Mert'in sınıfından çıktıktan sonra hemen sınıfa gittim ve sırama oturdum. Alya geldiğinde bana soran gözlerle bakıyordu. Ağzını açtığı sırada zil çaldı ve ona açıklama yapmaktan kurtuldum. Dersi dinlemeye çalışıyordum ama bir türlü dikkat veremiyordum. Zil çaldığında Mert sınıfa geldi. Hemen tam karşımda durdu.
"Sana ne oluyor Defne?"
"Yok bir şey. Git başımdan" dedim ve kafamı sırama koydum.
"Bana bak. " deyince kafamı kaldırdım. Her ne kadar ona kızgın olsamda her zaman ona karşı saygılı olmalıydım. Benden sadece 1 yaş büyük olmasına rağmen bana babalık yapmaya çalışıyordu.
"Mert uzatma tamam. Ne yapıyorsanız yapın Yağızla. "
Kaşlarını çattı.
"Defne sen iyi misin? Seni rahatsız eden ne?"
Artık o da bağırmaya başlamıştı. Burak ve Alya ise bizi şaşkınca izliyorlardı.
"Beni rahatsız eden ne biliyor musun? Senin her şeyi bir çırpıda unutman. Beni rahatsız eden hiç tanımadığımız birine bizden biriymiş gibi davranman. "
"Herkese onun gibi davranma. "
Gökhan dan bahsediyordu. "Mert sen değil miydin bir daha yanına kimse yaklaşmayacak diyen. Bu kadar mıydı. Senin için geçti gitti mi her şey?"
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Sen her şeyi unuttun değil mi Mert? Sana göre bitti gitti. Benim acım ama hala taze. Senin umurunda bile değil. "
"Şuan ne dediğini bilmiyorsun. Kafanı topla. Kalbini kırıcam. "
dedi ve sınıftan çıktı. Herkes şaşkınca bana bakıyordu. Biz Mert ile hiç kavga etmezdik. Etsek bile bunu kimseye belli etmezdik. Küsemezdik bile birbirimize. En fazla 1 saat sürerdi. Ama şimdi sanırım ben çok abartmıştım. Ama olanları hala unutamamıştım. Hala korkuyordum.
Mert'i üzdüğüm için çok pişman oldum. Gözlerim doldu.
Burak yanıma geldi. Elini omuzuma koydu.
"Defne noluyo?"
"Burak konuşmak istemiyorum lütfen. "
Hocanın içeri gelmesiyle yerlerimize geçtik. Ama ben çok kötüydüm. Midem bulanıyor ve başım dönüyordu. Gökhan her aklıma geldiğinde böyle oluyordu. Adı geçince bile. Çantamı zorlukla açtım ve içinden şişemi aldım. Ellerim titriyordu. Biraz su içtim ama hala ne başımın dönmesi ne de mide bulantım geçiyordu. Alya ve Burak'a baktığımda başlarını sıraya koymuş uyuyorlardı. Tarih dersini hiç sevmezlerdi. Ben ise onların aksine çok severdim. Hevesle dinlerdim. Onların uyumalarını fırsat bilerek ayağa kalktım. Çantamı aldım ve hocaya kötü olduğumu söyledim. Titreyen ellerimle kapıyı açtım. Hoca da fark etmiş olacak ki "Defne bir sorun mu var?"
"Yok hocam biraz rahatsızım sadece. "
"Mert'e haber vermemizi ister misin?"
Okuldaki herkes beni ve Mert'i tanırdı.
"Yok hocam ben haber veririm ona. " dedim ve sınıftan çıktım. Çıkış saatine 15 dk vardı zaten. Bizimkiler Yağızla buluşacaktı. Bende eve gidip dinlenecektim. Kapıya çıktığımda derin bir nefes aldım. Elimin titremesi hala geçmemişti ama daha iyi hissediyordum. Ta ki okul bahçesinde arabasına yaslanmış ve kollarını göğsünde birleştirerek bana bakan Yağız'ı görene kadar. Onu görmemiş gibi yaparak bahçeden çıkıyordum ki bana seslendi. "Defne nereye gidiyorsun?"
"Eve"diye kısa bir cevap verdim.
"Sizinkiler gelicek birazdan. "
"Yok siz takılın. Ben gidiyorum. "
Elimi kaldırıp ona görüşürüz dedim. Ama o titreyen elimi fark etti ve bana döndü.
"İyi misin?"
"Evet. "
"Bir sorun mu var Defne?"
"Hayır yok. "
Sıkıntıyla bir nefes verdi.
"Bana neden doğruyu söylemiyorsun?"
"Çünkü seni ilgilendirmiyor. "
Onun afallamasını fırsat bilerek hemen bahçeden çıktım ve sahile indim. Kayalıklara oturdum. Gün içinde yaşadıklarımı düşündüm. Mert'i kırmıştım. Yağız'ı da. Konu Gökhan olunca çok kötü oluyordum. Soğuk içime işliyordu. Aynı zamanda üstüne oturduğum kaya da çok soğuktu. Telefonumu çıkardım. Burak defalarca aramıştı. Ama Mert aramamıştı. Gözlerim doldu. Beni merak ediyordu ama ben onu kırmıştım. Beni çok umursuyordu. Bana bir şey olsaydı çok acı çekerdi. Ama ben onun kıymetini bilmiyordum. Oturduğum kayanın üstünde dizlerimi kendime çektim ve ağlamaya başladım. Onu çok üzmüştüm. Bağırıp çağırmıştım. Beni korumadığını ima etmiştim ya da direkt öyle söylemiştim. Ama o beni babamdan bile koruyordu. Bunları düşününce daha çok ağladım. Dizlerim sırılsıklam olmuştu ve üşüyordum. Ama bu umurumda bile değildi. Ağlamaya devam ettim. Kısa süre sonra bir ses duydum.
"Ağlamandan nefret ediyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Kızı
RandomDefne Sayer babasının işleri yüzünden kendini herkesten soyutlamıştır. Bir gün karşısına Yağız çıkar. Sizce Defne değişir mi? Defne Yağız Mert Alya Ve Burak. Sende bu beşlinin arasına katılmak ister misin?