Gecenin bir saatinde ayaktaydım. Mutfaktan bir bardak su alıp salonun camının önündeki koltuğuma oturup karanlıkta, karanlık tarafından esir alınmış şehiri izliyordum. Garip bir şekilde geceye aşığım beni en iyi anlayan geceler olur.
Yalnız:
Ağladığım
Düşündüğüm
Çizdiğim
Gülümsediğim
Her şeyi en iyi şekilde yerine getirir gece, sessizliği çok şey anlatır insana.
Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda gördüğüm tek şey minik bir yıldızın hızla gökyüzünü terk ettiğidir. Öylece ona baktım.
- Dilek tuttun mu?
Ani gelen sesle arkama baktım minik uykucu uyanmıştı. Dağınık saçları, uykulu gözleri, yamuk yumuk adımlarla gelişi ve eliyle kafasını kaşıyarak yanıma gelmeye çalışıyordu.
- Tutmadım sence tutmalı mıyım ?
Yavaşça kafasını gökyüzüne kaldırdı.
- Ben olsaydım. Ölene dek seninle kalmak istediğimi söylerdim minik yıldıza.
Beni duyar mıydı?
Cevap verir miydi?
Seni seviyorum Hane....
Bir anda kaybolan her tarafa külleri saçıldı ben ne olduğunu anlayamadan yok oldu bu bir gerçek değil miydi?
Rüya mıydı?
Gelecek?
Geçmiş?
Fark etmediğim göz yaşları yanağımdan aşağı süzülüyordu.
Neler olduğunu anlayamadım bile derken gökyüzün de ki yazı dikkatimi çekti:" Dünya'nın gerçek yansıması rüyalardır. "
&&&
- Tatlım yine mi aynı rüya?
Diye soran Jisung'un sesiyle uyandım.
Evet anlamında kafamı salladım. Hiç takmıyordu bu rüyayı defalarca aynı rüyayı görüp duruyordum.
Jisung yataktan kalkıp
"hadi bakalım "deyip
beni de kucağına alarak salona taşıdı.
Etrafa gülücükler saçıyor dans ediyordu.
Baby shark dinleyerek kahvaltı hazırlıyorduk. O kadar mükemmeldi ki gülmekten karnıma ağrılar giriyordu.
- Bak bak ne kadar talıyım baby sharkkkk
Diye bağırıyordu.
O sırada kapı çaldı. Jisung kapıyı açıp
- Kargo gelmiş tatlım sana. Diye bağırdı.
Ona şaşkın şaşkın bakıyordum çünkü ben bir şey sipariş etmedim. İmzalayıp kargoyu içeri sehpanın üzerine koydum. Üstünde bir not vardı." Rüyalarına Hoşgeldin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAİNY DAY [ Jİ-SUNG ]
FanfictionYağmurlu gün kadar soğuk Ve huzur vericisin Ancak sensiz bir hayat yağmurun yağmadığı çöl gibi...