0.1
Eyes Closed-Rosé
Bu hayatta herkesin bir amacı vardı.
Herkes bir amaç için yaratılırdı.
Okula giden bir çocuğun, işe zamanında yetişmek için kısa topuklularıyla koşuşturan bir kadının, sahnede şarkı söyleyen bir sanatçının, arkadaşlarıyla doyasıya eğlenmeye çıkan bir gencin, sınavları hazırlayan bir öğretmenin, hoşlandığı çocuğa hislerini açan kızın, spor yapan birinin, hatta önündeki kediyi yakalamak için koşuşturan köpeğun bile bir amacı vardı. Bu amaç uğruna yaşıyorlardı, bu amacı gerçekleştirmek için uğraşıyorlardı.
Her canlının bir öyküsü vardı. Belki ciltlerce, belki bir sayfa, belki bir cümle.
Kocaman bir kütüphanedeydik hepimiz. Ucu bucağı gözükmeyen, kitap kokusuyla sarmalanmış bir kütüphanede kaybolmuştuk. Diğerlerinin amaçları vardı, kendi kitaplarını bulup bir çıkış yoluna ulaşmak istiyorlardı.
Buraya tıkılmadan önce benim bir hikayemin olmadığını anlatamamıştım. Bulunacak bir şey olmadığını, bir amaca hizmet etmediğimi anlamamışlardı.
Koskoca kütüphanede bir tek ben kalmıştım şimdi, her yer çok soğuktu ve hiç kimse yoktu. Tek başımaydım.
Yapayalnız.
İnsanlar bırakırdı, insanlar terk ederdi, bir kapıyı yüzünüze kapatıp çıkarlardı. Belki sarılıp veda eder, kalpleri ısıtacak sözler söylerlerdi.
Belki de siz bir veda bile edemeden yok olup giderlerdi.
Sonra yalnızlık evresi başlardı; kimseye güvenemezdiniz, hayatınızı üstlerine kurmaya çalıştığınız bütün temeller bir buldozerle yerle bir edilirdi, gecelerce bir duvarın dibinde acizce ağlardınız, insanların seni anlıyorum ya da artık üzülme gibi en derinden yaralayan ve kandıran laflarına inanırdınız, etrafınızda mutlu olan biri varsa o da mutsuz olsun isterdiniz, hayatınınız bitmiş gibi hissederdiniz. Ölmeyi beklersiniz sadece. Ölmeyi ve sizi terk eden insanlara kavuşmayı.
Hepimiz yalnız doğup yalnız öleceğimizi bilmemize rağmen kör gibi birilerine bağlanmak istiyorduk. Bir zaman sonra onların gidip gidemeyeceğini anlayamıyordunuz ama acizce güveniyordunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
doomsday |rosékook
Fanfiction"Kıyamet gelip çattığında ne yapacaksın Jungkook," dedim usulca adımlarımı atarken ona doğru. "Kalkabilecek misin günahlarının altından? İçine atılan kötülüğün tohumları filizlenmeden söküp atabilecek misin kökünden?" Karşımdaydı, duruyordu öylece m...