Şimdiden burnuma dolmaya başlayan alkol, sigara ve ter kokusu ile duraksayıp son kez içime bir nefes çekip büyük alana adım attım.
Yüksek müzik sesi ile yüzümü buruşturup bir küfür mırıldandım. Birbirine sürtünen bedenler altlarında iç çamaşırından farkı olmayan etek giymiş kızlar ve tek dertleri kız yatağa atmak olan erkekler ile gözlerimi devirip Hoseoka döndüm ileriye bakıp gülümsemesi ile kafamı hızlıca baktığı yere çevirdim. Yoongi gülümseyerek Hoseoka bakıyor ve ağzında bir şeyler geveliyordu.
Gözlerini bana çeviren hoseok ile gülümseyip git dercesine kafamı sallamamla kaybolmuştu. Arkasından yavaş adımlarla kendime bir yer arayıp bar sandalyelerine doğru ilerledim ve oturdum.
"Bir şey ister misin?"diye soran barmen'e kısa bir bakış atıp içki istedim. Eski ben olsa kokusunu alınca kusmaya başlardım ama koşullar değişmişti ve ayrılmamız ile başlayan bu içkiye alışma döneminden sonra sevmeye bile başlamıştım. Ama içkinin aksine sigaraya elimi bile sürmemiştim ondan hala tiksiniyordum.
"Al." diye önüme ittiği içki ile bir şeyler mırıldanıp içkiyi elime aldım ve gözlerimle Jungkooku aramaya başladım. Köşede koltukta oturan toplulukta gözlerimi gezdirdim. Tae oradaydı. Bir kızı kucaklamış öpüyordu.
Jungkook'un da orda olması umudu ile onu ararken kalçasını koltuğun başına yaslamış bacaklarının arasındaki kızın saçını kulağının arkasına sıkıştıran silüet ile yutkundum ve gözlerimi onlardan alamadan içkiyi küçük bardağa doldurup tek seferde içtim. Yüzünü görebildiğimde uzun zaman sonra tekrar makyaj yapılmış yüzü ile karşılaşınca gözlerimi kaçırıp bir bardak daha diktim kafama, tekrar onlara döndüğümde jungkook ile göz göze gelmeyi hiç beklemiyordum.Kısa süreli şokumdan sonra bakmaya devam ettim okyanuslara. Bir süre ne ben çektim bakışlarımı ne de o çekti. İlk defa bu kadar cesurdum.
Gözlerinini çekmemekte ısrarcı olan jungkook ve ilginin üstünden çekildiğini anlayan Lisa elini jungkook'un çenesine koyup yüzünü kendine çevirdi ve bakışlarımızı kesti sonra ise yavaşça yaklaşıp dudaklarını öptü. Giydiği elbise ve güzel fiziği bir bütün oluşturmuştu. Burdaki erkeklerin onu arzuladığını biliyordum. Jungkook şimdiye kadar hep arzulanan, sevilen insanlarla birlikte oluyordu ve genelde de arzulanan oluyordu.
Bense bir istisnaydım.
(Y/N:Lisayı böyle hayal edebilirsiniz.)
Uzun soluklu bir öpüşmenin ardından ayrıldılar ve gülüştüler. Jungkook burnunu lisanın burnuna sürtüp bir şeyler mırıldandı ve yanlarından ayrıldı. Bu anı fırsat bilerek bir kere daha içkiyi doldurup kafama diktim bardağı masaya hızlıca bırakmamın ardından üstümde hissettiğim gözler ile yavaşça kıpırdanıp gözlerimi tekrar gözleri ile buluşturdum. Benden biraz uzakta ama tam karşımda kalan bir bar sandalyesine oturmuştu.
Kahverengi saçları biraz terlemiş olmasının sonucu olarak alnına yapışmış ve dağılmıştı, az önceki öpüşmenin sonucu olan kırmızı dudakları fazlası ile şişmişti. Dudaklarını yalaması ile yutkundum. Gözlerimi hızlıca gözlerine çıkardığımda bunu bilerek yaptığını anlamıştım. Boynuna taktığı chokerımsı ama daha çok kumaşa benzeyen parça ile aklıma hiç iyi düşünceler dolmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lavinia
FanficSana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. ♡ Ve tekrar yan yana gelmek Tekrar biz olmakla aynı anlama gelmeyecekti