Yıl 2005(4)

219 13 0
                                    

-Berika-

-Bunu sende gördün değil mi?

Min Hyuk bir şeyler biliyor gibiydi.Hızlı hızlı sahile yürüdü.Bende takip ettim.Cidden neydi o

+Sende görüyorsun değil mi?....Bebekliğini.

Başımı salladım.

+Neden olduğunu biliyor musun?

-Bilsem bu kadar şaşırır mıydım?

Aklım karışmıştı.Ben uyku bozukluğundan kaynaklanan kabuslar olduklarını sanıyordum.Neydik biz.Fantastik birer yaratık mı?

-İşareti fark ettin mi?

Ellerini uzattı.Korkuyordum.Bu acıtıyordu.Çok ama çok acıtıyordu.Yavaşça uzandım ve ellerini tuttum.Vücuduma öyle bir akım geldi ki.Ne elini bırakabildim ne de acıya dayanabildim.Tiz bir çığlık attım.Acı gittikçe azalıyordu.Ellerimiz parlıyordu.Daha doğrusu kanımız parlıyordu.Allah aşkına neyiz biz!Damarlarımdaki kan bir parlıyor bir sönüyordu.Min Hyuk'unkiler de öyleydi.Ellerimizin üzerinde bir şeyler parlıyordu.Bir işaret.Dört kollu bir yıldız ve içinde çapraz olarak iki dört kollu yıldız daha.Birer boşluk bırakarak kolların üzerinde küçük noktalar.

Bu neyi anlatıyor olabilir ki.İlk defa böyle bir şey görüyorum.Bunun ne olduğunu çözmek imkansız gibi.Böyle bir işareti ilk defa görüyordum...

-Min Hyuk-

+Ne düşünüyorsun?

-Ne olduğumuzu.

+O işaretin bir anlamı olmalı.Yani kanlarımız öylesine parlıyor olamaz.

-Nasıl öğrenebiliriz ki?

+Birilerine sormayı deneyebiliriz.

-Ne diyeceksin?Birbirimize değince kanımız parlıyor ve şu işaret oluşuyor.Acaba daha önce bunu görmüşmüydünüz?

Haklı olduğunu biliyorum.Ama aklıma başka bir şey gelmiyor.Yaklaşık 3 yıldır bu rüyalarla yaşıyordum.Biriyle tanıştım ve rüyalar birden kesildi.Ayrıca bu kişiye dokununca kanım parıldıyor.Bunlarım hiçbiri mantıklı gelmiyor.Zamanımız çok kısıtlı.O kendi şehrine dönecek ben kendi ÜLKEME.Belkide bununla yaşamayı öğrenmeliyiz...

Yıl 2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin