YEİS | X

1.2K 57 228
                                    

Empyrium - The Sad Song Of The Wind

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Empyrium - The Sad Song Of The Wind

Merhaba güzelim,

Adını belirtme ihtiyacı duymaksızın yazıyorum bu satırları zira senden daha güzeline rast gelmediğim için mektubun kendi muhatabını kolaylıkla bulacağını biliyorum. Fakat yine de yazmayı bitirdikten sonrası meçhul. Bu kağıt parçasını yırtıp atmak, bir köşeye saklamak veya senden uzak tutmak gibi ihtimaller üşüşüyor zihnime. Aslında yazdıklarımın sana ulaşmasını isteyip istemediğimi bile bilmiyorum. Çünkü ben sana zarar verecek hiçbir şey yapamam. Beni anlıyor musun? Kurulu bir düzenin varken bunu bir mektupla mahvedemem.

Yazıyorum çünkü içimdeki hisler bana ağır gelmeye başladı, ruhumdaki açık yaradan dışarı taşıyor. Buna daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Çok kez seni unutma kararı alıp bunu beceremedim. Bilirsin, değer verdiğin birini asla unutamazsın.

Senden önce ben diye bir şey olmadığını hayatıma girdiğinde anladım. Yaşama tırnaklarımı geçirip arzu ettiğim ne varsa elde etme gayretine giriştim. Yeniden hayata tutunmayı da sırf bu yüzden istedim: Hayatımın iplerini bırakmamak için. Eğer yeterince çabalarsam, senin yüreğindeki vicdan azabını da hafifletebileceğimi umuyordum. Biliyorum, benim için verdiğin onca uğraştan sonra bir şeyleri başaramadığın için kendini suçlamaktan asla vazgeçmeyeceksin. Başaramadığını düşünmeni istemiyorum. Çünkü bilmelisin sen zaten beni büyük bir yeisin içinden çekip çıkardın. Bana yapılabilecek bundan daha büyük bir yardım var mıydı?

Seni çok kez açmaza sürüklediğim için beni affetmeni istiyorum. Binlerce kez ardı ardına özürler sıralasam bile kendime olan öfkem geçecek gibi değil. Seni ufacık da olsa incitmiş olmak beni mahvediyor. Ama sen yaşamaya devam et, yaşa ki evren de senin varlığınla güzelleşsin çünkü bence evren sensizken çekilir gibi değil. Çok çirkin...

Vural sık sık ziyaretime geldi. Onun anlattıklarına göre Kamer'le mutluymuşsun. Yani ona böyle anlatmışsın. Sağ olsun Vural uğradığında ricamı kırmayıp senin hakkında bana ufak tefek haberler getirirdi ve böylece merakım geçer, ruhum hafiflerdi. Senden haber gelince, o günün gecesinde seni düşlerken buluyordum kendimi. Buna rağmen, ben ne aşağılık bir adamım, diye düşünmeden de edemiyorum. Evli bir kadına... Aşık olunur mu? Sonra seni yeniden unuttum. Gibi oldum. Ama yeni bir hayat umuduyla beni özgür bıraktığın o günlerde, koluma yaptırdığım dövmeyi görüyor yeniden hatırıma düşüyordun.

İyileşmeye kendinden başla doktor; yazdıracağım demiştim ya sana. Kısmen de olsa bu dediğimi yaptım sayılır. Onun yerine 'Birbirimizin yaralarını sararak iyileşelim.' yazısını tercih ettim. Minik puntolarla işlenmiş yazıyı görsen, senin de hoşuna giderdi eminim. Ha, bir de sigara içmiyorum artık. Dumanından hoşlanmıyorsun.

Tuhaf geliyor Arya; artık aramızda rengi solmuş basit bir kırmızı çizgiden çok daha büyük engellerin olması. Aslında tek yapman gereken ileri doğru bir adım atmaktı ama attığın bütün adımlar geriye sardı. Bunu neden yaptığını anlayamıyorum. Kendini tutuyorsun. Bir kez olsun hayatının iplerini eline aldığını görmedim. En azından ben bunun için uğraş verdim. Keşke sen de bir an olsun kendi tercihini kendin yapsaydın. Pişman olmaktan korkuyorsun, seni çok iyi anlıyorum ama sence de hayatını bir başkasının yönetmesi en büyük pişmanlıkların doğuşunu getirmez mi? Bu seni mutsuz ediyor. Eğer mutsuzsan kaçıp gitmesini bil.

Y E İ SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin