0.8
True Love is Violent-Allie X
"Şuradaki çocuğu görüyor musun? Aman Tanrım, Calvin Klein gömlek bir insana ancak bu kadar yakışabilirdi."
Bugün kafamı boşaltacağıma dair kendime iyi bir söz vermiştim. Sonbahar partisindeydik, etraftaki minderlerden birine Lisa ile beraber yayılmıştık ve son zamanlarda yaşananlar biraz olsun kafamdan çıkmalıydı. Aslında şu anda pek de rahat hissettiğim söylenemezdi, Lisa bana dolabından özenle seçtiği bir elbiseyi giydirmişti ve istediğim gibi hareket edemiyordum. Yüz üstü uzanıp şuraya, yayılarak parti boyunca uyuklamak kötü bir fikir değildi. Üstelik en yakın arkadaşım bana erkek arkadaş ayarlamaya çalışıyordu ve birazdan bir grubun çıkıp şarkı söyleyeceği sahnenin önünde duran insanların yarısı erkek olduğuna göre bu onun için çok da zor olmayacaktı.
"Liz, belki de oğlan kesmeyi bırakıp ne kadar boktan bir durumda olduğumuzu düşünmeye başlamalısın." Bacaklarıma örttüğüm örtüyle ısınmaya çalışıyordum, neden çorap giymemiştim ki?
Neden pantolon giymemiştim ki?
Lisa, elinde merakla tuttuğu telefonundan etrafı çekiyordu. Aktif bir Instagram kullanıcısıydı, benim gibi günün 24 saatinde uyuma hayalleri kurmuyordu tabi ki. "Eğer düşünürsem ağlamaya başlarım." dedi gözlerini devirerek. Aslında, etrafta onu izleyen çok daha fazla insan vardı ve insanlar Lalisa Manoban'ın onlara baktığını duyunca resmen memnun oluyorlardı.
Telefonunu küçük çantasına koydu ve ayağa kalkarak elini bana uzattı. "Hadi gel, sahnenin oraya gidelim. Grup çıkmak üzere!"
Elbisenin kısa eteğine dikkat ederek elini tuttum, ayağa kalktığımda ılık bir rüzgar saçlarımı savurmuştu ve bacaklarım üşüyordu ama bu noktada yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Keyfini çıkarmalıydım belki de.
Aklıma gelen fikirle duraksadım ve "Sen git," diye mırıldandım. "Ben standlardan kahve alıp geleceğim." Bu nefis kokuyu kaçıramazdım.
"Tamam, sakın kaybolma!"
Lisa ile ters yönlere döndüğümüzde bir anda kalabalıktan dolayı afalladım çünkü koskocaman çimenlik alan ışık hızıyla doluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
doomsday |rosékook
أدب الهواة"Kıyamet gelip çattığında ne yapacaksın Jungkook," dedim usulca adımlarımı atarken ona doğru. "Kalkabilecek misin günahlarının altından? İçine atılan kötülüğün tohumları filizlenmeden söküp atabilecek misin kökünden?" Karşımdaydı, duruyordu öylece m...