1.BÖLÜM

551 17 18
                                    

(Medyada Baş karakter Beliz var)

Daha küçükken tanıştım hayatın lanetli tarafıyla. Yıllarca Amcam dediğim adam taciz ediyordu. Sesimi dahi çıkaramıyordum. Niye diye sormayın küçüktüm,bebeklerle oynamam gereken zamanımdaydım  ama yapamadım. Elimden almışlardı bebeklerimi,çocukluğumu, masumiyetimi ve hiç bir zaman geri gelmeyecek olan gülümsememi...

Elinde sonunda olacak olan olmuştu devlet beni almaya gelmişti.Beni aldıklarında rahat bir nefes aldım. Geç de olsa artık kurtulmuştum o evden,anne baba diyemediğim insanlardan. Beni alıp yurda yerleştirecekler artık Yurt çocuğu olacaktım. Benim için zor olan herkese yalan gülücükler atacak olmamdı.Ama yurt benim için yeni bir hayata açılan kapı gibiydi. Kendimi düzeltmem için son fırsat olabilirdi. Yurda yerleşmeye gidiyordum şehir merkezinin biraz dışında kalmıştı yurdum. Vardığımızda beni 3 kızın olduğu odaya yerleştirdiler. Hepsi cana yakın insanlardı. Biri daha cana yakındı Tuana. Sürekli gülüyor etrafına neşe saçıyordu, benim aksime. Sürekli sorular soruyor geçmişimi unutmama izin vermiyordu. Ben geçmişime perde çekmeye hazırlanırken onun soruları beni zorluyordu. Annemi,babamı,kardeşimi sorup duruyordu. Cevap verdiğim tek sorusu ise kardeşimin olmamasıydı. Onu başımdan savsakladıktan sonra yemekhaneye indim. Aslında yurdun sadece kız yurdu olduğunu sanıyordum tâbi aşağıyı görene kadar.Yemekhanede erkek kız karışık yiyordu. Tüm gözler yeni kız olan bana çevrilmişti. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum çünkü son derece bakımsız benim neyime bakıyorlardı orası muamma.
Artık bana bakmalarını istemiyordum içimden bunu geçirirken ve kendime boş yer ararken hepsi birden ayağa kalktı. Arkamda birinin olduğu bariz ortadaydı. Yurdun müdürü tam arkamda duruyor olabilir miydi? Bir dakika ama neden dibime kadar girmiş olsun ki arkamı döndüğümden karşımda gözleri deniz mavisi,saçları güneşi andıran,vücudu son derece sıkı, aşırı tatlı bir çocuk duruyordu. Tam karşım da sayılmazdı benden 20 cm daha yukarıdaydı. Ona dalmış bakıyordum. Birde allah kimseyi özene bezene yaratmaz derler o zaman sen nesin be adam.! Ben ona dalmış bakarken bana '' yoldan çekilecek misin?'' Dedi. Haklıydı ne yapıyorum ben karşısında durmuş ona bakıyorum. Kolumdan tutup beni kenara çekti. Bu hareketi kabaydı. Ama ilk günden kimse ile tartışma yaşamak istemiyordum. Tuana beni tuttu ve bana onun ''Aras ÖZER''olduğunu söyledi. Bunu ona sormamama rağmen söylemişti. Yemekhanenin en dip köşesine geçmiş tek başına oturuyordu. Ama belliydi ki tüm yurt ona saygı duyuyordu ki herkes o gelince ayağa kalkmıştı. Tüm yurt ona saygı duyuyor olabilirdi ama onun da bilmesi gereken bir şey vardı bende Beliz EROĞLUsam kimse bana karşısında boyun eğdiremezdi. Bu kadar tatlı biri tek başına duruyordu. Hiç mi arkadaşı yok, benden daha ezik biri gibi durmuyordu. Oraya bakarken birden kafasını bana doğru çevirdi. Ne yapacağımı şaşırıp hemen kafamı çevirdim. Bu utanç vericiydi neden öyle bakıyordum ki. Saçlarımın arasından tekrar oraya baktığımda masasında başka biri daha oturuyordu. Oda en az onu gibiydi. Ama onun aksine gülüyordu. Kahverengi saçları, önüne düşüyordu yüzünü tam göremiyordum. Birden yemeğimin olduğu masaya sertçe biri vurdu. Arkamda kızıl saçlı, göz kalemini vicdanına kadar çekmiş, ağzında Sakız'ı dolandıran bir kız vardı.''Yeni kız sen misin?'' Diye sormuştu. Kafamı onaylarcasına salladım. Tepsimde duran patates püresini alıp yüzüme sıvadı. Başımdan aşağıya doğru kaynar su döküldü. Yeni kızmışım umrumda bile değil tepsimi alıp başından aşağı boca ettim. İçim çok rahattı, kolumdan tuttuğunda kolunu ters çevirdiğimi hatırlıyorum sonrasında tüm yemekhane karıştı ve havada yemekler uçmaya başlamıştı. Daha ilk günden müdürün odasına çıkmıştım bile. O yırtıcı kızın içinden bebekler gibi ağlayan bir kız çıkmıştı. Sürekli ağlıyor ve beni suçluyordu. Ağladığı için ne dediği belli değildi bile. Müdür tam lafa başlayacakken kapıyı bile çalmadan içeri Aras girdi. Kızın ağlaması biranda durdu. Belli ki bizim kızımız bu arasa baya baya aşık(!) Aras'ı görünce müdür sert bir tonla '' Girdiğin yer ahır değil'' dedi. Aras etrafında tam tur döndü ve '' öyle mi yanlış geldim o zaman'' dedi. Bu dediğine gülmemek için kendimi zor tutuyordum. '' Kızlar siz dışarı'' dedi müdür. Bir bakıma  beni kurtarmıştı.  Teşekkürü hak ediyordu. Müdürün odasından sesler yükselmeye başladı. Orda fazla durmak istemedim ama kızıl saç beni tuttu ve bana saçma tehditlerde bulunuyordu. Konuşmasını bitirdiğinde cevap bile vermeden arkamı dönüp gittim. İyi ki her şey iyi olacak dedim. Her şey boka  sardı ilk günden kavgaya karıştım. Aras'a borçlandım. Odama çıktığımda Tuana ve sıkıcı soruları karşıladı beni kendimi nasıl yatağa attım hatırlamıyorum ama deliksiz uyuduğum kesindi.
Karnımda bir açlık hissi ile uyandım. Doğru dürüst bir şey yememişken nasıl geceyi atlatabilirsin ki Beliz. Kimseye yakalanmadan yemekhaneye indim. Ama nafile her yer karanlık ve boştu. Ne yapacaktım ben çok açtım. Bu açlıkla hayatta uyuyamam beynim aç değildi aksine canım bir torba dolusu çikolata istiyordu. Birden bir flaş ışığı içeriye doğru gelmeye başladı. Hemen masalardan birinin yanına çöktüm. İçimden beni bulamaması için dua ediyordum. Işık biranda kayboldu gittiğini düşünerek ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim. Birden masmavi gözlerine yansıyan flaşı ile karşıma çıktı. Korkudan bağıracakken soğuk elleriyle ağzımı kapadı ve işaret parmağı ile sus komutunu verdi. Şaşkınlıktan donup kalmıştım. Ama neden sıcacık yurtta elleri soğuktu ki ?  Kısık tondaki sesiyle ''ne halt ediyorsun burda?''dedi.
Titrek bir ses tonuyla '' çikolata arıyorum.'' Dedim
Cevabı gecikmedi '' Bu saatte mi?'' Ne varmış saatte illa sabah mı yenir çikolata . Tabi böyle demedim ona '' Evet. Ne var bunda'' cevabını verdim. Elindeki poşeti karıştırdı ve bir çikolata çıkardı. Tam da ihtiyacım olan şeydi ÇİKOLATA! Eline doğru saldırdım kısacık boyumla dalga geçercesine elini en tepeye çekti. Benim için değilse neden çikolata çıkardı ki gözümün önünde. Çikolatanın paketini açtı, ağzına doğru götürüyordu ki birden çektim elinden ve hızla koşmaya başladım. Kız katına çıkacağını sanmıyordum. Odamı da bilmiyordu zaten. Odama girdim ve yatağımın içine girip zevkle ilk ısırığı  aldım çikolatamdan. Bir şey zararlıyken nasıl bu kadar tatlı olabilir  ki ? Bu küçük kaçamaktan sonra ağır bir uyku basmıştı. Gözlerimi açık tutmak gittikçe zorlaşıyordu, sonunda kendimi korkunç rüyalarımın arasına bıraktım.

İKİ KALP BİR BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin