Tarih 21. Yüzyılın üçüncü çeyreği..
Eskiden olduğu gibi günümüzde de yeraltı şehirlerinin ana gayesi biz canlıları hayatta tutmak ve yüzeydeki tehlikelerden korumak. Geçmiş çağlarda bu yerleşim yerleri genelde kısıtlı imkanlara sahipti. Nefes alabilmek için yüzeyden açılmış havalandırma yolları, besin temini, kişisel odalar, sosyal tesisler vs. Fakat bunlar çok çok kısıtlı imkanlara sahipti. Belli noktadan sonra sığınaklar yaşanması imkansız hale geliyordu.
Günümüz modern yeraltı şehirleri ise bu imkanları aşmış durumda, tavan kısımlarına yerleştirilmiş olan Arttırılmış gerçeklik teknolojisi sayesinde yüzeyde meydana gelen doğa olayları, örneğin yağmur, kar, sis gibi hava durumları aynen bu yerlerde de uygulanmakta, nem oranı ve oksijen de aynı şekilde burada kullanılmaktadır. O an o bölgenin yüzeyinde gökyüzündeki bulutlar hangi şekli almışsa veya güneş ve ay hangi konumda ise altında yer alan şehirlerde de o şekilde uygulanmaktadır. Burada amaç bir gün yüzeyde tekrar yaşama imkanına kavuşan biz insanları ait oldukları dünyaya hazırlamak ve aynı zamanda psikolojik motivasyonumuzu kaybetmemektir.
Fakat burada bir sorun var, yeraltında gökyüzünü sadece görebilirsiniz, oraya çıkamazsınız, yıldızlara, aya , asla ulaşamazsınız. Ulaşabilmeniz için yüzeye çıkmanız gerekir ki oraya gidebilmeniz için de özel giysilere ve araçlara sahip olmanız gerekir. Bu ekipmana ise belli bir eğitimin ardından diplomatik izinlerle ancak kavuşabilirsiniz. ışınlanma teknolojilerine her ne kadar sahip olsak da yüzeyde yaşanmış felaketlerin neticesinde manyetik bir engel çıkıyor karşımıza Bu yüzden artırılmış gerçeklik kubbeleri altında bir gün hep birlikte yeryüzüne çıkacağımız o günü beklemekteyiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİMKURGU ÖYKÜLER
ContoTek bir karakter yok , tek bir hikaye yok, birbiri ile bağlantılı birden fazla dünya ve farklı bir evren var, ileriki aşamalarda romanlarımı daha kaliteli yazabilmek adına bir altyapı oluşturuyorum, likya, gırnata, idfüzzz, ıtkı, necat bunlardan baz...
