1.6 - "Kırık kalp"

143 23 30
                                    

"Charlie Arnard'a derhal buraya gelip suçları için savunma yapmasını söyleyin. Salin'i Taht odasına getirin. Derhal!" diye bağırdım. Kilarn Velaryon kafasını salladı ve korkuyla yanımdan ayrıldı.

Kendimi hiç iyi hissetmiyordum.

"İyi misiniz, majesteleri?" dedi Henry. Kafamı salladım. Kesinlikle iyi değildim.

"Odanıza gitmek ister misiniz?" diye sordu.

"Hayır. Taht Odasına gideceğim. Salin'in bir açıklaması olduğundan eminim."

Taht Odasına gidip tahta otururken kendimde değildim. Ellerim istemsizce titriyordu.

Bir an için, üstünde oturduğum tahttan nefret ettim. Bu taht, bu taç bana nelere mal olmuştu? Bir kız kardeş kaybetmiştim. Kalbi kırık bir adamı öldürmüştüm. Şimdi de, belki de kendime itiraf edemesem de, içten içe bir şeyler hissettiğim insan tarafından ihanete uğramıştım.

Ellerimi öyle sıkmıştım ki, tırnaklarım avucumda iz bırakmıştı. Ellerimi birleştirdim. Kapı çalındı. Salin içeri girdi. Şaşkındı ama yüzünde güçlü bir maske vardı.

"Majesteleri," dedi diz çökerken. Ses tonundan şaşkınlığını duyuyordum.

Mektubu onun önüne fırlattım. Bir kaç kez okudu, her seferinde gözlerini daha şaşkınca kırpıştırdı. Ne iyi bir oyuncuydu.

"Bizi yalnız bırakın," dedim. Odada ikimiz kalınca tahttan indim ve tam onun karşısında durdum. Hayal kırıklığı ve kızgınlıktan ibarettim.

"Sana güvenmiştim, diye fısıldadım.

"Ben yapmadım," diyebildi. "Sana asla ihanet etmedim. Yapmadım. Bundan şuan haberim oldu," dedi. Sesi titriyordu.

"Bana ağabeyinin Aaron ile yakın olduğunu, bu yüzden onu seçtiğini söylemiştin. Ağabeyinin o ve Rhae için savaştığını biliyordun. Buraya, benimle yakın olmak ve haberleri ağabeyine vermeye karar verdin, değil mi?"

"Hayır," dedi çiz çökerken. Ağlıyordu.
"yapmadım. Bilmiyordum. Sana asla ihanet etmedim." dedi ağlarken.

"Senin yüzünden kız kardeşimi öldürdüm," diye fısıldadım.

"Size ihanet edecekti," dedi ağlamaya devam ederken.

"Sen de ettin." dedim. İlerledim ve arkamı döndüm. Ağladığımı görmesini istemiyordum.

"Hanem içinde değersiz biriydim. Benden başka bir çok Targaryen vardı, o yüzden asla tahta çıkmamı beklemediler. Bir varis olarak yetişmedim. Eğer tahtı almasaydım, büyük bir ihtimalle babam beni bir lordun oğlu ile evlendirecekti. Sevginin ne olduğunu asla bilemeyecektim." ona döndüm.

"Seni sevmiştim," dedim. Bu kalbime bir hançer gibi saplanmıştı.

"Daenara," dedi ayağa kalkınca. Bir adım geriye çekildim.

"Ağabeyin Charlie buraya gelip suçlamalara yanıt verene kadar, odandan çıkmanı yasaklıyorum. Yemek ve diğer ihtiyaçların askerler tarafından halledilecektir." ona nefretle baktım.

"Hain olduğunuza karar verirsem, ağabeyin ile seni idam ettireceğim."

Bana bakmaya devam etti. Gözlerinde korku belirtisi aradım. Yoktu.

"Senin bana inanmadığın bir hayat yerine ölüm daha az yakıcı olur," dedi. Güldüm.

"Ben hainleri bağışlamam, Salin." dedim. Ona bir adım attım. "Düğünüm iki gün içinde olacak. Rhse'nin ordusunu ezeceğim. Rhae'yi parçalara ayırıp kafasını kazığa geçireceğim. Tüm düşmanlarımı, tek tek öldüreceğim." dedim.

"Ben senin düşmanın değilim," dedi.

"Askerler!"

"Leydi Salin, ağabeyi buraya gelene kadar odasında kalacak," dedim.

"Hayır," diye fısıldadı.

"Hoşçakal, Salin."

Tahtıma otururken sırtımı dikleşirdim. Salin odadan çıkarken ona bakmak bir işkenceden farksızdı.

Kalbim binlerce parçaya bölünmüştü. Salin'e bu kadar güvenmem hataydı belki de. Bana iyi davrandığı, bana özel davrandığı için kalbimi ona açmam hataydı.

Bir kraliçe daima yalnız olmalıdır.

Fakat buna rağmen, ben evleniyordum. Yabancı bir erkekle. Targaryen kanı taşımayan biriyle.

Taht Odasına Kilarn Velaryon girdi. Diz çöktü.

"Majesteleri," dedi.

"Soylulara, herkese mektup gönderin, iki gün sonra düğün gerçekleşecek." kafasını salladı.

"Arnard Hanesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz, majesteleri?" dedi.

"Charlie Arnard burada yargılanacak. Eğer suçlu olduklarına karar verilirse, onları idam edeceğim."

"Majesteleri," dedi. "Arnard Hanesi büyük bir hane, onları yok etmek büyük isyanlar doğurur." dedi.

"Ne yapayım, Kilarn? Bana ihanet etmelerine göz mü yumayım?"

"Hayır. Elbette hayır. Ama kız kardeşleri, Leydi Salin ve Leydi Anya'yı burada tutun. Onların evlenmesini ve çocuk doğurmasını yasaklayın. Lord Charlie ve eşi bir çocuk yaparsa ve erkek olursa, onu Kraliçe Eli yapın. Onları varissiz bırakın." kafamı salladım. Bu çok mantıklıydı.

"Leydi Anya'nın hizmetime girmesini istiyorum." dedim.

"Elbette majesteleri, izninizle." dedi. Kafamı salladım. Odadan çıktı.

Kafamdaki tacı aldım. Taşlarla süslü taca baktım. Bu taç yüzünden bir çok şeyden, bir çok insandan vazgeçmiştim.

Tacı fırlattım.

CROWN FOR QUEEN. (Kraliçe #2) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin