one week, yoonkook

dördüncü❜ video kaydı

"Kayıttayız, Jungkook." Taehyung ellerini kameranın önünde çırpmak yerine durgun bir ses tonuyla haber verdiğinde Jungkook donuk bakışlarını kameraya çevirip gülümsemişti. Çok kırılgan görünüyordu. Sanki gülümsemek için kendini öyle zorluyordu ki, içten içe parçalanıyordu.

"Merhaba hyung, aslında bugün video kaydetmeyecektim. Kendimi pek iyi hissetmiyorum ama Taehyung yapmam gerektiğini söyledi." Jungkook kendini daha fazla zorlayamayıp gülümsemeyi bıraktı.

"Öncelikle tebrik ederim hyung, Hoseok ile sevgili olduğunu bu sabah öğrendim. Umarım, mutlusundur. Benim için önemli olan bu." Konuşmak canını yakıyormuşçasına zorlanıyordu.

"Şey," Jungkook bakışlarını kameradan yere indirerek derin bir nefes aldı.

"Bugün nedense konuşacak bir şey bulamıyorum.

E, nasılsın?" Jungkook durup elleriyle şakaklarını ovuşturdu. Bakışlarını kaldırdığında kameranın arkasına baktı.

"Taehyung gerçekten yapamıyorum. Boş verelim."

Jungkook'un bitmiş sesine karşılık arkadaşı onu kafa sallayarak onayladı.

"En azından doğum gününü kutla. Bir haftada her gün kutlayacağını söylemiştin." Bu hatırlatma üzerine Jungkook bakışlarını kameraya çevirdi.

"İyi ki doğdun hyung, umarım daima mutlu olursun. Ben..." Duraksadı ve buruk bir şekilde gülümsedi.

"Seni seviyorum."

❜

"Nasıl mıyım?" Yoongi güldü. Çocuğun bu defaki video kaydındaki durumunu görmek içini parçalamıştı.

"Dünyadaki en mutsuz adamım Jungkook. Kesinlikle dünyadaki en mutsuz adamım."