruz Cek.
Sözüm tekrar yarım kaldı. Bu sefer dondum kaldım. Şaşkınlık, öfke, hüzüntü hepsi karıştı. Yüzüm temamen hissiz bir ifade aldı. Milene bakdım.
+Sen Olivi seviyormusun?
Sesim çatladı. Kendi sesimden iyrendim. Bir gün asla bu cümleyi söyleyeceğime inanmıyordum.
-Evet seviyorum.
+Milena sen iyi olamassın. Sağlıklı düşünemiyorsun! Daha düne kadar hayatımızda yoktu o !
-Bu günden sonra varmış demek Cek. Ve ona zarar vermeye çalışırsan yüzüne bile bakmam.
Bunları söylerken yüzünde bir mimik, hiss aradım,amma yoktu.
+Milena son kez söylüyorum eger cevabın aynı olursa seni rahat bırakıcam. Olivi seviyormusun?
-Seviyorum.
Hızla ayağa kalktım odadan çıktım. Olivi yere sermemek için kendimi zor tutuyorum. Karşıma çıkmasa iyi olur. Akşam bütün günü sahilde dolaştım. Sabaha yakınsa eve döndüm.

Mutlu sondur belki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin