third

89 12 23
                                    

İyi okumalar dilerimmmmmm

Hiyai_ çok sevdigim yazara ithaf edilmiştir.

Bana PubG öğretmiştin. Aslında belki de PubG behaneydi. Ben seninle iletişim kurmak istiyordum. Başkası olsa Namjoon'la Jin'e kızardı belki de. Ama benim kızmaya hakkım yoktu. Çünkü onlar sadece bir nevi bana yardım ettiler seninle iletişime geçebileyim diye.  

Sen.. ilk gördüğüm an onunla nasıl iletişime geçebilirim diye düşündürtmüştün bana.  Keşke aklıma gelmeseydin hiç. Düşünmeyeydim seni. Bir kez, hayatımda en azından bir kez keşke başkasını düşünmezdim. Belki o zaman daha çok yaşardım ha? Belki 1 yıl falan.

"Nasıl şimdi onu Hoseok'la mı tanıştırıcaz?"

"Zaten Hoseok'la tanıştı. Bize sadece yakınlaştırmak lazım. Bu onun tekrardan kendini sevmesi için bir fırsat."

"Ya Yoongi kabul etmezse?"diye sorduğunda Namjoon gözlerini devirdi. "Yoongi'ye soran kim?"

"Yoongi böyle bir şey yaptığımızı bilse deliye dönecek."

"Hayır dönmeyecek. Biz sadece ortaya bir kıvılcım atıcaz. Gerisi kendiliğinden gelişecek."

"Ya olmazsa?"dedi Seokjin endişeyle.

"Demek Yoongi'nin kaderi de böyleymiş."

~~~

"Ne yapmaya çalışıyorsunuz?"dedi bıkkınlıkla Yoongi.

"Sadece dışarı çıkıcaz Yoongi. Bu kadar gerilmene gerek yok."dedi Seokjin gözlerini devirerek.

"Benim neden bundan haberim yok?"

"Amma da uzattın be adam. Sadece gidip birşeyler içicez. Ve sen, Min Yoongi, bizimle geleceksin."

Yoongi gözlerini Namjoon'a dikip 'hadi ya ordan' bakışı attı.

"Öyle bakma,Yoongi. Bak kaç zamandır birlikte bir şeyler yapmıyoruz. Hem değişiklik olur. Sen de hava almış olursun."dedi Seokjin Yoongi'nin yanına oturup ellerini onun dizlerine koyarken.

"Günün 24 saatini neredeyse sizinle geçiriyorum. Hala mı 'bir şeyler yapmıyoruz' oluyor."

"Evet genellikle aynı evde bulunuruz. Biz seninle takılmak için geliyoruz,sen uyuyorsun ve biz de birlikte vakit geçirmiş oluyoruz. Aynen günümüz bu."dedi Namjoon. Artık sabırsızlanıyordu. Bir an önce onunla Hoseoku yakınlaştırıp yüreğinin tekrar ısınmasını sağlamak istiyordu. Hoseok'un yüreğini ısıtamacağı adam yoktur. Sahi neden daha önce gelmemişti akıllarına. Bu işi yapsa yapsa Hoseok yapabilir zaten.

"Nereye gidicez peki?"dedi Yoongi bıkkınlıkla.

"Sürprizz"

***

"Cidden mi?"dedi Yoongi.
NamJin ikilisi tatlı gülümsemelerini sunup O'nu içeriye sürüklediler.

Girdikleri anda sıcak hava yüzünü yalamıştı Yoongi'nin. Cam kenarına yerleşirken yanlarına geçen seferki garson gelmişti kocaman gülümseyerek. "Oo Namjoo, Jin. Siz uğrarmıydınız ya?"

Bir-birlerine sarılırken Namjoon konuştu. "Evet, uzun zaman oldu."
Sonra Yoongi'ye elini uzatıp "Hoşgeldiniz."dedi. Yoongi de elini uzatırken " Hoşbulduk."dedi.

Seokjin şaşırmış gibi yaparak "Siz tanışıyor muydunuz?"deyip ikisinin arasında gözlerini gezdirdi.

Hoseok gülümseyerek kafasını sallarken Yoongi "Geçenlerde gelmiştim."dedi,ardından Hoseok "Hatta bana PubG oynamayı öğreteceğini de söyledi."diyerek kocaman gülümseyip Yoongi'ye baktı.

Namjoon Yoongi'ye bakıp "A öyle mi?"derken elleri heyecanla Seokjin'nin poposuna vurup cimcikliyordu.

Yoongi kafasını sallayıp masalardan birine oturdu. Ardından diğerleri de masaya geçerken Hoseok "Siz oturun. Ben de size kahve ikram edeyim."dedi.

"Olur."dedi diğerleri de.

"E senin kafe işi nasıl gidiyor?"diye sordu Jin.

"İyi işte hallediyorum bir şekilde."

"İşletme okuyucam derken garson olacağını söylememiştin. Bir işçi alsana şuraya. Sen de rahat ol."

"Ama işte ben seviyorum burda çalışmayı. Hem burda çalışmasam tüm gün napıcam ki?"

"Yoongi ile takıl zaten o da tüm gün boyunca işsiz."

Yoongi şaşkınlıkla kaşlarını çatıp Jin'e döndü. Namjoon Yoongi'nin ağzını açmasına izin vermeden konuşmaya başladı. "Aynen. O kadar İnşaat mühendisliyi okudu ama çalışmıyor."

"O zaman sizinle birlikte mi okudu?"

" Sayılır. Yani hepimiz aynı üniversitedeydik. Yoongi Seokjin hyungla aynı sınıftaydı. Ben onlardan bir sınıf alt."

"O zaman Yoongi abi demeliyim,hm?"

" Yani. Ben pek demem. Ama sen kendin bilirsin tabi."

Seokjin çalan telefonuyla ayağa kalktı. Bir süre sonra geri gelip Namjoon'a döndü. " Gitmeliyiz. " Namjoon şaşkınlıkla ona bakarken " İşle ilgili."diye ekledi. O da kafasını sallayıp ayağa kalktı.

"Üzgünüm Hoseok. Sonra tekrar uğrarız."dedi Seokjin Hoseok'a sarılırken. Yoongi de ayaklanacakken Hoseok "Yoongi ağabey,sen biraz daha kalır mısın?"diye sordu.

Yoongi ani soruyla şaşkınlığa uğrarken Hoseok devam etti." Bak kafede adam az. Gittiğinizde çok yalnız hissedicem. Benimle kalır mısın?" Yoongi ne diyeceğini bilemeden yarı oturur,yarı ayakta halde kalırken Namjoon atladı lafa. "Tabii ki kalır. Niye kalmasın."

"E o zaman biz gidelim, siz de takılın"

Hoseok gülümseyerek kafasını sallarken Yoongi de yerine geri oturdu.

Seokjingilin gitmesinin üzerinden 7 dakika geçmişti ama ikisi de ağzını açmıyordu. Yoongi kahve bardağına bakarken Hoseok ise sadece ona bakıp dudaklarını ısırıyordu. "Ağabey?"

Yoongi kafasını kaldırıp gözlerine baktı. "Hm?"

"Bana PubG oynamayı öğretmeyecek misin?

"Bana PubG oynamayı öğretmeyecek misin?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seviliyorsunuz,papatyalar💜🌼

The Last~Hoseok's lettersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin