DN I

645 2 1
                                    

Sonbahar mevsimi hava  soğuktu. Mini kort şortumun üstüne kısa bordo renkli bir tişört giymiştim. Gözümde ise yuvarlak camlı güneş gözlüklerim vardı. Belki salak diyeceksiniz ama o gözlükleri neden taktığımı bilmiyorsunuz. Gözlerimde ki acıyı, sevgiyi, umutsuzluğu saklayabilmek için. Uzun saçlarımı yandan örmüştüm ve sürekli onunla oynuyordum. Düşüncelerim kafamın içinde kavga ederken bir şeylerle uğraşmam gerekiyordu. Yağmur hafiften çiselemeye başladı. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Muhteşemdi. Koyu gri bulutlar rüzgarla birlikte savruluyordu.

Yağmur şiddetlenmişti. Beyaz şemsiyemi açtım. Şemsiyemi açmak için düşüncelerimi bir kenara attığım o kısacık zaman içinde etrafıma baktım. Herkes bana adeta bir orospuymuşum gibi bakıyordu. Farklı olmayı severim. Bir orospuya benzesem bile. Şemsiyemi açtım. Bu kadar insan benden iğrendiği için değil, bana hayran kaldıkları için bakıyor olmalılardı. Kendini beğenmiş biri değilim. Sadece böyle düşünmek beni rahatlatıyordu. Bir an kendime olan öz güvenim yerine geldi. Omuzlarımı geriye attım ve yoluma devam ettim.

Arkamdan siyah bir BMW korna çaldı. Araba yanımda durdu. Camlarından içerisi gözükmüyordu. Gözlüklerimi çıkardım. Benim arkadaşlarımın BMW'si olamazdı. Sürücü pencereyi açtı. İçinde kahverengi saçlı, kahverengi gözlü benim yaşlarımda biri vardı :

- Selam güzellik. Bu yağmurda böyle dolaşma istersen. Arabaya bin.

Çocuk gerçekten yakışıklıydı. Hayır dememek elde değildi. Siyah gömleğinin yakasını açmıştı. Kollarınıda sıvamıştı. Kaslı olduğu belliydi :

- Bu harika teklife hayır diyemeyeceğim kesinlikle.

Şemsiyemi kapattım. Neyse ki çok ıslanmadan arabaya bindim. Tanrım. Çok rahattı. Havalandırmalardan hafif bir sıcaklık esiyordu. Dışarıda ki soğuktan sonra iyi gelmişti :

- Söyle bakalım. Seni nereye bırakıyorum ?

Adresimi verdim. Arkama yaslandım. Radyodan yavaş bir müzik çalıyordu. Herşey mükemmeldi.

Uyuya kalmıştım. Arabaya bindiğim yerle evim arasında neredeyse 1 saat mesafe vardı. Uyumak için mükemmel olmasada idare ederdi :

- Güzellik. Hadi uyan. Söylediğin yere geldik.

Yanağımda sıcacık bir el hissetmiştim. Elini kaldırmasın diye sonsuza kadar uyuyo numarası yapabilirdim :

- Ahh. Çok özür dilerim. Hem seni buraya kadar getirttim ve arabanda uyuya kaldım.

- Arabama binmeni ben istedim. Bana kötü bir fikir olduğunu söyleyemezsin.

Doğruldum. Arabanın aynasından dağılan saçımı düzelttim. Bu çocuk gerçekten çok hoşdu. Arabadan indim. Şemsiyemi açmama gerek kalmamıştı, yağmur kesilmişti. Ama hava hala soğuktu.

Bahçe kapısının kilidini açtım. Pipes sesi duymuş olmalı ki hemen bana doğru koştu. Kendini sevdirmek istiyordu. Topu ayağımın yanındaydı. Topunu attım. Pipes ne zaman topunu havadayken görse mutlaka peşinden koşardı. Onunla daha sonradan ilgilenecektim ama şimdi değil. Merdivenleri çıktım ve kapıyı açtım. Evim güzel evim..

KarmakarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin