Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Yixing elimi sıkıca tutuyordu. Uyandığımı fark edince elini çekip doktoru çağırdı.
Hasta olmadığım halde neden bir hastanede olduğumu bilmiyordum. Her şeyi hatırlıyordum. Yixing'le nasıl ayrıldığımızı hatırlamak en ağırı olmuştu. Çünkü artık, hala birbirimizi sevdiğimizi de hatırlıyor ve biliyordum.
Yixing kardeşimle birlikte odadan çıktığında doktor bir süre benimle ilgilendi. Daha iyi olduğuma emin olunca gidebileceğimizi söyleyerek yanımdan ayrıldı. Bir an önce onunla konuşmak istiyordum. Tüm saçmalıkları düzeltip, tekrar elini tutmak istiyordum.
"Gidebilir miyiz?"
"Gideceğiz oğlum. Yavaş kalk olur mu?'
"Yixing nerede?"
"Kardeşinle bahçeye çıktı."
"Uçağa yetişecekti.."
"Seni bırakıp gitmek istemedi. Siz.. Artık iyi misiniz?"
"Biliyorsun anne.."
"Anladım bebeğim. Ama bunu çözmen gerek. Biliyorsun değil mi?"
"Halledeceğim. Sen Sehun'la eve git hm? Ben onunla konuşmalıyım."
"İyi olduğuna emin misin?"
"Daha da iyi olacağım."
Annemle kardeşim gittikten sonra Yixing'i alıp dışarı çıktım. İyi olmadığımı düşündüğü için yakınımda yürüyordu.
"Saat geç oldu. İstersen yarın konuşalım. Nasıl olsa buradayım."
"Gitmiyor musun?"
"Biletimi yarına çektim."
"Yixing gitme."
"Joon.."
"Lütfen."
"Beni sevmediğini söyledin. Anlatmıştım."
"Biliyorum. Hatırlıyorum."
"Ne?"
"Nasıl oldu bilmiyorum ama her şeyi hatırlıyorum."
"Gerçekten mi?"
"Evet.."
"Yani ayrıldığımız anı hatırlıyorsun?"
Dizlerimin üzerine çöküp başımı eğdim.
"Özür dilerim Yixing. Sana yalan söylediğim için özür dilerim."
"Yalan?"
"Seni sevmekten hiç vazgeçmedim."
"Sen.."
"Eğitimin içindi. Seni bırakmak zorundaydım. Benim için burada kaldığını biliyordum."
"Bunu sana anlatmamıştım."
"Telefonla konuşuyordun. Nasıl öğrendiğimin ne önemi var?"
"Bana sormadın bile. Nasıl öylece terk edebilirsin?!"
"Aklın burada kalsın istemedim. Geleceğin için bunu yapmam gerektiğini düşündüm."
"Sensiz bir gelecek düşünemiyorken mi? Notlarım berbat. Sen olmadan yaşayamıyorum."
"Yixing.."
"Bana fikrimi sormalıydın."
"Özür dilerim."
"Özür diliyorsun.. Ne yapmayı düşünüyorsun peki? Şimdi beni öylece gönderecek misin?"
"Hayır. Gitme diyemem ama seninle gelebilirim."
"Daha önce neden gelmedin?"
"Sehun hastaydı Yixing. Bunu biliyorsun. Onu yalnız bırakamazdım."
"Konuşmalıydın."
"Biliyorum. Ne söylesen haklısın. Bir savunmam yok."
"Sehun artık iyi mi?"
"Evet."
"Yani artık gelebilirsin?"
"Kabul edersen seninle gelmek istiyorum."
"Etmiyorum."
"Neden?"
"İstiyorsan sen Çin'e gidebilirsin. Ben burada kalacağım."
"Yixing bu senin için önemli."
"Benim için önemli olan sensin. Ayrıca şu yerden kalk artık."
Zorla yerden kaldırıp sımsıkı sarıldı.
"Evlenelim."
"Ne?"
"Evlenelim ve birlikte bir okul seçelim."
"Sen ciddi misin?"
"Seni hatırlayamadığımda her şey çok zordu Yixing. İçimde büyük bir boşluk vardı. Seni kaybetme korkusuyla karşı karşıya kalınca hatırladım. Biz ayrı yaşayamayız."
"Sen ciddisin."
"Evet sevgilim."
"Beni sevmediğini söyleyerek kalbimi paramparça ettiğin o günün acısını çıkaracağım."
"Beni unutup gitmen için başka çarem yoktu."
"Seni çok seviyorum. Bir daha elimi bırakma. Lütfen.."
"Seni çok seviyorum mükemmel adam. Sonsuza kadar benimsin."
"Bu asla değişmedi ve değişmeyecek."
"Asla.."
Herkesin geçmişi silmek istediği anlar olduğunu düşünüyordum. Her şeyi unutup yeni anılar biriktirmek güzel olabilirdi.
Bunları düşünürken hiç gerçekten unutabileceğim gelmemişti aklıma. Kötü anıları tamamen silip sadece güzelleri hatırlamak gibi masum bir dileğim vardı. Tanrı şikayetim karşısında beni cezalandırmıştı. Madem unutmak istiyordum, o da tamamen silmişti. Güzel anılarımı da..
Bir hayal kurarken bile ince hesaplar yapmak gerekiyordu. Belirsizliklerle dolu bir çaresizliğin içine düşmüştüm. İçimde kocaman bir boşluk vardı. Sonsuz bir karanlığa gömülmüştüm. Kötü anılarımdan kurtulmak isterken onu da kaybetmiştim.
Artık bir şeyleri unutmak istemiyordum. Ailemi, arkadaşlarımı, sevdiğim insanları, güzel anılarımı ve bana tecrübe katan kötü anıları bile hatırlamak istiyordum. Bu benim hayatta aldığım en büyük dersti. Bundan sonra ne hafızamı ne de mükemmel sevgilimi kaybetmeyecektim. Yaşadığım her şeye şükredecek ve dört elle sarılacaktım. Çünkü hayat, saçma hayaller kurmak için fazla gerçekti ve hayal kurarak hiçbir şeyi kaçırmak istemiyordum. Tek istediğim mutlu bir hayattı. Sonsuz bir aşkla bağlı olduğum mükemmel meleğimle yaşayacağım mutlu bir hayat..