"Ağlamandan nefret ediyorum "Kafamı kaldırdığımda Mert'i gördüm. Arkasında bizimkileri ve Yağız'ı. Hemen ayağa kalktım ve Mert'e sımsıkı sarıldım.
"Özür dilerim" dedim hıçkırarak. Mümkünmüş gibi kollarımı boynuna daha çok sardım. Ama o bana sarılmıyordu. Bunu hak etmeme rağmen daha fazla ağladım. Bunun üzerine kollarını belime sardı.
"Ağlama" diye homurdandı. Ama ben bir türlü susmuyordum. Çünkü onu çok kırmıştım. Derin bir nefes aldı. Kolları hala belimdeyken bizimkilere döndü. "Siz kafeye gidin. Biz geliriz birazdan. "
"Tamam" dedi Burak. Onları göremiyordum. Bir süre daha öyle kaldık. Sonra Mert beni kendinden ayırdı. Kolunu omzuma attı ve banka oturduk. Beni göğsüne çekti. Dudaklarını saçlarıma bastırdı.
"Özür dilerim. Özür dilerim abi. "
"Tamam artık Defne yeter. "
"Ama seni çok üzdüm. "
"Sen ağlayınca daha çok üzülüyorum. "
demesiyle hızla gözyaşlarımı sildim. Güldü ve bana döndü. "Defne bak seni anlıyorum çok zordu. Ama ben sana söz vermemiş miydim bir daha böyle bir şey olmayacak diye. Yağız'a güvenmesem yanına asla yaklaştırmazdım."
"Biliyorum abi. Aptallık ettim. " dedim. Gözümden bir damla yaş daha aktı. Mert hemen gözlerini kaçırdı.
"Sen ağlayınca kendimi öldürmek istiyorum. " bunu biliyordum zaten. Ben onun zayıf noktasıydım. Gözümden düşen tek damla için kendini sorumlu tutuyordu. Tekrar göğsüne sindim. Üşüyordum. Sınıftan çıkarken montumu almayı unutmak gibi bir aptallık etmiştim.
"Lan senin montun nerede?"
"Sınıfta unuttum. "
Hızla üstündeki kapşonlu ceketi çıkarıp bana giydirdi. Ardından montunu da giydirmeye çalışınca onu durdurdum.
"Sen üşüyeceksin. "
"Titriyorsun" dedi itiraz istemeyen ses tonuyla. Sonra kolunu omzuma attı ve yürümeye başladık.
"İstersen eve gidebiliriz. Ve Yağızla konuşmamı kesebilirim. Rahatsız oluyorsan. "
"Hayır Mert sen haklıydın. "
Kafeye girince tüm gözler bize döndü. Bizimkilerin olduğu masaya oturduk. Alya gülümsedi. Bizimkiler konuşmaya başladı ama onları takip edemiyordum. Kulaklarım uğulduyordu. Galiba hasta olacaktım. Çok üşüyorum. Mert arka tarafıma baktı ve sonra yüzü birden gerildi. Ayağa kalkacakken onu tuttum.
"Mert otur lütfen. . "
Homurdanarak kapşonumu kafama çekti ve yüzümün her tarafını kapattı.
"Ne yapıyorsun? Nefes alamıcam. "
"Çok dikkat çekiyorsun. Kavga çıkıcak şimdi. "
Garson yanımıza geldi ve ne zaman sipariş ettiklerini bilmediğim içecekleri masaya koydu. Mert hemen sıcak çikolatayı önüme koydu. Ona sahip olduğum için çok şanslıydım. Annem bizi terk etmişti. Babamınsa varlığı ile yokluğu aynıydı. Ama o boşluğu hiç hissetmiyordum. Mert o boşluğu fazlasıyla dolduruyordu. Sıcak çikolatamdan bir yudum aldım. Midem bulandığı için bıraktım. Aynı zamanda başım dönüyordu. Mert birden masadan kalktı.
"Şimdi siktim belanı."
Arka masaya gitti çocuğun yakasına yapıştı ve yumruk attı.
"Lan sen nasıl benim kardeşime bakıyorsun?" Bizimkilerle beraber hızlıca masadan kalktık. O sırada başım döndüğü için masaya tutundum. Ve kendimi sandalyeye geri bıraktım. Burak hemen Mert'in yanına gitti. Yağız yanıma geldi. Ağzı oynuyordu ama duyamıyordum. Uğulduyordu.
"Defne?"
"Tamam sakin bir şeyim yok."
"Emin misin?"
"Evet."
Masadan tekrar kalktım ama bu sefer daha kötü oldum ve yere yığıldım.Mert'ten:
Geldiğimizden beri arka masadaki çocuk Defne'ye bakıyordu. Aslında kafedeki herkes bakıyordu. Ama benim bakışlarımı görünce başlarını çeviriyorlardı. Ama yan masadaki piç o sıçtığım kafasını bir çevirmiyordu.
"Şimdi siktim belanı" diyerek ayağa kalktım ve çocuğa ilerledim.
Hemen yakasına yapıştım ve yumruk attım. Sonra bir yumruk daha. Sonra bir tane daha. "Lan sen nasıl benim kardeşime bakıyorsun?"
Çocuk bir şeyler demeye çalıştı ama bir yumrukla engelledim onu. Burak yanıma geldi ve kolumu tuttu.
"Tamam yeter. "
"Ne yeter lan sabahtan beri kıza bakıp duruyo. "
"Mert yeter bak Defne titriyo çok üşümüş. "
Defne lafını duyunca hemen çocuğu bıraktım. Arkamı dönmeden Yağız'ın Defne diye bağırdığını duydum ve hızla arkamı döndüm. Onu öyle yere yığılmış gördüm ya dünya durdu sanki. Hemen koştum yanına. Burak ambulansı arıyordu. Defne'nin yanına çöktüm ve başını dizlerime koydum. Buz kesmişti. O soğukta montsuz beklemişti ama ben fark etmemiştim.
"Lanet olsun. " diyerek kafama vurdum.
Burak bana döndü ve
"Trafik var. Uzun sürer ambulansın gelmesi. "
Sonra Yağız"benim arabam dışarıda. "
Aslında sahile onun arabasıyla gelmiştik. Ama aklımdan çıkmış. Hemen Defne'yi kucağıma aldım. Ne olur bir şey olmasın. Ne olur. Hızla hastaneye gittik ve Defne'yi bir odaya aldılar. Biz de kapıda kaldık.
Alya kızarmış gözleriyle bana döndü.
"Niye çıkmadılar hâlâ?"
"Bilmiyorum"diye mırıldandım. Yağız ve Burak da çok endişeliydi. Niye böyle olmuştu ki birdenbire?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Kızı
RandomDefne Sayer babasının işleri yüzünden kendini herkesten soyutlamıştır. Bir gün karşısına Yağız çıkar. Sizce Defne değişir mi? Defne Yağız Mert Alya Ve Burak. Sende bu beşlinin arasına katılmak ister misin?