DN V

295 1 0
                                    

O akşam salonda uyuya kalmışım. Saat sabahın altısıydı. Koltukta doğruldum. Ağlamakdan olsa ki yüzüm şiş gibiydi. Ayağa kalktım ve doğruca mutfağa gittim. Karnım gurulduyordu. Hiç bir şey yememiştim dün akşam. Dolapta yarım kalmış bir pizza vardı. Onu mikrodalgada ısıttım ve yemeye başladım. Üstüne biraz su içtim. Hazırlanmak için yukarıya çıktım. Bu gün kendimi içine kapamiyacaktım. Kolsuz mavi bir tişört giyidim. İçimede siyah bir badi. Altıma ultra kısa beyaz şortumu giydim. Kendime aynada baktım. Sanki 100 yıldır yaşıyordum ve o yüz yılın yorgunluğu yüzüme vurmuş gibiydi. Saçım topuzken uyuyakalmıştım. Bu yüzden o kıyafetlerle bile olsa güzel gözükmemin bir imkanı yoktu. Saçlarımı salık bıraktım. Göz kalemi çektim. Hafif bir dudak parlatıcısıda sürünce gerçekten mükemmeldim. İçimde ki üzüntü artık dışarıya yansımıyordu. Aşağıya inip CAT botlarımı giydim. Ve olmazsa olmazım güneş gözlüklerimi gözüme geçirdim. Çantamı aldım. Derin bir iç çektikten sonra dışarıya çıkabildim.

Saat yedi olmuştu. Yine aynı taksiciye denk gelmiştim. Petra 'yı gerçekten sevmiş gibiydi. Barın önünde durdum. Bu gün benim günümdü. Kapıyı açtım. İlk olarak gözüm Petra 'yı aradı. İyi gözüküyordu. Uzun sarı saçlarını bu sefer toplamış, siyah salaş kısa bir elbise giymişti. Kıyafetine dikkat etmesede barda çalıştığını anlayabilirdiniz :

- Günaydın Petra. Bu gün nasılsın ?

- İyiyim Kelly. Her zaman ki gibi.

Her Petra 'yla konuştuğumda kendimi suçlu hisediyordum. O benim en yakın arkadaşımdı ama ben akşamları o sarhoş olunca onu başkalarına satıyordum. Evet aileden kalan bir mirasım olduğunu söylemiştim ama sadece ev döşeye bildim bu mirasla. Kalan hepsi abime ait oldu. Petra 'nın omzunu sıvazlıyıp barın arkasına geçtim. Soyunma odasının olduğu yere geldim. Çalıştığım yer kesinlikle C sınıfı bit bar değildi. Sadece müşteriler için değil, bizim için de harika bir yerdi. Dolabımdan önlüğümü aldım ve çantamı içeri tıktım. Telefonumu hep yanıma alırdım. Çantamdan çıkaracakken mesaj gelmişti. O esmer çocukdu. Peşimi bırakmalıydı artık. "Bu akşam görüşmek istiyorum. Lütfen. durum sandığın gibi değil. Bir şans istiyorum. Jim". İsmini söylemişti. Jim. Ona hayır demek istemiyordum. Bir bahanesi vardı. Ama o asi kız tavrım yok mu. Beni ele vermiyordu. Cevap yazmadım. Telefonumu cebime koyup. Bar salonuna geri döndüm.

KarmakarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin