DN III

404 2 0
                                    

07:27. Erken bir saat gibi gelebilir ama işe ancak böyle yetişebilirim. Yırtık bir kot pantolon ve beyaz uzun kollu bir tişört giymiştim. Her zamanki gibi saçlarımı yandan örmüştüm. Kapının yanındaki aynada kendime baktım. Gözlerimde ki o ifade beni olduğumdan yaşlı gösteriyordu. Güneş gözlüğümü elime aldım. Güneş olmadığı için insanlar benimle dalga geçeceklerdi ama ben umursamamayı öğrenmiştim. Gözlüğümü taktım, ayakkabılıktan converselerimi aldım ve dışarıya çıktım.

Bir kaç metre yürüdüm. Taksilerden biri durdurdum ve bindim. Adamın sürekli dikiz aynasından bana baktığını anlayabiliyordum. Ne diye bana bakıyordu ? Bara gittiğimi öğrenince faydalanmak istediğini düşünmeye başlamıştım. 30-36 yaşlarında bir adamdı. Artık dayanamadım :

- Pardon ama güneş gözlüğü takmam sizin bakışlarınızı göremeyeceğim anlamına gelmiyor.

Adam şaşırmıştı :

- Bir genç kız bu saatte bara gidiyor. Merak ettim işin ne güzellik senin ?

Şaşırmamıştım. Bu her zaman başıma gelirdi. Her takside aynı şey. Yaptığım şeyde aynıydı :

- Düşündüğün şey. Bana sadece numaranı ve paramı ve sana başkasını ayarlıyım.

İş yerime gelmiştik. Taksi önünde durdu. Parayı verecekken elimi geri çekti :

- Bana para ödemene gerek yok. İstediğin zaman beni ara. Özel şöför olarak düşün.

Fikir güzeldi. Ama kalsın teşekkürler. Adam cebinden 160€ çıkardı ve bana uzattı. Taksiden inip bara girdim. Bu gün de ben kazanmıştım.

Evet. Tenha bir yerde, tenha bir barda çalışıyorum. Dediğim gibi paraya ihtiyacım yok. Sadece zevk meselesi. Petra daha önceden gelmişti. Masaları silerken mini eteği de iyice minileşiyordu. Uzun platin sarısı saçlarıyla o ortama çok uygundu. Ama ben o gün aykırıydım. Çünkü bu günümü sadece o esmer yakışıklıya ayıracaktım. Arka kısma geçtim ve önlüğümü taktım. Petra 'ya yardım için yanına gittim :

- Yardım lazım mı?

- Bana değil ama bence sana lazım Kelly. Bara bu şekilde mi geldin? Demek ki günün kötü geçiyor.

Aslında haklıydı. Günüm kötü geçmiyordu ama aklımda kötü düşünceler geziyordu. Taksici de bana bir sürtükmüşüm gibi davrandı. Ya o esmer yakışıklı da beni öyle sandıysa? Belki bir aşk değil, tek gecelik bir ilişki olacaktı. Ama yalan söyledim :

- Yoo. Ben iyiyim. Bir şey yok Petra. Düşündümde yardıma ihtiyacın yok gibi.

Düşüncelerim her şeyin önüne geçmişti o an. Sadece düşünüyordum.

Zaman çabuk geçmişti. Petra her zaman ki gibi sarhoş ayrılmıştı. Ben ise o gün hiçbir müşteriyle yakından ilgilenmemiştim. Petra 'yı kolundan tuttum ve dışarıya çıktık. Bu sabah tanıştığım taksiciye telefon açtım. Hayır Petra 'yı evine bırakmayacaktım. Onu taksiciye verecektim. Biliyorum. Arkadaşımı kullanıyorum ama zaten onun işi bu. Taksi bir kaç dakika sonra geldi ve taksiye bindik :

- Beni eve bırak. Bu da ayarladığım kız. İyi bak yarına lazım. Sonra onuda evine bırakırsın umarım.

Taksici kafasını evet anlamında salladı. Ben adresleri verdim ve kafamı pencereye yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım.

KarmakarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin