Yıl 2012(12)

119 7 0
                                    

-Berika-

Berika:Hiçbir hazırlık yapmadan,kimseye açıklama yapmadan öylece gidersek neler olur senin haberin var mı?İkimizin de hesap vermesi gereken aileleri var?Bir anda kaybolursak bizi mutlaka arayacaklardır!Ayrıca ben Koreli değilim ki buda olayı daha da büyütür çünkü işin içine konsolosluklar girer!

Suho:Olayın ciddiyetinin farkında değilsin değil mi?Eğer gelmezsen ne hesap verecek bir ailen ne de olayı büyütecek konsolosluklar olacak.Aklında zorun mu var?!

İkimizde birbirimizi anlamak istemiyorduk.Aslına bakılarsa bir kişiye bin kişi olarak düşünüyordu ama o işler her zaman öyle yürümüyor.Bu tartışmaya çok ama çok açık bir konuydu.

Berika:Pekala.Eğer gelmeyi kabul edersek ne kadar kalmamız gerekecek?

Suho:Ahhh…Her şeye baştan başlıyoruz.İlk gün söylediklerimi hatırlıyor musun?Sizde başka bir şeyler var.Bu gariplikler doğumunuzdan başlıyor.Siz ırkınızın umudu olacaksınız.Siz onları saklanmaktan kurtaracak tek parlaklarsınız.Bu yüzden ne kadar kalacağınız,nasıl etkiler yaratacağınız,herkesi kurtarıp kurtarmayacağınız size bağlı.

Baekhyun:Kısaca bu seçim sizin elinizde değil.Gelmeye mecbursunuz.

Kısa süreliğine sessizlik çöktü.Sadece sırayla aldığımız derin nefesler duyuluyordu.Hayatımız…alabildiğine değişik olan hayatımız biraz daha değişecekti.Sonumuzun ne olacağı belli değildi.Aslında hayatımızda hiçbir şey belli değildi…

-Min Hyuk-

Saat gece yarsını geçmişti.Ve biz her şeyin başladığı yere geri dönmüştük.Namsan Kulesi.Kulenin önündeki ışıklı dairenin tam ortasında duruyorduk.Baekhyun,Chanyeol,Sehun ve Suho etrafımızda bir daire olmuşlardı.Yong Hwa ise bizimle birlikte dairenin içinde duruyordu.Gerginliğin ötesinde hiç hissetmediğim bir duygu hissediyorum şimdi.Aslında gerginlik değil de farkındalık gibi bir şeydi bu.Sanki yıllar sonra ait olduğum yeri yeni bulmuşum ve oraya gidiyormuşum gibi.Saçma sapan bir duygu işte.

Baekhyun:Hazır mısınız?

Baekhyun’a dönünce göz bebeklerinin olmadığını ve gözlerinin bembeyaz parladığını fark ettim.Diğerleri de öyleydi.Bu…bu gerçekten inanılmaz bir şeydi.Yong Hwa bir şeyler mırıldanmaya başladı.Bir şarkı gibiydi.Yada ilahi.Diğerleri el ele tutuştular ve senkronize bir şekilde sağa sola sallanmaya başladılar.Olarda Yong’a eşlik ediyorlardı.Şarkı gittikçe yükseliyordu.Bir anda zemin tıpkı deprem oluyor gibi sallanmaya başladı.Etrafımızda ışıktan bir duvar oluştu.Duvar gökyüzüne kadar uzanıp tam üzerimizde bizim işaretimizi oluşturuyordu.Bu gördüklerimizi diğer insanlarda görüyormu merak ediyordum.Görüyorsa bu büyük bir sorundu.Zemin yavaş yavaş açılmaya başladı.Boşluğa düşüyorduk.Bu da ne böyle!?Kelimenin tam anlamıyla boşluğa düşüyorduk.Çırpınamıyorum.Kollarıma ben değilde başkaları hükmediyor gibi.Gözlerim kapanıyor…bilincim kayboluyor.Hayır!Hayır!Şimdi olmaz!Şimdi kendimi kaybedemem!Sanırım artık çok geç…

Yıl 2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin