" Jongin bana bak. Beni duyabiliyor musun? Lütfen. Yardımına ihtiyacım var. Bana yardım et. Yardım et!"
Bir ışık çakması gibi Jongin'in gözleri bir anda canlandı. " Çok fazla duman var. Çık! Dışarı çık! Alevler geliyor! Dışarı çık!"
Woaa... Burada neler oluyor böyle? Soo dizlerinin üzerine oturarak garip bir şekilde Jongin'in omzunu pat patladı. " Sorun yok Jongin. Alev falan yok. İkimiz de iyiyiz. Güvendeyiz."
Jongin gözlerini kapatarak başını iki yana salladı. " Herkesi dışarı çıkarmalıyım."
////****////
" Phoenix adaları en yakınları ve onlar altı veya yedi yüz mil uzaktalar. Onlar ve bizim aramızdaki bütün bu alan... Issız sanırım."
Soo çığlık atma içgüdüsünü bastırabilmek için tırnaklarını avucuna batırdı. " Yani yüzlerce mil boyunca yaşayan tek insan biz miyiz?"
*******************************************
" Neydi o? "
Kalp atışları göğüs kafesinde gümbürderken Jongin de aynı şeyi merak etti. Daha önce hiç böyle bir ses duymamıştı ama yaşayan bir canlıdan geldiği açıktı. Dalların birbirine sürtünerek çıkardığı seslere benzemiyordu. Ormanın karanlığında yankılanarak onlara kadar ulaşmıştı. Hala yarığın içinde oturuyorlardı. Ellerinde sadece bir tane fenerle ormanın karanlığında dolaşmaları mantıksız olacaktı. Özellikle de Jongin'in başı her ayağa kalkmaya çalıştığında fıldır fıldır dönüyorken. Biraz uyuyabilmişti ve içtiği ağrı kesici başından omuzlarına kadar yayılan ağrıyı sadece biraz hafifletebilmişti. Aç olması gerekirdi ama protein barlarını bile zorlukla yiyebilmişti. Etraflarında uçuşan sivrisineklerin sesi de baş ağrısına hiç yardımcı olmuyordu. Jongin sadece hiçbir hastalık taşımadıklarını umut ediyordu çünkü bu hayvanlardan kurtulmak mümkün değildi. Acil durum battaniyesini üzerlerine örtmüş olmalarına rağmen açıklıktaki en ufak ten parçasına acımasızca saldırıyorlardı. Götü kayalık zeminde oturmaktan uyuşmuştu.
Sanki bu gece asla bitmeyecek gibiydi.
En azından yalnız değildi. Kyungsoo'nun koluna sürtünen kolunu, hemen dibinde oturan sıcak bedenini hissedebiliyordu. Yapılı vücudunun varlığı rahatlatıcıydı. Beynini sarmaya çalışan sislere teslim olmamaya çalışarak odaklanmaya çalıştı. Kendinde kalmalıydı. Daha önce kendini o şekilde kaybetmemeli, sağ kalan yolcularını tek başına bırakmamalıydı. Pop yıldızı olduğu söylenmesine rağmen Kyungsoo hiç de beklediği gibi biri değildi. Uçaktaki kısa konuşmaları sırasında dikkati dağılmış ve stresli görünüyordu, ancak kibirli veya şımarık değildi. Ve kazadan sonra kesinlikle çıldırmamış, hayatını onların hayatından üstün görmemişti. Jongin birden genç adamı grubundan ayrılmaya neyin yol açtığını merak etti. Kokpitte Suzy ismini bilmediği insanları içeren birkaç teoriden bahsetmişti ama bir kere uçmaya başladıklarında sohbetleri her zaman sadece teknik konulara odaklanırdı. Suzy-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyond The Sea - KaiSoo
FanficKyungsoo dünya turlarının ortasında grubunu bırakma pahasına kardeşini kurtarmaya kararlıydı. Kiraladığı jetle yola çıktığında sadece kariyerinin değil, bütün hayatının değişeceğini bilmiyordu. Uçak fırtınaya yakalanıp ıssız bir adanın yakınlarına d...